"Alya, şu kıza bir şey söyle. Yemin ederim elimde kalacak." Hakan abinin sinirle konuşmasıyla ne yapacağımı bilemedim. İkiside kocaman yetişkin insanlar neden böyle birbirlerine ters davranıyorlar anlam veremiyordum.
"Hakan o iğrenç sesinle bağırmayı kes! Bir şey demediğim hâlde bana kızıyorsun." Hatice Kübra'nında sesini yükselterek konuşmasıyla bu akşamın sonunun kötü biteceğini anlamış oldum.
"Allahım sen bana sabır ver. Sanane kızım, bu benle Ali Ömer arasında sen ne karışıyorsun?" Hakan Abinin öfkesi sesine de yansımıştı.
"Kübra Abla, gerçekten bu olaya biz karışmasak daha iyi olur, sonuçta bu abilerimin arasında olan bir şey." Ecrin'in çekingen bir sesle konuşmasıyla gözlerim onu buldu.
Hatice Kübra'nın tepkisinden korktuğu için böyle çekingen konuşması yüzümü gülümsetmişti. Ecrin, yüzü kadar kalbi de güzel bir kızdı. Abisiyle olan ilişkileri bizim Ali Ömer'le ilişkimiz kadar mükemmel olmasada o da daima onu savunurdu. Şuan Hatice Kübra'dan çekinmese onunla sağlam bir tartışmaya gireceğini biliyordum. Hatice Kübra, haksız olmasına rağmen abimi koruması hoşuma gidiyordu. Ama ne kadar hoşuma gitse de bu yanlıştı. Sonuçta bu olay abimle Hakan abi arasındaydı. Hatice Kübra'yı ilgilendirmiyordu. Çocuk bize anlattı diye burnundan getirmemize gerek yoktu.
"Hah, abilerinin arasında Ali Ömer burada değil, senin bu uyanık abinde yokluğunu fırsat bilip iş çeviriyor arkasından.''
"Allah aşkına ne iş çevirmişim. Bir daha söyle, bakalım kız mız dinliyor muyum?" Hakan Abinin konuşmasıyla Hatice Kübra kahkahalarla gülmeye başladı.
"Lan kendimi Ali Ömer'in karısına göz koymuş gibi hissediyorum. Bu kız beni delirtecek." Hakan Abinin sinirle söylediği şeyle benle Ecrin de birbirimize bakıp gülmeye başladık.
Hakan Abi, bize ters bir bakış atıp söylenmeye başladı. "Siz ikinizde buna uyup beni delirtmeyin."
Gülmeyi kesip onları uzlaştırmak için sahte bir boğaz temizlemeyle konuşmaya başladım.
"Şimdi sakin olup beni dinleyin lütfen." Üçünün de dikkatini çekmeyi başardığımda ciddi olmaya çalışarak konuşmaya devam ettim."Bakın, Senem abimi seviyordu doğru ama abim hiçbir zaman onu sevmedi ki ona hep arkadaş gözüyle baktı. Ve Hakan Abi, eğer sen gerçekten Senem'i seviyorsan Abim buna karışmaz. Hatice Kübra, sende boşuna kızıyorsun. Abim, Hakan Abiye kızmaz." Yani kızmasını gerektirecek bir sebep yoktu ortada.
Gözlerim önce Hatice Kübra'yı ardından Hakan Abimi buldu. İkiside sessizce önlerine bakıyordu.
"Abi, Senem Ablayı gerçekten seviyor musun?" Ecrin'in sorduğu soruyla Hakan Abinin ne cevap vereceğini beklemeye koyuldum. Geldiklerinden beri tartıştığımız konu buydu. Senem çocukluktan beri arkadaşımızdı. Bizim mahallenin kızıydı fakat üniversiteyi İstanbul'da kazanmış, orada okuyordu. Lisedeyken bir ara abimi seviyordu. Abimde o zamanki aklıyla kısa bir süre onunla çıkmıştı ama onu sevmiyordu. Zaten şuan ki Ali Ömer, asla böyle bir şey yapmaz. Hakan Abimde şimdi Senem ile konuşuyor ve bundan abimin haberi yok. Tabi bunu bize anlattığında Hatice Kübra, abimin onu seviyor olabileceğini düşündüğü için ona demediğini bırakmamıştı.
"Açıkçası bilmiyorum ama şimdi şöyle bir gerçek var. Senem, oturmasını kalkmasını bilen çok akıllı ve güzel bir kız. Her erkek onun gibi bir kızı ister." Hakan Abimin söyledikleriyle ne düşüneceğime karar veremedim.
"Aptal çocuk, her erkeğin isteyeceği diyorsun, ya Ali de istiyorsa." Hatice Kübra'nın konuşmasıyla Hakan Abim gözlerini yumarak derin bir nefes aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Göklerin Kızı
RomanceBir bataklığın içinde ruhumu kaybetmeye adım adım yaklaşmamın, Kendi kişiliğimi hiçe sayarcasına ayaklarımın altında ezişimin, Alazlanarak benliğimi yok etmemin hikayesiydi bu. Peki, ben bunları engelleyebilir miydim? Kaybolmaktan kurtulabilir miydi...