Özel Cinayet Bürosu

295 12 4
                                    

Yüzüme attığım bir avuç su sayesinde kendime gelmiştim ve şuan nereden geldiğini bilmediğim bir özgüvenle patronumun kapısının önündeydim. Üstüme son bir kez baktım ve ardından elimle saçımı düzelttim. Boğazımı temizleyip konuşmamı içimden tekrar ettim ve kapıyı çalarak içeri girdim. Elimdeki dosyaları daha sıkı tutarak, titrek adımlarla masanın karşısında durdum. Patronum yine umursamaz ifadesini yüzüne takındı ve elindeki kalemle oynayarak bana bakmaya devam etti. Ne ben konuştum ne de o. Sadece bana bakıyor ve benden işine yarayacak haberler bekliyordu. Bense gün boyu tekrar ettiğim konuşmamı unutmuş ve dilimi yutmuştum. Patronum Volkan Bey, derin bir iç çektikten sonra elindeki kalemi masaya sert bir şekilde fırlattı ve ellerini birleştirerek arkasına yaslandı.

"Gün boyu bana öylece bakmayı mı düşünüyorsun, Eylem?"

Kendime gelmiş gibi elimdeki dosyaları masaya bıraktım ve önüme gelen saçları arkama atarak 'hazır ol'a geçtim.

"Volkan Bey, ben öncelikle şunu belirtmek isterim ki, bir gün içerisinde altı haber üst üste bulan tek kişi benim."

Volkan Bey'in bana ruh hastasıymışım gibi bakması üzerine bakışlarımı yere indirdim. Onun için önemli olan; ne kadar haber bulduğun değil, nasıl haber bulduğundu. Ve evet, ben bunu unutarak bana takıntılı olan patronuma koz vermiştim. Şimdi ağzı durmazdı bu adamın!

"Anlat."
Dedi ve ifadesizliğini yine ortaya koydu. Derin bir nefes alıp verdim ve gözlerimi saniyeliğine kapatıp açtım. Kurumaya başlayan dudaklarımı yalayarak masaya bıraktığım dosyaların birini elime aldım.

"Ilk haber, bir cafe ile ilgili."
Dedim ve patronuma üstten bir bakış atıp devam ettim.

"Cafe'nin patronu maaşını isteyen kadın çalışanına itiraz ediyor. Bunun üzerine sinirlenen kadın istifa dilekçesini patronuna götürüyor, bir sonra ki gün. O gün ise patronu kadına cinsel istismarda bulunuyor ve yol kenarına atıp bırakıyor."

Patronum Volkan Bey'e döndüm ve merakla tepkisini beklemeye başladım. Kaşlarını havaya kaldırmış ve dudaklarını aşağı sarkıtmıştı. Şaşkınlıkla patronuma bakmaya devam ettim ve elimdeki dosyayı bırakıp ikinci dosyamı aldım. Bu patronun konuşacağı yoktu, yoksa. Belki de ucuz bir haber, diyeydi. Bilemiyorum.

"Ikinci haber ise barda yaşanan bir olay,"

Elimde tuttuğum dosyanın kapağını açtım ve iç çekerek anlatmaya devam ettim. Allahım sen bana sabır ver! Patronumun bakışlarını üzerimde hissederken nasıl rahat hareket edip konuşabilirdim, acaba?!

"Aslında bu klasik bir bar kavgası ama sonunda kavga eden kişilerin kuzen olduğu ortaya çıkıyor ve olay bir anda kapanıp hiçbir şey olmamış gibi kuzenler eğlenmeye ve bir arada olmaya devam ediyor."
Dedim bıkkınlık ile. Bu işi bıraksam mı acaba?

"Devam et."
Dedi Volkan Bey, masaya doğru eğilip eline rastgele bir dosya alırken.

Elimdeki dosyayı masaya tekrardan bıraktım ve geri çekilip ellerimi önümde birleştirerek beklemeye başladım. Volkan Bey, çatık kaşlarıyla dosyayı incelemeye devam etti. Hızlanan kalbimin üzerine tek elimi koydum ve yutkundum. Neden bu kadar süredir dosya ile ilgileniyordu? Aşk falan yaşıyor herhalde! Kök saldım ayakta dura dura!

"Otur, Eylem."

Büyük ve şaşkın gözlerle Volkan Bey'e bakmaya başladım. Yavaş hareketlerle havaya kalkmaya başlayan kaşlarımla bir sandalyeye bir de gözü hala dosyada olan Volkan Bey'e baktım.

"Bir sorun mu var?"
Dedim utana sıkıla.

"Otur."
Dedi sorumu cevapsız bırakarak. Karamsarlığa kapılsam da çok yorulduğum için oturmaya karar verdim. Rahatladım ya!

ÇAPRAZLAMAOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz