"Ceza-Ödül" (Düzenlendi)

1.1K 56 9
                                    

2.    Bölüm 

Tesadüfler bazen meydana gelmekte yıllarca gecikirler, bazense öylesine arka arkaya gelirler ki adeta birbirlerinin tepesine çıkarlar. – José Saramago-

Yiğit yerden başını kaldırarak suratına sahte ve hatta çok sinir bozucu bir gülüş yerleştirip çenesini ovuşturdu.

"Vay vay vay kimler varmış burada. Bakıyorum da artık başkalarının meselelerine de burnunu sokmaya başlamışsın."

Bakışlarını tekrar Yiğit de dururken kaşlarını sanki daha fazla çatabilecekmiş gibi biraz da çattı. Yumruk yaptığı ellerini daha da sıkarken Yiğit sanki onun boş bir anını bekler gibiydi. Ortamdaki bu gerginliğin tek sebebi ben olmadığıma artık daha da emindim.

"Siz-"

Dedim bakışlarımı Karan'dan ayırmadan. Devam edecekken Karan'ın suratına inen yumrukla çığlık attım. Ne ara kalkmıştı o oradan? Darbeyle sendeleyen Karan yere düşmeden kendini toparladı ve bu sefer o sıktığı yumruklarını indirdi Yiğit'in suratına. Artı arkası kesilmeyen darbelere Yiğit'in karşılık vermemesi üstelik sanki Karan a bişeyler söylüyormuş gibi bir hal vardı ortalıkta. Ne olduğunu zerre anlamadığım ortamdan hemen kurtulmak istiyordum.

"Yeter.. Durun artık.!"

Elinin altındaki dağılmış kanlı yüze baktı Karan. Sanki az önce kontrol onda değilmiş de yeni kendine gelmiş gibi duraksadı ve hızla kalktı. Yerde bitik bir halde yatmasına rağmen insanlarının sinirini bozacak o sırıtmayla kafasını hafifçe salladı Yiğit. Sanki bişeyi başarmış gibi..

"Bin arabaya"

Adımlarını sokağın başındaki arabası diye tahmin ettiğim araça giderken olayın şokundan çıkmaya çalışıyordum.Yiğit in yaptıklarından sonra onunla yalnız kalamazdım ama Karan'la da gitmem ne kadar doğruydu bilmiyordum. Başka şansımın olmadığını benden baya uzaklaşan Karan'la anlamıştım. Bir kaç adımdan sonra koşarak Ona yetişmeye çalıştım.

"Hey beklesene.!"

Hiç yavaşlamadan aynı hızda devam etmesi sinirlenmemi sağlasa da yetişmiştim. Sık nefeslerimi sakinleştirmeye çalışırken arabanın yanına gelmemizle duraksadım. Gecenin karanlığına da bile kendini belli eden BMW ye gülümsemeden edemedim. Sahi Karan bu kadar zengin miydi ya? Benim niye bundan haberim yoktu?

"Senin keyfini bekleyemem bineceksen bin."

Kapıyı açıp araban girdi Karan. Ön camdan onu izlerken neyi beklemediğimi düşündüm bir süre. Hadi ama Alya kapıyı açmasını falan beklemedin değil mi?
Motor sesini duymamla ciddi ciddi bırakıp gideceğini anladım. İnat olan bendim buna ne oluyordu yahu? Tekerlerin dönmesiyle adım atmayı başarıp arabaya atladım. Gerçekten atladım çünkü gidiyordu manyak.
Hayır seviyorum tamam da manyak olduğunu da kabul ediyorum tabi.

"Beni burda mi bırakacaktın yani!"

"Evin yakınlarda mi?"

Benim sorumu takmadığını gayet açık bir şekil de belli edip , o bana farklı bir soru sormayı seçti. Düşünüyorum da gerçekten zor bir çocuğa aşık olmuştum aynı zamanda da imkansız. Ama böyle olması bişey değiştirmiyordu. İmkansızı diye birinden vazgeçemezdik değil mi? Biz onun yerine imkansızı imkanlı kılmaya çalışanlardanız.

"İlerden sağa dön-"

Çalan telefonuyla konuşmamı kestim. Direksiyonun üst kısmından telefonunu alıp kulağına götürdü. Araba kullanıyorsun sen! İki can var burada. Telefonla konuşulmaz! İlla konuşacaksan aç hoparlörü bizde duyalım  Allah Allah.

☆ Peri Masalı ☆  ( •DÜZENLENİYOR• )Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang