Selam Theseus

1K 55 1
                                    

 Apollon böyle dedikten sonra güneş heykelinden çıkan dev bir ışık, heykelden bana doğru akmaya başladı. Işık sanki göğsünden girip, bütün vücudumu yakıyordu. Kendimi bağırmamak için zor tuttum ama dayanamadım. O kadar yüksek sesle bağırmıştım ki bütün oda benim sesimle inlemişti. Işık  bana akmayı bıraktığında neredeyse bayılmışımtım. Ama bu neredeyse durumu pek uzun sürmedi. Bayıldım.

...

  Galiba beni bayıldığımda hep aynı yere getiriyorlardı. Ama bu sefer tek farkla. Yanımda hiç kimse yoktu. Hemen ışığın bana yapabileceklerini hatırladım. Elimle yaralı bacağımı yokladım. Yerindeydi. Harika. Peki yaraya ne olmuştu. Üzerimdeki örtüyü yere attım. Bu inanılmazdı. Ne bir kan, ne de bir yara iz. Bacağım pürüzsüzdü. Zaten rahatımda iyiydi. Yattım keyfime baktım. Ama Nil ve ve annemi kurtarma düşüncesi kafamın içinde yankılanıyordu. Rahat durmadım. Babamın odasına doğru yaklaştığımda muhafızlara el işaretiyle kapıyı açmalarını  emrettim. Kapı açıldığında her şey normal gibiydi. Babam her zamanki yerinde oturuyordu ama birkaç metre önünde Ezio tipli bir adam vardı. Babama hararetli bir şekilde birşeyler anlatıyordu. Beni fark edince hemen beni el hareketiyle yanına çağırdı:

- Oğlum bu adam Olympos'un en iyi casusu. Okeanos ve Ares'in üssünün yerini keşfetti.

   Adam yakından Ezio'ya daha fazla benziyordu. Kirli sakallı zayıf yüzüne daha gizemli bir hava katıyordu. Pelerinini desen ayrı bir şey bu işler bitsin bir tanede ben alıcam. Neyse adam dönüp bana baktığında ürperdim ama sonra adam pelerinin şapkasını çıkarttı:

- Selam ben Theseus.

  Tokalaşmak için elini bana uzattı. İlk başta korktum. Kesin elimi sıkarak canımı acıtacaktı ama korkunun ecele çaresi yok. Tokalaşma korktuğum gibi olmadı. Elimi hiç sıkmamıştı, boş da bırakmamıştı. Gücü çok kontrollüydü. Jeton! Hani düşeninden. Galiba benimkinde sorun vardı. Biraz geç düşmüştü:

+ Theseus. Minotauros’u öldüren Theseus.

- Ta kendisi. Ayrıca öldüren değil, Tartarus'a yollayan.

- Mehmet bakıyorum da yaraların düzelmiş. Eğer hazırsan yola çıkabilirsiniz.

+ "çıkabilirsiniz" derken.

- Yola Theseus ve Perseus ile birlikte çıkıyorsun. Yolun uzun. Theseus'un keşfine göre Okaenos'un üssü Sahra Çölü semalarında.

+ Nasıl gökyüzünde olur ki.

- Emin ol ki gökyüzünde sizin keşfedemediğiniz kalabalık bir ırk yaşıyor.

+ Peki gidiş yolu. Herhalde uçakla.

- Hayır. At sırtında.

+ Sen benle dalga mı geçiyon lan. At tarrağı.

- Kafamı bozma at bile vermem. Tabanvay gidersin. Yola yarın sabahın ilk ışığıyla çıkıyorsunuz. Kolay gelsin.

   Babamın bu sözlerinden sonra odama gittim ve yattım ama uyuyamıyordum. Nedeni belli. Yarını iple çekiyordum. Önümüzde uzun ve yorucu bir yol vardı ama önemli olan yolculuk değil, sonrasında olacaklardı.

...

Zeus'un oğlu Türk olursa ...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin