9.BÖLÜM

8.8K 912 246
                                    

Erbatur kanımı donduran sözlerini bitirdikten sonra hızla dönüp gitmişti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Erbatur kanımı donduran sözlerini bitirdikten sonra hızla dönüp gitmişti. Fakat ben o gittikten sonra kaç saat yutkunamadan ve kıpırdayamadan kaldığımı hatırlamıyordum bile. Boğazımda düğümlenen kaç kelimeyi yutmuştum, kaç gözyaşımı geri itmiştim, kendime o lanet adama hak ettiği cevabı veremediğim için kaç kez kızmıştım!? Ya da Erbatur' u zihnimde kaç kez parçalara ayırmıştım, hiç bilmiyordum. Öfke bedenimi sarsıp, ateş olarak dışarı çıkmak istiyordu. Ama onu kütüphanede kusamazdım. Kitaba bakacak halim de fırsatım da yoktu zaten. Nöbetçiler Erbatur gittikten sonra başıma üşüşmüşlerdi. Bunu o lanet herifin tembihlediğinden de adım gibi emindim. Sonuç olarak geriye bana da kütüphaneyi terk etmek kalmıştı. Bu günlük bu kadar ileri gidebilmiştim fakat bir sonrakinde mutlaka o kitabı bulacaktım. O rafta değildi belki ama kesinlikle orada bir yerdeydi. Erbatur o tarafa attığı kaçamak bakışlarıyla bunu ispatlamıştı. O kitabın yerinde olduğundan emin olmadan gitmemişti. Ve ben bir sonraki gelişimde o kitabı bulacaktım!

Sinirli adımlarla kütüphaneyi terk edip ahıra koştum. Biliyordum Pamir odasında beni bekliyordu fakat içimdeki bu öfkeyi hemen şimdi kusmalıydım. Yoksa sabaha kadar uyuyamayacaktım ve ilk yanlış adımı atacaktım. Hata yapma lüksüne sahip olmadığımız bu oyunda bunu yapamazdım. Kor' a atladım ve onu hızla koşu pistine sürdüm. Koşu pistinde birisi vardı ve benim geldiğimi fark eder etmez durmuştu. Biraz daha ilerledikten sonra bu kişinin Arat olduğunu gördüm. Beni görünce neşesi ikiye katlanmıştı. Ben de sinirimi belli etmemek adına kendimi gülümsemeye zorlayarak:

-Sen yorgun değil miydin? Diye sordum. Arat beni gördüğü için belirgin şekilde mutlu olmuştu. Sesi de bunu onaylıyordu:

-At binmek için her zaman fazladan enerjim vardır güzellik. Asıl senin bu saatte ne işin var burada? Yorgunluğun benimkini ikiye katlayacak düzeydeydi fakat şimdi dokunsam parlayacakmışsın kadar sıcak olduğunu hissedebiliyorum.

-Evet aslında yapmak istediğimde tam olarak bu. Alevler içinde saatlerce koşmak. Yani Kor' la birlikte koşmak.

-Peki o halde biz de olası yangın ihtimaline karşı size eşlik edelim, ne dersin?

-Olası bir yangın ihtimali yok, orayı aşalı çok oldu biliyorsun. Ama yine de bana eşlik edebilirsin tabii ki. Hem zaten sana birlikte at binme sözüm vardı. Böylelikle onu da tutmuş olurum.

-Ah! Evet, bak ben neredeyse unutuyordum onu. Hadi öyleyse başlayalım dedi ve gri alevlerin vücudunu kaplamasına izin verdi. Ben de o an zor tuttuğum alevlerimi serbest bırakmıştım. Şimdi koşu pistinde delicesine koşuyor birbirimiz geçiyor hatta ara ara atış yapıp fazladan enerji boşaltıyorduk. Atışlarımı hedefe ulaştırmakta baya yol katetmiştim. Artık ateşle oynamakta gerçekten iyiydim. Bu şekilde kaç saat koştuk bilmiyordum ama durduğumuzda o da ben de bitmiş şekilde sırt üstü yerde yatıyorduk.

Yorgunluk tüm bedenimi esir almışken Erbatur' un sözlerinin etkisi hala tam olarak geçmemişti. O lanet mavilikler, kızılımı kana bulayacağını söylemişti. Hem de açık açık! Beni de ölümle tehdit eden o gözler, zamanında annemi de tehdit etmişti. Hatta bu tehdidini gerçekleştirmiş de sayılırdı...

AYKIRI:2 UYANIŞWhere stories live. Discover now