|1|Betrayal

13.6K 541 367
                                    

"İhanet"

Bir kez daha elindeki ultrason fotoğrafına baktı genç oğlan. Gülümsedi. Aşık olduğu adamdan hamileydi. Bunu 3 hafta önce öğrenmişlerdi ve ikisi de çok sevinmişlerdi. Şimdi ise kontrolden dönüyordu.

"30 $ efendim."

Kafasını kaldırıp taksiciye baktı genç adam. Eve geldiğini bile fark etmemişti. Gülümseyip taksiciye parasını ödeyip arabadan indi. Evin bahçesinden geçip kapıya ulaştı. Elleri titriyordu. Henüz 3 aylıktı bebekleri ama ilk fotoğrafıydı bu. Koşup sevgilisine, Yoongi'ye göstermek istiyordu. Anahtarı kilide taktı ve hole adımladı. İçeriden konuşma sesi geliyordu.

"Anlamıyorsun. Jimin eğer öğrenirse yıkılır."
...
"NERDEN BİLEYİM LAN BEN JİMİN'İN BABASI OLDUĞUNU!? BİLSEYDİM ÖLDÜRÜR MÜYDÜM?"

Nasıl diye düşündü Park Jimin. Yo-yoongi.. Böyle bir şey yapmış olamazdı değil mi? Ha-hayır... Kafasını iki yana salladı. Daha 5 ay olmuştu lan! Babasını, ailesindeki tek kişiyi kaybedeli daha 5 ay olmuştu. Yoongi onun 1 yıllık erkek arkadaşıydı.. Aşıktı. Salona yürüdü ve yaşlı gözlerle sevgilisinin karşında dikildi. Nasıl ve neden yaptığını sormak, bağırmak istiyordu ama sanki ağzını açamıyordu bile.

Yoongi korkarak Jimin'e baktı. Duymuş muydu? Duymuştu..

"Jimin.."

Hâlâ durumu idrak edebilmiş değildi jimin. İçinden rüya olmasını diliyordu ama biliyordu gerçekti. Tüm gücünü toplayıp Yoongi'nin suratına yumruğunu indirdi. Yoongi sabırla yüzüne baktı.

"Jimin ben gerçekten bilmiyor-"

Yüzüne inen bir başka yumruk kesti sözünü. Yoongi yere uzanmış, Jimin'de onun üstüne oturmuş yumrukluyor ve bağırıyordu. Nasıl yapardı!?

Üstünden kalktı ve titreyen ellerini kafasına koydu.

"Nasıl yaptın?! Nasıl kıydın benim babama? Hiç bir şey yapmamış gibi nasıl beni avuttun lan şerefsiz!"

Küçük sehpayı tutup kaldırdı. Bunu yaparken biraz beli acımıştı ama hissetmiyordu bile. Karşıdaki cam vitrine fırlattı. Yoongi kendine zarar vermesinden korkup ayağı kalktı ve Jimin'in ellerini tutarak sakinleştirmeye çalıştı. Oysa ki bu yaptığı daha fazla sinirlendiriyordu. Ittirerek yere düşürdü Jimin. Yoongi aslında ondan kat kat güçlüydü. Ama zarar vermekten korkuyordu. Hem Jimin'e hemde bebeğine.. Jimin'i her zaman sevmişti Yoongi. Gerçekten bilse o adamı öldürmezdi. Öldurmeseydi büyük ihtimal şuanda hapishanede olacaktı ama Jimin'in babası olduğunu bilseydi öldürmezdi.

"SENDEN.NEFRET.EDİYORUM. ANLADIN MI BENİ LAN?! SENDEN NEFRET EDİYORUM!"

Hem delice ağlıyor hemde boğazı yırtılana kadar bağırıyordu Jimin. Yere çöktü ve bi kaç dakika ağladı. Yoongi'de çağresizce ağlamasını izledi. Kalkıp göz yaşlarını silmek, sarılmak istiyordu. Ama yapamazdı. Bundan sonra Jimin onu yanına bile yaklaştırır mıydı ki?

Jimin çöktüğü yerden kalkıp Yoongi'ye baktı.

"Asla. Asla beni arama. Artık Jimin diye bir sevgilin yok senin! Kendi bokunda boğul!"

Jimin kendi bokunda derken neyi anlatmak istediğini anlamıştı Yoongi. Uyuşturucu satıyordu Yoongi. Babasıyla beraber ortaktı ve uyuşturucu satıyordu.

Jimin yerde yatan Yoongi'ye tekme atıp bir hışımla evden çıktı ve yürümeye başladı.

꧁꧂

Nerde ve saatin kaç olduğunu bilmiyordu. Çok yorulmuştu ve hamile olduğu için çok fazla acıkmıştı. Parası kredi kartları vardı elbette. Yoongi her ne kadar uyusturucu satıcısı olsada zengindi. Hava kararmıştı. İlk gördüğü parka girdi ve banka oturdu. Midesi bulanıyordu. Karnındaki minicik bebeği acıkmıştı. Ama Jimin hiç bir şey yemek istemiyordu. Karanlık gökyüzüne baktı bi süre. Duyduğu ayak seslerine çevirdi gözlerini. 2 tane sarhoş erkek. Jimine yaklaşıyorlardı. Ürkmeye başladı ve gözlerini başka bir yöne çevirdi. Ama oğlanlar tam karşısında durunca mecburen onlara döndü. Sarhoş oldukları belliydi. Diğerine göre kısa boylu olan cebinden bıçağı çıkardı ve Jimin'e doğru tuttu.

"Çık cüzdanı bakalım"

Sırıtarak konuştu oğlan. Jimin büyüyen gözleriyle onlara baktı. Şuanda tek çağresi o cüzdandı Jimin'in. Eğer onu verirse dışarda kalırdı ve gerçekten bunca şeyden sonra birde bunlarla uğraşmak istemiyordu.

"İstemiyorum."

Oğlanlar sırıtarak baktı.

"Ne demek istemiyorum lan?!"

"İstemiyorum dedi işte ne zorluyorsunuz orosbu çocukları?"

Herkes sesin geldiği tarafa baktı. Bu çocuk.. Jimin bunu bir yerden tanıyordu ama..

"Sen kimsin ki bizim işimize karışıyorsun puşt?!"

Elinde bıçak olmayan çocuk konuşmuştu şimdi de.

"Ben mi? Ben Jeon Jungkook. Az sonra sizi sikecek olan adam."

İsmi Jungkook olan çocuk elleri ceblerinde yanlarına yaklaştı ve tekmeyi geçirdi. Diğer oğlanada yumruk geçirdi. Jimin daha fazla mide bulantısına dayanamadı ve oturduğu yerden kalkıp bi kaç metre ileri gitti ve eğilerek midesini boşalttı.

Jimin omzunda hissettiği elin sahibine döndü.

"İyi misin?"

Kafasını sallamakla yetindi. Oğlanların olduğu tarafa baktığında yerde yatmış, ayağa kalkmaya çalışıyorlardı. Tekrar isminin Jungkook olduğunu duyduğu çocuğa baktı.

"Beni tanıdın mı? Seni bir kaç kez Yoongi'nin yanında görmüştüm."

Jimin o ismi duyunca yüzünü buruşturdu. Ve evet hatırlamıştı. Kafasıyla onayladı.

"Neden burda, bu haldesin? Ve bir ihtimal karnın.. Bebek mi?.."

Jimin elini karnına koydu ve okşadı.

"Evet. Benim bebeğim.."

Jungkook'un ısrarları üzerine Jimin arabasına binmişti. Çocuk bela gibi bir şeydi. Kabul edene kadar bankta yanında oturmuştu. En sonunda pes edip kabul etmek zorunda kalmıştı. Jimin yanındaki bedeni süzdü. O sırada Jungkook sanki bakışlarını hissetmiş gibi o da Jimin'e baktı. Gözlerine kısa bi süre bakıp tekrar önüne döndü. Çünkü araba kullanıyordu ve kaza yapmaması için önüne bakmak zorundaydı.

꧁꧂

Jimin elindeki menüde gözlerini gezdirdi. Bir restoranta geldiler. Jimin deli gibi açtı. Ve tabi karnındaki bebeği de.

"Imm canım et çekiyor Bulgogi yiyeceğim."

Kook karşısındaki bedene gülümseyerek baktı.

"Bana da aynısından."

Gelen yemeği iştahla yemeye başladı Jimin. Jungkook'ta birazcık onu izledi birazcık yemek yedi..

꧁꧂

"Nereye bırakayım seni?"

Jimin düşünceli gözlerle Kook'a baktı. Nereye gidecekti? Aslında o da bilmiyordu..

"Aslında nereye gideceğimi bilmiyorum. Ama o eve dönemem.."

Kook anlayışla başını salladı.

"Iıı şey.. Nereye gideceğini bulana kadar bende kalmak istermisin?"

Jimin güvenmeli miydi? Sonuçta o pisliğin arkadaşıydı. Yerini söyleyebilirdi. Aslında söylese ne olacak ki? Karşısına çıkabilecek kadar yüzü var mıydı? Nefret ediyordu ondan.

"Peki.. Sana gidelim."

Sweetheart •JiKook•Where stories live. Discover now