forty-three

409 27 21
                                    

bölüm kırk üç.

"Herkes görüyor." 

Alaska.

"Pizza getirdim." Kylie neşeyle ciyaklayarak sandalyeye oturdu.

Başımı kaldırarak içimden ortadaki garip sessizliği bozduğu için teşekkür ettim. Justin, Selena, Ashley ve ben bahçede oturuyorduk ve hiçbirimiz bir şey demiyorduk. 

Artık Justin'in etrafında nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum.

Kylie büyük pizzayı ortamıza koyarken bacaklarımı çaprazlayarak oturdum.

"Kurtarıcımsın, açlıktan ölüyorum." Ashley inleyerek bir parça aldı.

"Bende." diye mırıldandım ve küçük bir parçada ben aldım. Aslında o kadar da aç değildim, sadece sohbet yaratmak istemiştim.

Pizzamı ısırırken birinin nefesinin kesildiğini duydum. Sağıma baktığımda Selena'nın Justin'in kucağında oturduğunu gördüm. 

"Çok sıcak, dilimi yaktım." diyerek burnunu sıktı.

"İyi misin bebeğim?" Justin sorduğunda başını salladı.

"Bu neden sıcak?" diye sordu Kylie'ye dönerek.

"Uhm, pizzanın böyle olması gerekmez mi?" diye sordu Kylie kaşlarını kaldırarak.

"Bu kadar da olmamalı, kendimi yaktım!" dediğinde gözlerimi devirdim.

"Oh, kendini yakmaman için bir daha ki sefere buzdolabına koyalım mı?" Alayla gülerek sordum.

"Al, yapma." Justin konuştuğunda ona baktım. 

"Şikayet etmeyi kesmeyen o. Rahatsız olmuyor musun?" diye sordum.

"Bu şikayet değil!" Selena nefesini tutarak kollarını göğsünde çaprazladı. "Ben sadece-"

"-küçük bir çocuk gibi." Onun için bitirdim ve gözlerimi devirerek telefonumla tabağımı alarak Justin'in evine doğru yürüdüm.

Koltuğunda kendimi rahat bir pozisyona getirerek televizyonu açtığımda Ashley ve Kylie de gelerek bana katıldılar.

"Justin onun bu gıcık tarafını nasıl görmüyor? Onu anlamıyorum." dedi Kylie.

"O sadece aşık." Pizzamı çiğnerken mırıldandım.

Ashley bana doğru yaklaştı. "Al, biraz önce sizi havuzda gördüm."

Başımı hızla kaldırarak gözlerimi genişlettim. "Ne?"

"Evet, sizi gördüm ve onu gerçekten anlamıyorum." dedi.

"Bekle, ne oluyor? Ne kaçırdım?" diye sordu Kylie.

"Justin onu öptü." Ashley söylediğinde Kylie'nin nefesi kesildi ve ben elimi çabucak Ashley'nin ağzına kapattım.

"Şhh," derken kapıyı işaret ederek açık olduğunu belirttim.

"Seni öptü mü?" Kylie geniş gözleriyle fısıldadı.

"Evet, yani, denedi. Onu geri ittim." diye açıkladım.

"Al, neden! Ona nasıl baktığını gördüm, herkes görüyor, neden karşılık vermedin?" diye sordu Kylie.

"Çünkü bir kız arkadaşı var, Kylie! Ben kimseyi aldatmam." dedim.

"Aslında, teknik olarak sen değil o aldatmış olacaktı." Ashley müdahele etti.

"Ayrıca, o Selena'yı seviyor. Bu sadece anlık bir şeydi." dedim onlara karşı.

"Öyle olduğunu düşünmüyorum." Kylie omuzlarını silkerek pizzasını yemeye devam etti.

Birkaç hafta sonra

Justin'le şu öpüşme olayımızın üzerinden birkaç hafta geçmişti ve o zamandan beri onunla hiç konuşmamıştım. Hiçbir aramama veya mesajıma cevap vermiyordu ve ben artık benimle sonsuza kadar konuşmak istemediğini düşünüyordum.

Blake'den bir arama gelene kadar, stüdyomda, diğer günlerdeki gibi çalışıyordum.

Kabul ederek, "Selam." dedim hala bazı yazı işleri üzerinde çalışırken.

"Selam, Al. Nasılsın?" diye sordu.

"İyiyim. Sen nasılsın?" 

"Bende iyiyim, teşekkürler. Bugün dışarı çıkmak ister misin diye merak ediyordum. Seni görmek istiyorum." dedi.

"Uhm, tabii. Kaçta?" diye sordu.

"Seni 8'de alırım?" diye önerdi.

"Evet, kulağa harika geliyor!" Gülümseyerek ojemi ısırdım.

"Mükemmel," dedi biraz seslice.

"Nereye gidiyoruz?" 

"Çok sevdiğim bir restorana. Beğeneceğine eminim." diye açıkladı.

"Pekala, sabırsızlıkla bekliyorum!" dedim.

"Peki, sonra görüşürüz." dediğinde yüzündeki gülümsemeyi sesinden duyabiliyordum. "Görüşürüz." 

angelic ♡ jb [türkçe]Where stories live. Discover now