3.Jud┿s

1.4K 144 150
                                    

  "-Boş ver be Güneş küçüklüğümü,
Önemli olan kalbimde ki büyüklüğün..."
                                    Plüton

                          ●●●
Geçmiş hatıralarla yaşamak nasıl
bir şey?Yoksa geçmeyenler mi ?Saatlerce aynaya baka
bilirdi.Ama çoğu kişi aynadan korkardı öyle değil mi ?
Vampirler gibi...

Lakin genç kızın şu
an ki korkusu sadece yapamayacağı şeylere söz vermesiydi.Hiç kimsenin kabul etmeyeceği bir yardım işine kalkışmak,en tehlikelisi de hiç bilmediği bir zaman tüneline edeceği yolculuk.Ölüm tam
da misafiri ola bilecekken.

"Tamam, kaybedecek hiçbir şeyin yok zaten .Kendine gel "kendi kendine deyip geriye doğru adımlar attı.Solgun cilt teni ve kızarmış gözleri ile bir ölüden farksızdı.
Hemen kendine çeki düzen vermeye başladı.Uzunluk seviyessi bel hizasindan olan saçlarını daha düzenli bir hale salıp,
gömleğini hafiften düzeltti.Aynaya son kez bakmanın iyi olmayacağını düşünerek yatakhaneden çıktı.

Merdivenler çok fazla basamağa sahip olmasa da bir çoğunun denge kaybı yaşayarak kendilerini incite bileceği türdendi.Son üç basamağı da indikten sonra ortak salondan geçmeye başladı.Yumuşak ve kan rengindeki geçişlere sahip koltuklardan biri dikkatini çekti.Daha doğrusu koltukta uyuya kalmış çocuk.Neville Longbottom,
göz hizasına dağılmış saçları ile eskisinden çok daha hoş gözüküyordu.Uzak bir mesafeden
de olsa çocuğun uzun kirpikleri rahatca gözüne değiyordu.Yamuk bir gülümsemenin ardından sessizce içeriden ayrıldı.

"Malfoy,az kalsın çarpışacaktık"dedi külenin önünde beliren çocuğa bakıp

"Ama çarpışmadık "dedi aldırışsızca

Etrafa bakındı.Burası Gryffindor külesine çıkan yol değil miydi ?Ve bir Slytherin'linin daha doğrusu Malfoy'un burada olması kızın ilgisini çekmişti "Senin burada ne işin var ?"

Gerilmiş gibi oldu bir kaç saniye ve konuştu "Öylesine geçiyordum"

Anlaşılana göre Harry'nin söyledikleri gerçekti Malfoy bir şeylerin peşindeydi ,yada o şeyleri çocuğu mahvetmek için peşlerine takmışlardı."Öylesine geçmiyor oluşunu ikimizde iyi biliyoruz hem
de akşam yemeği vaktinde "

Ellerini cebinden çıkartarak konuştu"İyi geceler Rable"

Gözlerini kaçıran çocukdaki korkuyu görebiliyordu.Endişe,mücadele ve hiç kimseye söyleyemediği şeyler.Gitmesine izin vermeden arkadan seslendi kız"Kaçıyorsun,
ama hiç kimseye anlatmazsan asla iyi olamazsın.Tabii anlatacağın kişinin gerçekten umrundaysan"

Geriye doğru dönü vermişti çocuk.Gerçektende kıza anlatabilir miydi ?Kafasında dönen bu seslerden kurtulması gerekiyordu aslında.Çocuğa güven vermek istermiş gibi ekledi Anna "Anlatmak ister misin Draco ? "

"Anlatırsam bile bundan kurtulamam,Anna... " dedi

Anlamıştı,söylemek istemiyordu.Çünki çok geçti esir olmuştu ona.Harry'nin tahminleri doğru çıkmıştı.Onu da kirletmişti .Kendi karanlığını sürdürebilmek için Draco'yu da Ölüm Yiyen yapmıştı.

"Tamam "dedi zorlamayarak ama son kez emin olmak istemişti "Hey ,söyler misin daha yaz günleri bitmezken böyle kollu bir kazak giymeye ne ihtiyaç var?.Sıcakken  "

Afallamıştı bir anda genç adam.Kızın gerçekleri anlamış olabileceğinden korkmuştu.Gerçeği söyleyip olacakları beklemek mi ,yoksa bir yalan uydurup oradan
uzaklaşmak mı ? İkinci seçenek daha cazip gelmişti "E şey,bir
az üşütmüştümde o yüzden "

Belki de çok fazla ireliye gidiyordu Rable.Sinirlendirdiği taktirde Malfoy'un bir lanet uygulamaktan kaçınmayacağını biliyordu.Ama işe Tom'a yardım etmekten değilde yaptığı kötülüklerden birine yardımla başlamak daha iyi gibiydi.Burada
ki son saatlerinde birine destek olmak...

"Ama bana hiç üşütmüşsün gibi gelmedi ,zira bir aydır hep böyle kiyafetlerde seni görüyorum "dedi bir kaç adım ireliye giderken.Derin bir nefes alıp sonra olacakları düşünmeden çocuğun kolundan tutarak kazağı yukarı doğru çekti.

Siyah bir dövme ve hayalleri mahvolmuş genç bir çocuk.
Bir az yorgun, bir az kırgın
ve bir az da umutsuz....

Bir şey söyleyememişti Anna'ya ,gözlerinde ki yorgunluk her şeyi ifade etmişti.Sakince uzaklaştı yanından.Yanında ki dost dediği şahslar bile farketmezken anlamıştı onun Ölüm Yiyen olduğunu .Kim bilir belki de Potter'ların oğlundan bile daha önce fark etmişti bunu.

Malfoy gider gitmez etraftan bir kaç öğrencinin sesi duyuldu.Anlaşılan o ki yemek zamanı sona ermişti.Aç değildi zaten ve fazla zaman kaybetmenin iyi olmayacağını düşünerek hızlıca yatakhaneye dönüp topladığı çantasını yanına aldı.Fazla bir eşyasının olmaması ağır bavullardan kullanmasına ihtiyaç sağlamamıştı.

Müdürün odasına girdiğinde akşam manzarasının güzelliğini seyreden profesörü gördü"Yıldızlardan her birinin  bir gün kayıp ,geceyi terketmesi sencede garip
değil mi Anna ? "Anlaşılan arkası dönük olsa bile gelişini hissetmişti.

"Her zirvenin sahibi bir gün tahtından iner Profesör.
Bir yıldız söner ve bir yıldız doğar"dedi yaşlı adama doğru irelileyip.

Kıza döndü "Plüton'un yalnızlığı zirvede oluşunun bir anlamı olmadığını tastikliyor.
Soğuk ,karanlık ve sevgisiz .
Güneş'i Ay'dan çok daha fazla severken hep en uzakta.Yıldızlar bile misafiri olmuyor.Sevgiye ihtiyacı var aynen Tom gibi...."

Dedikleri gerçektende kafa karıştırıcı fikirlerdendi.Tom'u hiçbir zaman sevmemiş olsa da ona vermediği şansı kız vasıtasıyla kazandırmaya çalışıyordu "Hazır mısın ? "diye sordu



"Evet"dedi derin nefesler verirken.Profesör Albus ise masasına doğru haraket etmişti.Diğerlerinden farklı olarak beyaz renkte olan parşömeni sağ eline aldı.Diğer uçta ki küçük kabı almayı da ihmal etmedi.



"Bu parşömeni çantana koysan iyi olacak .İhtiyacın olacak ilk şey bu .Müdür Dippet aksi bir tavır sergilerse hemen taktim et "kızın anladığını görüp ,küçük kutuyu açtı.Bir zaman döndürücü ,ama şimdiye kadar var olmuşlardan çok daha cezbedici gözüküyordu .Parlak ve küçük elmazlarla donatılmış.
Dikkat ederek kızın boynuna geçirtdi"Buna dikkat et ,özelliklede koru .Sonun başlangıcını getirecek bir şeyi hiç kimsenin görmesini istemezsin "




Dikkatli ve nazik haraketlerle döndürücüye dokundu ve
dedi "Son mu ? "


Sorduğu soru aslında zamanı gelmemiş açılan kutulardan bir gibiydi.Tam olarak kıza nasıl söyleyeceğini bilmesede konuştu "Anna, geçmişte yaşama devam
etmen buradaki bir çok şeyi değiştire bilir.Özelliklede senin burada var olup olamayacağını .O yüzden bir son başlamadan çabucak bu yardım işlemini bitirip ,mayıs bitmeden geri dönmeni istiyorum "



"Başarmadığım taktirde ? "Diye sordu


"Yine de bir yolunu bulup geri
gel "dedi.Anlaşılan bilinç altı mesajları vardı adamın .Kıza açıklamadığı türden "Tamam ,
o halde üç kez çevirmeye başla"



Bu zamanda ki profesörü özleyeceğini gösteren gözlerle Dumbeldore'a baktı "Hoşçakalın Profesör"


Zamanda geçmişe irellerken duyamadığı tek şey adamın sözleri olmuştu"Dönmen dileği ile"



Bir dakikalık bir süreç ve çok karanlık...Mide
döndürücü bir rahatsızlık hissi ama sonunda ayakları yere basmıştı.Her ne kadar telaş içersinde olsada gözlerini açtı.Gördüğü şeyler sanki yine aynıydı ,yine Hogwarts ve yine aynı koridorlar .Ama daha yeni ve parlak duvarlarla.Yürümeye başlamıştı ki duyduğu narin sesle kalbi hızlandı.Birine şimdiden yakalanması oldukça kötü olmuştu.


"Bu saatte burada ne işiniz var ? "

I Loved Him 《Tom Riddle》Where stories live. Discover now