2.5

4.7K 193 0
                                    

Spor salonuna girdiğimde kalbimin atışı sanki duvarlara çarpıp bana geri dönüyormuş gibiydi.Demir parmaklıklara tutunup en köşede yerlerini almış ponpon kız takımına ve sahanın ortasında antrenman yapan voleybol takımına baktım.
Hannah, Julia ve diğer takım hazırlanmış yerlerinde bekliyordu ama Alice'i göremedim.Muhtemelen içeride saçlarını düzenliyor yada kıyafetini son kez gözden geçiriyordu.Gözlerim sahaya doğru çevrildi ve Harry'i gördüm.Kusursuz saçlarının altında yer alan kusursuz bedenine formasını geçirmişti.Takım arkadaşlarına komutlar verip ısınma hareketlerini yaptırıyordu.

Kendimi cesaretlendirmeye çalıştım.Gözlerimi kapattım ve beni cesaretlendirebilecek ne kadar şey varsa hepsini içimden geçirdim.
''Selam güzelim.'' Gözlerimi hızlıca açtım.Christopher yüzünü sahaya değil kapıya çevirecek şekilde durmuş, sırtını demir parmaklıklara yaslamıştı.Sahadaki tüm insanların dikkatini çekebilecek bir konumdaydık.Sahaya giriş yapılan kapı oldukça yukarıdaydı.Kapıdan sağa ve sola dönüldüğünde aşağıya inmeyi sağlayan merdivenler bulunuyordu.
En yukarıda, sadece iki kişi olarak kolay fark edilebileceğimizi biliyordum.Burada beraber bulunmak istediğim son kişi Christopher'dı.
''Ne istiyorsun?'' Kıkırdadı ve piercingini görmem için bana sergiledi.
''Komik olan ne, Christopher?'' Gözlerini gözlerimle buluşturdu.Gerçekten bir şeyleri anlamaya çalışıyor gibiydi.
''Komik olan, senin gibi zeki bir kızın Harry gibi bir yavşaktan hoşlanması.'' Ellerimi tuttuğum demir parmaklıklara daha da sardım.Sinirlerimin oynamasına sebep oluyordu.
''Ne dediğine dikkat et Christopher.Beni sinirlendiriyorsun.'' Gözlerini ellerime çevirdi.Birkaç saniye ellerimi inceledi ve gülümseyerek yüzüme baktı.
''Ne yapacaksın? İnce parmaklarının ucunda kan kırmızısıyla boyanmış tırnaklarını yüzümden mi geçireceksin?'' Christopher'dan iğreniyordum.Dediği her şeyle, yaptığı her tavırla ondan iğrenmeme sebep oluyordu.Bunu saklamayacaktım.
''Senden iğreniyorum Christopher.'' Merdivenlere ilerlemek üzereyken kolumu yakaladı.
''Bak, yemekhanede olan her şey için özür dilerim.Kendimde değildim.'' Alayla gülümsedim.
''Seni orada bırakıp gittikten sonra, tuvalete gidip işini hallettiysen ellerine sağlık, Christopher.'' Yüzünde oluşacak ifadeyi bile beklemeden merdivenlerden inmeye başladım.

Sahanın hemen yan tarafında durdum ve reklam kartlarından birine yaslandım.Bir süre daha ısınma hareketlerini yaptırdı ve su içmeye giderken beni gördü.Yüzünde oluşan gülümsemenin fotoğrafını çekmek istedim.Gelmemi işaret etti.Ona doğru ilerlemeye başladığımda yerinde durmaktan vazgeçip bana doğru birkaç adım attı.Yeteri kadar yaklaştığımızda kollarını açtı ve ona sarıldım.
Sahanın ortasında sarılıyorduk.Harry Styles ve kimsenin adını bilmediği kız sahanın ortasında sarılıyordu.Neredeyse tüm gözlerin bana döndüğünü hissettiğimde gerildim.
''Herkes bize bakıyor.'' Kollarını bedenimden çekmedi.Cevap vermeyi de düşünmediğini anladığımda tekrar ettim.
''Herkes bize bakıyor.Dikkat çekiyoruz.'' Sarılmayı bırakıp ondan ayrıldım ama o bu kadarının yetmediğini düşünüp elimi tuttu.Yürümeye başlamadan hemen önce gözlerimin içine baktı.
''Çünkü güzel görünüyorsun.'' Bu doğru değildi.İnsanlar güzel görünen birine bakmak isteseydi ponpon kız takımındaki herhangi birine bakabilirdi.
Bugün her zamankinden güzel olmaya çalışmıştım, bu doğruydu.Ancak üstümde koyu renk bir kot pantolon, kırmızı kareli bir gömlek, siyah bilekten çizmeler ve siyah deri ceket varken ponpon kızlardan güzel değildim.
Harry yanılıyordu.İnsanlar güzel göründüğüm için değil, yanımda bizzat o olduğu için bana bakıyordu.

File önündeki tribüne geldiğimizde benimle beraber yukarı çıkmaya çalıştı ama onu durdurdum.
''Gerek yok, kendim çıkabilirim Styles.'' Saçımı kulağımın arkasına itti.
''Kendin çıkabileceğini biliyorum.Seninle gelmemin sebebi canımın böyle istemesi.'' 
''Evet, biliyorum ama gerçekten gerek yok.Git ve kazan.'' Nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde dudağımdan öptü ve arkasını dönüp takımdaki yerine geri döndü.



Maçı kazandıklarını haykıran zil sesi spor salonunda yankılandığında sevinçle ayağa kalktım.Ponpon kızların arkasındaki tribün her zaman çok sıkışık olurdu.Bu yüzden hiçbir zaman Harry'i bu kadar dikkatli izleyememiştim.
Oysa bu maç tam olması gerektiği gibiydi.Hangi kızın hangi erkekle yattığını dinlemeden gerçekten müthiş bir maç izlemiştim.
Sağımda ve solumda yedeklerdeki voleybol oyuncuları oturuyordu.Bana voleybol hakkında bilmediğim birkaç şey anlatmışlardı.Alice'i çok özlesem bile, en azından o beni affedene kadar konuşabileceğim birkaç kişi bulduğum için mutluydum.
Kevin, kolumdan tuttu.
''Git ve ona sarıl.Tüm okulun bunu görmesini istiyorum.'' Başımı hızla sağa sola salladım.
''Bunu yapabileceğime inanıyor musun?'' Oturduğum sandalyenin sırt kısmına koyduğum deri ceketimi elime tutuşturdu.Kolumu bırakmadan beni merdivenlerden aşağı sürükledi.
Onu ve terlediği için ıslanmış kıvırcık saçlarını daha da yakından gördüğümde Kevin'ın beni ittirmesine gerek kalmadı.İlk defa kimin ne diyeceğini umursamadan ona doğru koştum ve sarıldım.
''Çok iyiydi, Styles.'' Köprücük kemiğimin bulunduğu bölgeyi gömleğimin üstünden öptü.
''Teşekkür ederim, Matthew.'' Zayn yanımıza geldi ve bana gülümsedi.
''Geldiğine sevindim Alex.'' Gülümsemesine karşılık verdim.
''Tebrik ederim, gerçekten iyiydi.'' Başıyla teşekkür ettiğini belirtti ve Harry'e döndü.
''Koç bizi çağırıyor.'' 
''Alex, beni kafeteryada bekle.Birazdan geleceğim.'' Başımı sallamama fırsat vermeden arkasını döndü ve koçun odasına doğru ilerlediler.Deri ceketimi üstüme geçirip merdivenlerden çıktım ve kafeteryaya ilerledim.

saturn // hsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin