0.5

980 85 34
                                    

"Burçak, kapı çalıyor git açıver."

"Ya anne sen aç ya hiç kalkamam şu an"

"Bana bak kız, hemen o uyuşuk poponu kaldırıyorsun ve kapıyı açmaya gidiyorsun. Her gün boş boş oturuyorsun zaten, bari bir işe yara."

Sesinden gelen tehdit üzerine oflayarak yatağımdan kalktım. Bir cumartesi sabahı beni yatağımla başbaşa bırakamıyorlardı! Hayır yani istediğim tek şey biraz tembellikti. Ama yok; Burçak hanım hep iş yapsın, hep yorulsun. Onun dinlenmeye hakkı yoktu zaten.

Tam da yatakta keyif yapmak için
en rahat pijamamı giymiş, bilgisayarı hazırlamıştım. Eksik olan tek şey vardı o da erzaklarımdı. Almak için bakkala gidecektim ama çok üşenmiştim. Yinede keyif yapmaya hazırdım ama işte şartlar el vermiyordu.

Sürünerek yataktan yere inmeye çalışırken kafam komodine çarptı. İnleyerek kalktıktan sonra çarpan yeri ovuşturarak kapıya gittim. Bu saatte kim gelmiş olabilirdi ki? Saat daha bir buçuktu. Tam da uyumak için güzel bir zamandı.

Kapının deliğinden gelenin kim olduğunu anlamak için baktım ama etrafta herhangi bir şey yoktu. Emin olmak için kapıyı açıp kafamı çıkaracakken gözüm yerdeki kutuya takıldı. Ah hadi ama! Bu ne boktu şimdi?

Kutuyu yerden alıp üstünde yine ve yine özenle yazılmış olan notu okudum.
"Böyle zamanlarınızda bunlar size mutluluk veriyormuş diye duydum. Mutlu ol lüle. Sadece mutlu ol."

Tabi ya gizli! Başka hangi salak olabilirdi ki zaten? Ayrıca yazdıklarından bir bok da anlamamıştım. Acaba ne yollamıştı?

İçeri girmeden etrafı şüpheli gözlerle inceledikten sonra hızlıca eve girdim. Dışarıda açmak gibi bir salaklık yapmayacaktım. Birileri beni izliyor olabilirdi.

Sessizce odama ilerleyecekken Firuze sultanın radarına yakalandım. Bu kadında gerçekten doğa üstü bir güç vardı.

"Nereye kız, kim gelmiş söyle."

"Ya kapıyı çalıp kaçmışlar sultanım. Çocuklar işte."

" Bir işler mi karıştırıyorsun sen? Ne o sultan falan, gel buraya."

"Ya anne ne diyorsun ya? Biricik kızın sana sultanım diyo değerini bil yani. Daha keyif de yapamadım yorgunum gelemem hiç."

"Aman ne yaparsan yap."

Zaferle sırıtarak kapıyı kapattım ve kutuyla birlikte yatağa oturdum.
Bantlanmış yerlerini ağzımla çıkardıktan sonra heyecanla kapağı açtım.
İyi ki de açmışım. İçinde neler yoktu ki? Kinderler, milkalar,alpellalar karamiyolar ve daha adını bilmediğim bir kutu dolusu çikolata..

Sanırım ilk defa anonimi sevmiştim. Resmen bütün erzaklarım dolmuştu. Artık rahat rahat keyif yapabilirdim.

Aklıma kutunun üstündeki not gelince yüzüm değişti. Lan bu salak çikolataları ben regl olduğum için mi göndermişti yani? Tabiki de öyleydi! Başına bir de mutlu ol yazmış gerizekalı. Tamam mutlu olmuştum ama yani at kafalının tekiydi.

Bir de yine lüle yazmıştı sinir herif . Benim saçlarım lüle değildi, kıvırcıktı.

●●●

Anonim: ee, çikolataları beğendin mi en sevdiklerinden aldım.

Burçak: O sen miydin lan ben bizim mahalledeki çocuk getirdi sanmıştım

Anonim: hangi çocuk?

Burçak: bir aralar peşimde dolanan sülük bir çocuk vardı işte her istediğimi yapıyordu ben de o getirdi sandım

Anonim: kimmiş peki bu çocuk? Neyin nesiymiş yani. Şu günlerde kimin ne olduğu pek belli olmuyor ya

Burçak: böyle kaslı maslı bir tip. aslında yakışıklı olduğu için bakardım ama peşinde çok kız vardı

Anonim: benim de kaslarım var kızım hem sen boşver onu sevmezsin öyle

Burçak: hadi lan ordan sen nerden biliyon

Anonim: senin hakkında her şeyi biliyorum lüle. Sinirlendiğinde dudağını yolduğunu, gergin zamanlarında tırnaklarını yediğini, derste sıkıldığında kalemi boynuna sürttüğünü bile biliyorum. Ve biliyorum ki eğer hala benimle konuşuyorsan bana azıcık da olsa değer veriyorsun lüle . Ayrıca öyle bir çocuk da yok sanıyorum. Yoksa kesin görmüş olurdum.

Yeni bölüm :)

Yorumlar sizi bekler gençler kdkfd

lüle|texting Where stories live. Discover now