Nineth Day

916 78 14
                                    

Yanımda kıpırdanan bedenle yavaşça gözlerimi araladığımda her şey gayet iyiydi. Jimin kollarımın arasında yatıyordu ve hala uyanmamıştı. Benim de gözlerim açık olmasına rağmen kapanmamak için büyük bir savaş veriyordu.

Sessiz bir şekilde esneyip tekrar gözlerimi kapattım. Dün gecenin kareleri aklıma dolmaya başlamıştı, her ayrıntısını yeniden yaşıyormuş gibi hissediyordum. Onun sarhoş haliyle bana söylediği güzel sözler dudaklarımın yukarı kıvrılmasını sağlamıştı.

Belki de yaptığımız bir yanlıştı şu anda. Jimin'in benim yanımda yatması, Jungkook ile sevgili olmasına rağmen aramızda yaşadığımız heyecan verici anlar, hiçbiri doğru gelmiyordu. Berbat bir insan olduğumu düşünüyordum ve vicdanım benim rahatlamama izin vermiyordu. Kalbim 'sen zaten uzun zamandır onunlasın, niye ikileme düşüyorsun?' cümlelerini fısıldarken, aklımsa bunun başlı başına bir hata olduğunu adeta bağırıyordu. Ne yapacağımı veyahut ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum. Tek bildiğim Jimin'i fazlasıyla özlediğimdi.

''Ay! Bunlar sevişmiş mi dün gece?''

''Şunlara baksana sarmaş dolaşlar. Kim bilir biz uyurken neler yaptılar.''

''Bakayım, Hoseok'un boynunda izler var görüyor musun sen de?''

''Gördüm gördüm. Ayıp ya insanda biraz utanma olur. Biz aşk acısı çekerken bunlar aşna fişne yapıyorlar resmen.''

''Çıplaklar mı, yorgan yüzünden gözükmüyor hiçbir şey.''

''Yuh! Jimin'in üstü yok! Ulan kışın bile böyle yatıyorlar. Gerçi dün epey sıcak olmuştur şimdi.''

Odada çığıran Yoongi ve NamJoon ikilisinin sesini duymamla anında gözlerimi açtım. Merakla başımın üstünde, bir beni bir de yanımda yatan Jimin'i izliyorlardı.

Olayı kavradığımda gözbebeklerim şokla beraber büyümüştü.

''Siz ne yapıyorsunuz burada?!''

Hemen Jimin'in bedenini yorganla örttüm. Bu ne ara pijama üstünü çıkartmıştı?

''Asıl size sormalı, siz ne yapıyorsunuz? Bu şerefsiz herif ne ara eve geldi de kaleleri fethetti?''

''Kim şerefsizmiş?'' Jimin uykudan eser olmayan sesiyle konuştuğunda kafamı çevirdim. Yatakta doğrulmuştu ve ona hakaret eden Yoongi'ye delici bakışlar atıyordu. Şu anda olduğum durumdan dolayı gözlerim ikinci bir şokla artık yerinden çıkacak hale gelmişti.

''Jimin, üstünü kapat.'' Sessizce kulağına doğru fısıldadım. Birkaç saniye boş boş yüzüme baksa da, elini göğsüne attığında hissettiği boşluk ile anında yorganı boğazına kadar çekmişti.

Bir de pijamasını çıkardığı ve dün boynumda sarhoşluğun vermiş olduğu etkiyle bıraktığı izler yetmiyormuş gibi hala başımızda dikilen ikiliye rahatsızca bakıyordu. Sanırım üste çıkmak cümlesi tam da bu durumda kullanılmaya uygundu.

''Sen. Şerefsiz olan sensin. İlk önce hiçbir şey söylemeden ayrıl, 1 ay sonra da gelip sevgilin varken yüzsüzce arkadaşımla beraber uyu. Kim şerefsiz olacak, ben mi?''

Kaşlarımı havaya kaldırıp Yoongi'nin susmasını işaret ederken, Jimin'in bedeninin kasıldığını hissediyordum. Hiçbir zaman Yoongi ile aralarında iyi bir ilişki olmamıştı ve biz ayrıldığımız için de Yoongi ona karşı kin besliyordu. Eh, haklı da değildi şimdi.

Neyse, yine de Jimin'e şerefsiz demesi hoş olmadı.

''Şey hatırlatayım, burası benim odam ve siz iki ayyaş neden pat diye girip gürültü yapıyorsunuz?'' dedim ve ikisinin de sinsi bakışlarının Jimin ile üstümüzde gezinmesine neden oldum. NamJoon Yoongi'nin arkasına geçmiş gülümseyerek kafasıyla boynumu gösterirken, Yoongi de iki elini beline yerleştirmişti ve bir anne edasıyla bana kızmak için hazırlanıyordu.

Winter Day | JiHopeWhere stories live. Discover now