21 🍃 4K olduk !

2.4K 201 20
                                    

Selamın aleyküm.. Kendi evimde olmadığım için geç gelen bir bölüm oldu ve bunun için sizlerden özür dilerim. 

Heyyy !

İstanbul şahit sizlerin yardımı ile 4K oldu. Hepinize yürekten bir teşekkür ediyorum....
🌼💛💚💐💓


Keyifli okumalar...

sema (**) Gökyüzü
dem (*) göz yaşı


Ellerimde ki hiçlik kırıntılarını serpiyorum dört bir yanıma. Dört bir yanım turuncunun alev renginde yanmakta. Sessiz çığlıklar odamın duvarlarında yankı bulup bana geri dönerken ; kapatıyorum kulaklarımı. Cisimim üzüntünün gri rengine karışmış yanmakta iken zihnimde ki tüm düşüncelere bir son veriyorum. Boğazım yanarken her nefes alışımda gerçekleri kucaklıyorum. Gözlerimi sıkıca kapatıp teslim ediyorum kendimi karanlığın tesirine. Karanlıkta vuku bulan hiçliğime bakıyorum yine. Zihnim ; beni kuvvetli bir yağmurun altında , yedi tepeli şehrin kalabalık semtine götürüyor yine. Bu sefer biraz farklı , ıslanıyorum ip misali yağan yağmurun altında. O taksi gelip geçerken yanımdan binmiyorum. Sanki her şeyin farklı olmasını arzu ediyormuşum misali. Lakin bildiğim tek gerçek gelip çarpıyor yüzüme , o an utanıyorum ve hatta korkuyorum günaha girmekten. Çünkü biliyorum nasipten öte köy de yolda olmadığını. Yağız Seçkin , bir yağmur ile hayatıma girerken bir yağmur ile de çıkarıyorum onu. İstanbul'un kuru toprağı ıslanıyor , sanki sema(**) bile bana uyup kararmış gibi ve hatta benim akıtmadığım dem'i (*) inatla akıtıyor.

Önümde ki dosya ya baktım. Kalemin mürekkebi ucunda , ıslak imzamı attım tüm bunları bitirmek ister gibi. Avukat , son bir kez daha emin olmak istercesine yüzüme bakarken dosyayı uzattım.

" Asel hanım, eğer kararlı iseniz dilekçeyi yürürlüğe koyacağım. "

" Kararlıyım. Teşekkür ederim. "

Oturduğum yerden ayaklandım ve avukatın bürosundan çıktım. Soğuk hava ciğerlerime dolar ken dolmuşların bulunduğu yere ilerledim. Yüzümü yalayıp geçen , gözlerimi yakan şey yağmur mu yoksa sıcak sıcak yanakları ma süzülen yaşlar mı bilmeden ilerledim. Ayaklarım geri kaçmak için direnirken kalbim kalmak için verdiği geçici zaferi kazanmıştı. Çelik kapıyı açmak için çantamda ki anahtara uzandığımda açılan kapı ile durdum. Yağız , karşımda duruyordu.

'' Pencereden bakarken geldiğini gördüm. Kardeşin nasıl ? Keşke bende seninle gelseydim. Ciddi bir şey yok değil mi ? ''

'' Hayır , yok. ''

Ceketimi çıkarttım ve odama doğru ilerledim. Kalbim, geçici zaferini büyük bir sevinç ile kutlamaya devam ederken beynim kaybettiği zafer için ağıt yakmak la meşguldü. Kapımı kapattım ve ardından kilitledim. Biçare yüreğim parça parça olurken göz yaşlarım yanaklarım da iz bırakarak ilerledi. Islak kıyafetlerim ile oturduğum yatağımda sinem de canlanan taze anılar ile savaştım. Yağız , beni içinde bulunduğum o hayattan kuvvetlice çekip çıkarmış ve beni yabancısı olduğum bir hayatın içinde bırakmıştı. Benim kırmızı çizgilerimi hiçe saymış , kendi turunculuğu ile yanmaya mecbur bırakmıştı. Benim her şeyden habersiz gönlüm , ilk defa kendini bu kadar mühim hissetmiş ve kendini sevda dedikleri o içi boş kuruntu ya kaptırmıştı. Tüm bu gerçeklerin verdiği ağırlık ise omuzlarıma fazla gelmiş , bir anda atıldığım bu gösterişli hayat başımı döndürürken içimde yanan turuncu sevda beni yakamaya yetmişti. Çekmecemde bulunan defterimi aldım. Kimseye anlatamadığım şeyleri satırlara anlatmak ve en azından bir nebze dahi olsa rahatlamak istiyordum.

İSTANBUL ŞAHİTWhere stories live. Discover now