6.BÖLÜM

1K 74 13
                                    

Gizli Krallık

MELSA

Siyah.

Karanlık.

Gözlerimi açsam da karşılaşacağım siyah tavan hatta odaydı. O yüzden gözlerimi açmadım. Biraz daha karanlığa doğru öylece bakmak istedim. Etrafta çok fazla beden vardı. Yerin altında olduğumu bile hissetmiyordum. Oysa yerin kaç kat altındaydım. Gizli Krallık yerin altındaydı. Burayı gezme fırsatım olmamıştı. Daha yeni gelmiştik. Bizi bu odaya yerleştirmiştiler. Şu an yalnızdım. Mertkan yoktu. O kadının yanındaydı. Bana dinlememi söylemişti. Gelmemi istemediğini anlayıp bir şey dememiştim.

Tünelden geçip koridor boyunca yürüyüp bu odaya ulaşmıştık. Odadan çıksam bile kaybolurdum. Derin bir nefes alıp gözlerimi araladım. İki duvardaki meşalede yanıyordu. Bakışlarım kısa bir an onlara değdiğinde söndüler. Oda aslında fazla büyüktü. Kare şeklinde bir odaydı. Kapıdan girdiğinizde karşınıza oturma grubu çıkıyordu. Sola döndüğünde kocaman bir yatak ortadaydı. Yatağın sol tarafındaki duvarda üç kapılı bir dolap vardı. Sağ tarafında ise banyoya açılan kapı vardı. Odadaki her şey siyahtı. Renkli hiçbir şey yoktu. Siyah tavana uzunca bakarken yatakta doğruldum. Bacaklarımı yatağın kenarından sarkıtıp derin bir nefes aldım.

Yarım saatten fazladır yalnızdım. Kimse bana bir şey söylememişti. Beni burada bırakıp gitmişlerdi. Yataktan kalkıp koltuklara ilerledim. Oda karanlıktı fakat gözlerim çoktan alışmıştı. Buradan çıkmak istiyordum. Pelerinimi almak yerine tekli koltuğa oturdum. Başımı geriye yaslayıp ofladım. Odadan çıksam ne olacaktı? Beni yalnız bıraktığı için Mertkan'a sinirliydim. Beni burada bırakıp gitmesine bir anlam veremiyordum. Kalın postallarımla yerde ritim tutmayı kestim. Gözlerimi tavana dikerken Mertkan'ın varlığını hissettim. Zaten krallıktakilerin bedenleri soğuktu. Mertkan ve ben sıcaktık. Kolayca ayırt edilebiliyordu.

Odanın kapısı açıldığında ona dönmedim. Koridordaki meşaleler odanın bir kısmını aydınlattı. Mertkan kapıyı kapattığında odadaki meşaleler yandı. Yoğun bakışlarını üzerimde hissetsem de bakışlarımı tavandan çekmedim. Bana doğru yaklaştığında sessizliğimi korudum. Önümdeki orta sehpaya oturup bakışlarını yüzüme dikti.

"Melsa. " dedi yavaşça. Dudaklarımı ıslatıp başımı yasladığım yerden kaldırdım. Buz mavilerimi siyahlarına dikerken tepkisizdim. "Ne oluyor? "

Gözlerimi devirip ayağa kalktım. Bir süre ondan uzaklaşmak istiyordum. Önünden geçip gidecekken sıkıca bileğimden tuttu. Oturduğu yerden kalkarken bakışlarımı kapıya diktim.

"Beni bu sikik odada bırakıp gittin. " dedim dişlerim arasından. Bileğimdeki sert tutuşu hafifledi. Diğer eli belime dolanırken ona dönmemi sağladı. Sert bakışlarımı gözlerine diktim.

"Sadece dinlenmeni istedim. " diye mırıldandığında kaşlarımı çattım. Bileğimdeki eli yüzümü bulurken dişlerimi sıktım. Yanağımı okşarken bakışları dudaklarıma kaydı. Sertçe kolları arasından sıyrılıp banyoya ilerledim. Banyoya girip sertçe kapıyı kapattım. Küvete ilerleyip soğuk suyu açtım. Önüme gelen ne varsa içine sıktım. Su köpürürken etrafa güzel bir koku yayıldı. Ayağımdaki botları kenara fırlatıp üzerimdeki yırtarcasına çıkardım. Üzerimde bir şey kalmadığında su yeterince yükselmişti. Suyu kapatıp kendimi buz gibi suya soktum.

Bedenim rahatlarken kafamı arkama yasladım. Kapıya iki kere vurulduğunda cevap vermedim. Gözlerimi karşımdaki pütürlü taşa diktim. Banyonun duvarları taştandı. Kapı açıldığında kaşlarımı çatarak ona döndüm. Bakışları beni bulurken çatılı kaşları gevşedi. Kapıyı kilitlememiş miydim? Köpükten bir şey görebileceğini sanmıyordum. Bakışlarımı yüzünden çektim.

KARANLIKLAR TANRIÇASIWhere stories live. Discover now