{ Özel Bölüm #1 }

1.6K 79 8
                                    

( Multimedya: Steve & Natasha.
Bölüm şarkısı: Nickelback - Lullaby. )

Natasha'nın hamileliği artık son aylarındaydı. Karnı iyice şişmiş ve doğuma artık sayılı günler kalmıştı. Heyecanla oğullarını, kucaklarına alacakları anı bekliyorlardı. "İstediğin dondurmayı aldım." Steve, elinde karısının en sevdiği çilekli dondurmayla kapıdan içeri girmişti. Natasha, küçük bir kız çocuğu edasıyla gülümsedi ve ellerini çırptı. Üstünde saks mavisi askılı bir elbise vardı, saçlarına elbisesiyle uyumlu saç bandı takmıştı. Steve, dondurmayı uzattı ve Natasha'nın yanağına bir öpücük kondurdu. Natasha, kıkırdamadan edememişti. "Teşekkür ederim." Steve, buzdolabından bir şişe portakal suyu aldı ve Natasha'nın yanına oturdu. Uzun zaman önce birisi, Natasha ile evleneceğini söylese; Ona inanmazdı. "Seninle evlenip, çocuk yapacağım aklımın ucundan bile geçmezdi." Natasha kıkırdadı. Onun için de tuhaf bir durumdu ama mutluydu. Steve ile evlendiğine asla pişman değildi. Onu seviyordu, ona aşıktı ve ömrünün sonunu Steve ile geçirecekti. "Ben Bayan Rogers olmaktan çok mutluyum." Steve, yaklaştı ve dudaklarını Natasha'nın dudaklarına sürttü. Sıcak nefesi, Natasha'nın kan kırmızısı dudaklarına çarptı ve havaya karıştı. "Ben de Bayan Rogers olmandan dolayı çok mutluyum." Dudaklarını Natasha'nın dudaklarına bastırdı. Büyük bir arzu ve şehvetle öpüyordu. Natasha'da o an hamile olduğunu unutmuş ve Steve'in öpüşüne aynı arzu ve şehvetle karşılık vermeye başlamıştı. İkisi de nefes nefese geri çekildi. "Sana dokunmayalı çok uzun zaman oldu, özür dilerim. Bir an kendimi kaybettim." Natasha tekrar kıkırdadı ve başını Steve'in omzuna koydu. Sonsuza kadar böyle kalabilirdi. Sevdiği adamın yanındayken, geri kalan hiçbir şey umurunda değildi. "Şu halime bak. Yarım dünya gibiyim." Steve güldü. Natasha her haliyle mükemmeldi. Çok sağlıklı bir hamilelik geçiriyordu. Bebek sağlıklıydı. Kilosu biraz fazlaydı ama olsun. "Sen her halinle güzelsin, benim kızıl kraliçem." Steve'in ona taktığı lakap, çok hoşuna gidiyordu. Emekliliğe alışmıştı. Yine de İntikamcılar'ı özlüyordu. Bucky ile Wanda sevgili olmuşlardı, Tony ve Pepper evlenmişti. Onların mutluluğu, İntikamcılar'a yansımıştı. "Çok tatlısın." Steve, elini Natasha'nın karnına koymuştu. Oğlunu kucağına alacağı günü, sabırsızlıkla bekliyordu. İsmi James olacaktı. "Korkuyor musun?" Natasha, ağzı ve yüzü dondurma olmuş bir şekilde Steve'e baktı. Küçük bir kız çocuğu gibiydi. "Biraz. Ama bana söz verdin. Yanımda olacaksın." Steve, ıslak mendille Natasha'nın ağzını ve yüzünü silerken güldü. Birilerine bu hallerini söylese, asla inanmazlardı. Koskoca Karadul, küçük bir kız çocuğu gibi kıkırdıyordu. "Her zaman ve daima. Sen istesen bile, gitmem yanından." Natasha, gülümsedi ve Steve'in elini tuttu. Acil bir durum olursa diye hazırladıkları çantaya baktı. Hayatında birçok şey değişmişti. Dünyaya yeni bir hayat getirecekti. Heyecanlıydı. "Seni seviyorum." Steve gülümsedi ve dudaklarını Natasha'nın dudaklarına bastırdı. Öptükten sonra, nefes nefese geri çekildi. Alnını da alnına yaslamıştı. "Ben de seni seviyorum" diye fısıldadı. O an Natasha'nın karnına bir sancı girmişti. Sanırım zamanı gelmişti. "Steve. Sanırım. Bebek geliyor." Steve onu yavaşça ayağa kaldırdığında bacaklarının arasından su akmaya başlamıştı. Sancıları daha da artmıştı. "Ahh! Steve! Geliyor!" Steve hemen arabanın anahtarını ve çantayı aldı. Natasha'yı yavaşça arabaya bindirdi ve hastaneye doğru yola çıktı. Bir yandan da Natasha'nın elini sıkı sıkı tutuyordu. "Dayan! Az kaldı! Çok az kaldı!" Natasha'nın sancıları her geçen dakika daha da artıyordu. Acıyla Steve'in elini sıktı. Derin derin nefesler alıyordu. "Aaaay! Bu ne be? Steve! Aaaay!" Steve elini sıkı sıkı tutarken bir yandan da deli gibi arabayı kullanıyordu. Hastaneye vardıklarında, Natasha'yı hemen sedyeye yatırmışlardı. "Bak, geldik. Geldik." Natasha, derin derin nefesler alıyordu. Canı acıyordu. Yaralanması bile bundan daha iyiydi. "Bırakma beni, lütfen bırakma." Beraber doğumhaneye girdiklerinde, İntikamcılar'ın hepsi hastaneye gelmişti. Heyecanları yüzlerinden okunuyordu. Doğumhane de ise Natasha, doğum yapmaya çalışıyordu. "Az kaldı, Natasha. Hadi son bir kez daha ıkın." Natasha doktorun dediğini yaptı ve son bir kez ıkındı. Bir ağlama sesi duyulduğunda, rahatlamış bir şekilde başını yastığa koydu. Sonunda başarmıştı, oğlunu dünyaya sağsalim getirmişti. Steve'in gözleri dolmuştu. Doktor, bebeği Natasha'nın kucağına verdiğinde, ikisi de mutluydu. James Rogers. Natasha ve Steve'in büyük aşkının meyvesi. "Çok teşekkür ederim." Steve, Natasha'nın terden sırılsıklam olmuş, saçlarına öpücük kondurmuştu. Natasha, gülümsedi. Natasha'yı odaya almışlar ve başına kırmızı bir kurdele bağlamışlardı. Kucağında da James vardı. Herkes, odaya girmiş ve tebriklerini sunuyordu. "Sen hayatımda gördüğüm, en güzel bebek olabilirsin." Wanda, gülümseyerek minik James'in elini tutuyordu. Bucky'de onu hayranlıkla izliyordu. Wanda'yı seviyordu ve onunla bir aile kurmayı gerçekten çok istiyordu. "Şuna baksana, Tony! Ne kadar da tatlı!" Pepper'ın mutluluğuna gülümsemeden edememişti, Tony. Yaşlı adam bile baba olmuşken, onun da baba olma vakti gelmişti bile. "Aynı annesi gibi muşmula suratlı." Natasha, tek taşını kaldırıp, ona bakmıştı. Pepper ise koluna sertçe vurduğunda, Tony omuz silkmişti. "Bence bugünlük bu kadar yeter. Natasha, yorgun. Bırakalım da dinlensin." Herkes Maria'nın dediğini onaylayan bir tavırla başını sallamıştı. El sallayıp, odadan çıktılar. Steve, James'i yatağına yatırdı ve Natasha'nın yatmasına yardımcı oldu. "Sana bir şey vermek istiyorum." Natasha, merakla gözlerini büyüttü. Hediyelere bayılırdı. Steve, küçük bir kutu çıkardı ve ona uzattı. Natasha, kutuyu açtığında kelebek şeklinde bir kolye görmüştü. "Ama. Buna. Gerek. Yoktu." Steve, gülümseyerek kolyeyi Natasha'nın elinden aldı ve boynuna taktı. "Senin için. Boynunda çok güzel durdu. Sana yakıştı." Natasha gülümsedi. Steve, yaklaştı ve dudaklarına kısa ama bir o kadar tutkulu bir öpücük kondurdu. Natasha, yanını işaret etti. Steve, nazikçe Natasha'nın yanına uzandı. Natasha, başını Steve'in göğsüne koydu. Bugün çok yorulmuştu. Göz kapakları ağırlaştı ve bir süre sonra uykuya daldı. Steve, bir süre onu izledi. Uykusunda gülümsüyordu. O da gülümsedi. Sonra bakışları, oğluna kaydı. Tekrar gülümsedi. Bir adam, hayatta başka ne isterdi ki? Kolunu, elinin altına aldı ve Natasha'nın dudaklarına bir öpücük kondurdu. "İyi geceler, kızıl kraliçem." Tekrar gülümsedi ve gözlerini kapatıp, huzurla uykuya daldı...

Merhabalar efendim,
Özel bir bölümle karşınızdayım. Normalde yazmayacaktım ama merak edenler falan olur diye dayanamadım ve yazdım. ( ne kadar da iyimser bi Aysi sksksksksjsj ) Biraz kısa oldu biliyorum ama uykulu uykulu anca bu kadar oldu, mazur görün lütfen. Herkese iyi okumalar dilerim, umarım beğenirsiniz 🙈

Avengers { Groupchat } Where stories live. Discover now