{ Özel Bölüm #2 }

1.7K 93 11
                                    

{ Multimedya: Steve & Natasha.
Bölüm şarkısı: Leona Lewis - Angel. }

Minik James'in 1. doğumgünü için herkes Tony Stark'ın evinde toplanmıştı. Pepper, hazırlıkları büyük bir titizlikle yönetiyor ve erkekleri tam anlamıyla köle gibi çalıştırıyordu. "Bucky! Tanrı aşkına! Sabahtan beri, şu balonları şişiremedin! Nerdeyse akşam olacak! Nat ve Steve, James ile birlikte nerdeyse gelecek! Acele et!" Bucky, gözlerini devirdi. Wanda onun bu haline gülümsemişti. Tony ise bir köşede oturmuş, surat asıyordu. Ne yani? Çalışacak hali yoktu ya? Pasta gelmiş, süslemeler zor da olsa tamamlanmıştı. Natasha ile Steve, minik James'i bebek koltuğuna yerleştirmiş ve evlerinden, Stark'ın evine doğru yola çıkmışlardı. "Pepper'ın bizi bu kadar acil çağırmasının nedeni ne acaba? Sesi korku doluydu." Steve, sürprizi belli etmemek adına sahte bir yüz ifadesi takınmıştı. Natasha ile evlendiği için, artık bunu öğrenmişti. "Bilmiyorum, Nat. Sesi çok tuhaf geliyordu." Natasha, oğluna baktı. James sürekli gülümsüyordu. Annesinin kızıl saçlarını, babasının masmavi gözlerini almıştı. Ona hiç benzemiyordu, sürekli gülümsüyordu. "Tony'nin James'e neden muşmula suratlı dediğini anlamıyorum. Oğlumuz baya mutlu." Steve, Natasha'nın elini, elinin arasına aldı ve dudaklarına götürdü. Nazikçe öperken, Natasha kıkırmasına engel olamadı. "Kesinlikle, kıskanıyor. Oğlumuz fazlasıyla yakışıklı. Ve şimdiden kızlar ona hasta. Sanırım tahtını salladığı için, Tony amcası onu kıskanıyor." Natasha tekrar kıkırdadı. Dünyanın en şanslı kadınıydı. İki tane yakışıklı adama sahipti. Steve ve James. Onun hayatındaki, en önemli iki erkekti. "İnşallah oğlumuz, Tony amcasına değil de, sana benzer." Steve güldü. Natasha'da gülümsedi ve başını cama yaslayarak dışarıyı seyretti. Eve doğru yaklaştıklarında, Maria perdenin arkasından bağırdı. "Geliyorlar! Herkes saklansın! Sam, ışıkları kapat!" Herkes saklanmış ve Sam ışıkları kapatmıştı. Steve, eve göz attığında ışıkların kapalı olduğunu anlamıştı. "Bir terslik var." Natasha, hemen torpidodan silahını çıkardı. Steve, arabayı durdurdu ve indi. Kapı aralıktı. "Natasha, James'i al ve benim arkamdan gelin. Nolursa olsun, sizi koruyacağım tamam mı? Oğlumuzu ve seni koruyacağım." Natasha, silahının emniyetini açtı ve James'i kucağına alıp, arabadan indi. Kalbi deli gibi atıyordu. Üçü birden içeri girdiğinde, ışıklar açıldı ve herkes aynı anda "sürpriz" diye bağırdı. Steve ve Natasha şaşkınlıkla bakarken, James mutlu olduğunu belirtircesine çığlık atarak güldü. "Doğumgünün kutlu olsun, James Rogers!" Natasha, Steve'e baktığında Steve gülümsüyordu. Natasha, kaşlarını çattı. "Sen biliyordun değil mi?" diye yalandan sinirlendi. Steve, Natasha'ya sarıldı ve James'i başının tepesinden öptü. Maria, koşarak yanlarına gelmişti bile. "İyi ki doğdun, minik intikamcı." James, minik kollarını sanki gitmek istiyormuş gibi Maria'ya uzattı. Maria, onu kucağına aldığında James başını Maria'nın omzuna koydu. "Bak bak bak. Daha şimdiden güzel bir kız görünce beni sattı, görüyorsun değil mi?" Steve, gülerek Natasha'nın dudaklarına bir öpücük kondurdu. Tony, yüzünde sinsi bir gülümsemeyle Natasha'nın yanına gelmişti. "Çünkü Tony amcasına çekmiş. O da benim gibi yakışıklı bir playboy olacak, muşmula suratlı annecik." Natasha, gözlerini devirdi. Pepper, Tony'nin koluna bir yumruk attı ve Tony acıyla bağırdı. Thor güldü. "Oğlumun senin gibi playboy olmasını istemiyorum. O da babası gibi olacak." Tony, gözlerini devirdi. James için özel bir pasta yapılmıştı. İki katlıydı pasta. İlk katı annesinin üniformasının renkleri olan siyah - kırmızı, ikinci katı ise babasının üniformasının renkleri olan kırmızı - mavi ve beyazdı. Tam tepede ise 1 yazılı bir mum vardı. "Vay canına pasta harika olmuş, bu pasta acaba kimin fikri?" Tony, havalı bir şekilde ona baktı. Natasha gözlerini devirdi. Herkes gülmüştü. "Tabii ki de playboy amcası, Tony'nin fikriydi!" Bu kadar egoist olmasının sebebi neydi ki? Steve ve Natasha, James'i kucaklarına aldı. Pastayı dilek tutup, hep beraber üflediler. Steve, pastayı keserken, Natasha da oğlunu kucağında taşıyordu. Hep beraber pasta yediler ve sıra hediyelere gelmişti. Herkes hediyelerini verirken, sıra Tony'e gelmişti. "Büyüdüğü ve yakışıklı bir adam olduğunda, kızlara hava atması için küçük bir hediye." Natasha, eline baktığında bunun bir araba anahtarı olduğunu görmüştü. Gözlerini şaşkınlıkla açtı. "Sen araba mı aldın? Hem de Audi R9" Tony, havalı bir şekilde ceketinin düğmelerini açtı. Natasha, gözlerini devirmişti tekrar. "Tabii ki de. Zengin bir amcası var. Ne bekliyordun? Oyuncak araba almamı mı?" Herkes gülmüştü. James, minik kollarını Tony'e uzattığında Tony, gülümseyerek James'i kucağına aldı. "Beğendin mi? Bununla bir sürü kız tavlayabilirsin. Ben sana öğretirim. Baban gibi 100 yaşında evlenme sen olur mu?" Steve, gözlerini devirdi. Natasha, kıkırdamasına engel olamamıştı. James, yorulmuş ve uyuyakalmıştı. Onu koltuğa yatırdı, Natasha. Etrafını da düşmemesi için yastıklarla desteklemişti. Şimdi slow şarkı eşliğinde, Steve ile dans ediyordu. "Mutlusun değil mi?" Steve'in bu ani sorusu, Natasha'yı şaşırtmıştı. Uzun zamandan sonra ilk defa, bu kadar mutlu olduğunu hissediyordu. "Evet. Hem de çok." Başını göğsüne yasladı. Aradığı güven ve huzuru Steve'in kollarının arasında bulmuştu. Herkes mutluydu, Steve ve Natasha mutluydu. Başka hiçbir şeyin önemi yoktu. "Seni seviyorum, Natasha Romanoff Rogers." Başını sevdiği adamın göğsünden kaldırdı ve derin mavi gözlere baktı, Natasha. "Ben de seni seviyorum, Steven Grant Rogers." Dudakları sevdiği adamın dudaklarıyla buluşunca, dünyanın en şanslı kadını olduğunu bir kez daha hissetti. O çok şanslı bir kadındı. Çünkü Steve gibi bir eşe ve James gibi dünyalar güzeli bir oğlan çocuğuna sahipti. Kesinlikle, dünyanın en şanslı kadını olduğunu hissediyordu. Sonsuza kadar seveceği bir adama sahipti. Ve onun gözlerine sahip, dünyalar tatlısı bir bebeğe. Kesinlikle yeryüzünde ondan mutlusu yoktu...

Selam! İkinci özel bölümü de yazdım. Artık ayrılık vakti, a dostlar. Bu tamamen son bölümdü. Natasha ve Steve mutlu, bir bebekleri oldu. Her ne kadar sinematik evrende, bunu göremesek de, ben yine de yazmak istedim. Bugüne kadar beni hep destekleyen, hep yanımda olan ve yorumlarını, beğenilerini hiçbir zaman eksik etmeyen, kıymetlim, şekerparem, poyrazkarayelhikaye seni çok ama çok seviyorum, iyi ki varsın ❤ Çok uzatmak niyetinde değilim, yorum yapan yapmayan, beğenen beğenmeyen herkese çok teşekkür ederim. Sizi çok seviyorum, siz benim için çok değerli ve bir o kadar da kıymetlisiniz. Romanogers shipperler, inanmaya devam. Elbet bir gün biz de istediğimize kavuşacağız. Şimdilik hoşçakalın, kendinize çok iyi bakın. Umarım bu bölümü de beğenirsiniz. Sağlıcakla kalın 😘🖐

Avengers { Groupchat } Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin