çıngıraklı korku'

2.5K 242 136
                                    

Özellikle kırmızı ve mavi rengini aldığı kurdeleleri makas yardımıyla kesti. Taehyung için konusunu dikkatle seçtiği 3 kitabı da üst üste koydu. Kurdeleyi kitapların etrafından dolarken de sevdikleri şarkıyı mırıldanıyordu.

"Put your head on my shoulder..."

Arkasına yaslanıp Taehyung'un yaklaşan doğum günü için şimdiden hazırladığı hediyelere baktı. O gün için şimdiden sabırsızlanıyordu. Hediyelerin arasından en değerli olanı eline aldı.

Şiir kitabı 'pervane'yi.

Çevirisini sahaf Kim Amca ile bugün tamamlamıştı. Taehyung sınavlarına çalışırken kendisi de sahafın yanına gidip orda hoş vakitler geçiriyordu.

Bugün çevirdikleri son şiiri açtı Jimin. Oldukça imge yüklü bir şiirdi. Sahaf ile bu şiir üzerinde uzunca sohbet etmişlerdi. Kendisine dizelerdeki ince detayları anlattığında Jimin şiiri tamamen anlamıştı. Bu şiir ona o kötü adamı çağrıştırmıştı.

Lee'yi.

Şiiri adıyla birlikte sesli bir şekilde okumaya başladı. Okurken sanki bir şairmiş gibi davranmayı da ihmal etmiyordu.

Elinde fincan kahvesi, sedirine yasladığı sırtıyla bacak bacak üstüne atmış; elit bir hava takınmıştı.

Rolünü ustaca sergiliyordu.

ط ط ط ط ط

Çıngıraklı Korku

Suçu ortalığa saçılandan kirli
Korkusu suçundan çıngıraklı
İçindekiler ağzından çıkandan düşük
Susması konuşmasından çiğ
Ana rahminin onurlu yoksulluğunu çoktan yitirdi
...
...
...

ط ط ط ط ط

Taehyung ders çalıştığı için Jimin evde oldukça sıkılıyor, onunla vakit geçirmek istiyordu. Ama tek yaptığı ona okuyacağı şiirlerin provasını yapıp kendisine dinlettiği muzikleri söylemekti.

Şiirin son dizesini okuyacakken kapı çaldı. Kitabı kaldığı yer kaybolmasın diye ters çevirip sedire koyup kapıyı açmaya gitti. Saat 12 yi geçiyordu. Bu saatte ya komşusu Seokjin ya da en çok gelmesini istediği kişi olan Taehyung gelirdi.

"Kim o?"

Alışkanlık olarak kapıyı açmadan önce sordu. Fakat cevap beklemeden de açtı kapıyı.

"Benim."

Kapı aradan çekilipte yere eğdiği başını kaldırarak, kendisine pişkince sırıtan adamı görünce kanı dondu miniğin.

Korktu.

Çok korktu.

Lee bu utangaç çocuğun konuşmasını bekleyemecek kadar sabırsız, sinirli ve sarhoştu.

"Veleti çağır, ona ağzının payını vereceğim. "

Sarhoş olduğundan yamuk yumuk konuştu. Kelimeler ne dediği anlaşılmayacak şekilde ağzında yuvarlanıyordu.

"V-velet kim?"

"TAEHYUNG OROSPUSU ISTEE!!"

Lee 'nin gecenin sessizliğinde yükselen sesiyle yerinden korkuyla sıçradı. Kötü adamlardan bu kadar korkmazdı. Ama bu adam halasına benziyordu. Bu yüzden itaat edip konuştu.

rain 雨 | vminWhere stories live. Discover now