BÖLÜM 28

1.7K 116 2
                                    


'Göz rengi mühim değil, bakışları gökyüzü.' 🦋

Bir defasında okuduğum bir makalede, bir kitabın okunduğu yerden bahsediliyordu. Şöyle bir soru sorulmuştu ve tamamen mizaha dayalıydı.

'İnsan, güzel bir kitap okuduğu yerden ayrılabilir mi hiç?' Makalede verilen cevap netti. Ancak okunulan kitap hakkında bahsedilmemişti hiç. Hep devamında şu cümleyle karşılaşacağımı tahmin ederek okumaya devam ettim makaleyi.

'İnsan hayalleri doğrultusunda ilerleyen bir yazıyı okumaktan vazgeçebilir mi hiç?' lakin o soru hiç sorulmadı ve cevaplayanda olmadı. Sonrasında bu soruyu kendim cevapladım. Ve durumun bizzat içinde olduğum için bu soruyu dört gözle beklediğimi fark ettim.

O sıralar sürekli olarak polislik ile ilgili çeşitli yazılar okurdum. Merakım isteğimden önce gelmeye başlasada bu beni tedirgin etmedi. Çünkü isteğim geride de kalsa daimiydi.

Ben o yazıları okumaktan vazgeçemedim, ve haliyle hayallerimden de. Salih amca bu yolda elinden gelenin fazlasını yaparak başarılı olmamda büyük rol oynamıştı. Bu meslek benim için kutsaldı ve ne olursa olsun, karşıma ne çıkarsa çıksın büyük bir hevesle karşılıyordum. Tıpkı şuan ki gibi.

Öyle bir heyecan sarmıştı ki bedenimi. Sanki senelerdir böyle bir şey bekliyormuş gibiydim.

Şuan evde, biz üçlüsüde dahil, Eymen, Timur ve kızlar vardı. Gelen malzemelerin arasından giyim için envai çeşit elbise çıkarmıştım. Kızları hazırlama işi bendeydi. Elimdeki strablez ve fazlaca mini olan saks mavisi elbiseyi, Alper'in bahsettiği kıza doğru uzattım.

"Dene. " sırtını dayadığı duvardan doğrulup, elimdeki elbiseyi aldı. O odalardan birini kabin niyetine kullanıyorken, bende elbise seçmeye devam ettim.

Eylem planımız, kısaca şöyleydi; Şevket'in herkesle iş yapmadığını biliyorduk. Bu sebeple bizimle iş yapmaya onu zorunlu kılmak zorundaydık. Şevket'in bol kazançlı ve hatrı sayılır müşterilerinin kısa bir süre ortalıktan kaybolması işimize çokça yarardı değil mi?

Evet, tam olarakta böyle yapacaktık. Ondan müşteri çalma girişimine giremezdik çünkü, kızlarımız orjinal değildi. Yâni elimizde birer eskort yoktu!
Sadece kısa bir süreliğine işlerini olumsuz yönde etkileyecek, sonrada karşısına bir kurtarıcı edasıyla çıkacaktık.

Şevket herkesle iş yapmadığı için, onunla iş yapmak isteyenler kuyruğuylada uğraşmayacaktık. Sonuçta, daha önce şanslarını denedilersede, başarısız oldukları için tekrar denemek gibi bir girişimde bulunmayacaklardı.

Kendi işimizi kendiniz kolaylaştıracak, yeri gelincede zorlaştıracaktık. Bu böyleydi, her zaman kolay yol yoktu.

"Giydim. " arkamı dönüp, sarıyı baştan aşşağı süzdüm. Beyaz teninde saks mavisi hiçte ilgi çekici durmamıştı. Tam tersi, fazlaca sırıyordu.

Dilimi damağıma vurup, kafamı olumsuz anlamda salladım.
"Olmaz bu, çıkar. " itiraz etmeden kuzu kuzu odaya tekrar döndü. Önümdeki hepsi birbirinden ilgi çekici elbiselere bakıp, durdum. Diz üstü olmasına rağmen, bacağının sonuna kadar yırtmacı olan, strablez, siyah bir elbise vardı. Elime alıp, kızlar üzerindede bir tur göz gezdirdim. Toplam 4 kızımız vardı zaten. Şimdiden onları hazır ediyorduk. Daha sonra Şevket'in müşterileri hakkındaki ince ayrıntıyıda halledince direk olarak işe koyulacaktık zaten.

Kumral ve uzun saçlı olan kıza elimdekini uzattım.
"Güzel olur, dene. " gülümseyerek elimdekini aldı. Diğerlerine nazaran, bu daha sıcak kanlı gelmişti bana. Hepsi somurtmuş dikiliyorken, o gülümseyerek etrafte göz gezdiriyordu.

Büyük Vurgun Where stories live. Discover now