Bölüm 4

3.3K 233 67
                                    



Draco'nun yaptığı açıklama tam olarak merakımı gidermese de etrafımdaki herkesin beni başından savmak için söyleyip durduğu cadılar bayramının bir an önce gelmesini istiyordum. Hastane kanadından çıktığımda akşam yemeği saati geldiğinden Büyük salona doğru yürümeye başladım. Kapıdan içeri girdiğimde önce Slytherin masasına baktım. Pansy bana eliyle gelmemi işaret ediyordu. Blaise ise Draco ile konuşuyordu. Pansy'nin karşısına oturduğumda Blaise beni fark etti. Konuşmalarına son verip yanımıza geldi. "Selam Hermione." dediğinde ona gülümseyip Draco'ya baktım. Önüne dönmüş ve yemeğini yemeye başlamıştı. Tekrar eski halimize dönmek biraz değişik hissettirse de çok fazla üzerinde durmadım.

"Çabuk bana Draco ile neler olduğunu anlat." diye tıslayan Pansy'e baktım. Yemekten sonra birlikte yatakhaneye giderken hemen konuşmaya başlamıştı. "Benden uzak durması gerekiyormuş çünkü benden bir şeyler saklıyormuş. Cadılar bayramına kadar eskisi gibi olmalıymışız." dediğimde Pansy'nin yüzündeki ifade birden değişmiş ve bakışlarını kaçırmaya başlamıştı. "Anladım." dedi ve önüne dönüp sessizce yürümeye devam etmişti.

Pansy son anda kararını değiştirip başka bir işinin olduğunu söyleyip gittiğinde tek başıma Gryffindor kulesine doğru yürümeye başladım. Arkamda biri kolumu tutup beni durdurdu. "Selam bebeğim." dediğinde ise o aptalın Theo olduğunu anladım. "Bana bir daha bebeğim dersen hiç iyi şeyler olmayacak." diye onu tehdit ettiğimde yüzünde alaycı bir sırıtış belirdi. "Senin neden Slytherin olmadığını anlamıyorum. Seçmen şapkanın hatasına kurban gitmen kötü olmuş." dedi ve yüzündeki sırıtışı mümkünmüş gibi daha da büyümüştü. "Hakkımdaki yorumların bittiyse yatmaya gidiyorum." diye tısladığımda arkamdan hala sırıttığına emindim.


Pansy

Bu aralar aklım sürekli Hermione'deydi. Başta sadece Blaise için arkadaş olacağım kız şimdi yakın arkadaşım olmuştu. Ondan hayatıyla ilgili çok önemli bir şeyi saklamak artık çok zor geliyordu. Öğrendiğinde vereceği tepkileri düşündükçe sinirleniyodum. Draco en doğrusunu yapmıştı fakat ben de aynısını yaparsam çok dikkat çekebilirdi ve Hermione yalnız kalırdı. Ortak salona Draco girdiğinde onu izlemeye başladım. Kendi içinde yaşadığı duyguların etkisiyle dalgın dalgın yürüyordu. Her zaman kendinden emin olan Draco bu sefer çıkmazdaydı. Yanıma oturdu ve duvarı izlemeye başladı. "Sende onu düşünüyorsun değil mi?" diye sorduğumda bana bakmadan başını aşağı yukarı salladı. "En iyisini yaptın. Bizden uzaklaşacak ama seninle daha da yakınlaşacak. Daha fazla canını sıkma." dediğimde başını tekrar salladı.

"Kafam çok karışık. Ondan nefret etmem gerekirken edemiyorum. Ona her bulanık dediğimde içime bir şeyler oturuyordu. Küçük aklımla babamın dediklerini yaparsam beni sever diye düşünüp ona hep hakaret ederdim. Ona karşı hissettiğim duyguların adını koymakta zorlanıyorum. Eğer ondan hoşlanırsam babam ve annemin tepkisinden korkuyorum. Ama o bir Zabini ama ona bunca senedir yaptığım kötülükler, söylediğim onca şey beni durduruyor ve bu sefer de onun beni geri çevirmesinden deli gibi korkuyorum." dedi ve tekrar duvara döndü.

"Bunca senedir ondan hoşlandığını ve ailen yüzünden ona açılamadığını biliyordum ama artık korkmayı bırakman gerekiyor. Sen Draco Malfoy'sun bunları çoktan aşmış olman gerekiyor. Hermione'nin sana karşı boş olmadığına adımın Pansy olduğu kadar eminim ama o bunu farkında değil. O her şeyi öğrendiğinde büyü tamamen bozulduğunda ona bunu fark ettirmelisin." dediğimde kollarını belime doladı. Sarılışına karşılık verdim. Ayrıldığımızda "Bana yardım etmen gerek. Bunu tek başıma yapamam." dedi ve cevabımı bekledi. "Her şeyi öğrendikten sonra benden uzaklaşmazsa sana seve seve yardım ederim." diyip buruk bir şekilde gülümsedim.

Hermione

Gece uyuyamadığımdan sabah çok zor uyanmıştım. Kahvaltının bitmesine az bir süre kaldığını fark ettiğimde birkaç büyü yapıp yatağımı toplamış, hızlıca üzerimi giyinip yatakhaneden çıkmıştım.

Büyük Salona girdiğimde Draco, Pansy ve Blaise kahkahalarla gülüyorlardı. Beni gördüklerinde yüz ifadeleri biraz daha normale dönmüştü. Blaise "Neden orada dikiliyorsun?" diye sorunca gülümseyip yanlarına oturdum.

Kahvaltıda kimse konuşmamış sakin bir şekilde yemeğimizi yemiştik. Büyük salondan çıkarken birden gözlerim karardı ve düşecek gibi oldum. Biri kolumdan tutup düşmemi engelledi. Oturduğumda başım dönmeye başlamış ve yine gözlerim kararmıştı.

"Bu olmamalıydı. Onları Voldemort'a veremeyiz" diye çıkıştı Bayan Zabini . "Başka çaremiz yok. Onları saklasak bile yakın zamanda Voldemort öğrenecek. Anlaşmaya uymadığımızı düşünüp adımızı haine çıkaracak. Daha itibarımızı yeni geri kazanmışken bunu yapamayız." dediğinde Bay ve Bayan Zabini başka çareleri olmadığını anladılar.

"Böyle bir şey gerçekten mümkün mü?" diye soran Bayan Zabini'yi başıyla onayladı Bayan Malfoy. "Evet ama çok riskli büyü 17 yaşından sonra bozulacak ve eğer Voldemort o zamana kadar böyle güçlü olursa başınıza çok daha kötü şeyler gelebilir." dedi Bayan Malfoy. Zabini ailesi çocukları için bir umut olduğunu öğrendiğinde çok  mutlu oldular. Fakat bir çocuklarından vazgeçmeleri gerekiyordu. Yinede kararlarını vermişlerdi. Çocuklarını Voldemort yok olduktan sonra yanlarına alabilirlerdi. Kısa bir süreliğine birinden ayrı kalmak o kadar zor olmamalıydı.

"Karar veremiyorum ikisini de çok seviyorum." Bayan Zabini ağlayarak konuştuğunda Bay Zabini ona sarıldı. "Bence Hermione'yi vermeliyiz. Hem o belki bizi affeder. 17 yaşından sonra bize alışması daha kolay olur. Bilemiyorum belki tam tersi olur ama Hermione'yi vermeliyiz." diyen Bay Zabini'yi başıyla onayladı Bayan Zabini . "Peki o zaman büyüyü ben yaparım." dedi, asasını alıp büyüleri mırıldanmaya başladı. Hermione nin görünüşünü tamamen değiştirdiğinde,

"Üzgünüm kızım yakında seni geri alacağız ve tekrar hep beraber olacağız; söz veriyorum."


Gereksiz birçok kısmı kaldırımca bölüm çok kısa ama daha akıcı oldu umarım hoşunuza gidiyordur. Beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!

-🐍

Hermione Zabini • DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin