Stajyerin odasından çıkmak için kapıya doğru ilerledim. Elim kapının kolunda beklerken omzumun üzerinden Dael ve Stajyere baktım. İkiside birbirine her an kavga edeceklermiş gibi bakıyordu. İster istemez gerilmiştim, ve içimden bir ses o ikiliyi yalnız bırakmamam gerektiğini haykırıyordu. Ama içindeki sesi dinleyen kim?
Her neyse boşverip kapıyı açtım ve arkamdan kapatıp koridora doğru bir adım atmıştım ki Dael'in küremesiyle ayağım havada asılı kaldı.
"Emily'nin dibine girmekten vazgeç!"
O kadar çok bağırmıştı ki benim adımın geçtiği o cümleyi birinin duyup duymadığını kontrol etmek için gözlerimle koridoru taradım. Neyseki koridor çok sessiz ve boştu. Sesler kesilince içeride neler olduğunu merak edip kulağımı kapıya yasladım. Belki bu yaptığım çok doğru bir hareket değildi ama içeride benim hakkımda konuşuluyordu. Stajyerden uzun bir ara ses gelmeyince endişelenmiştim.
"Bak Dael hâlâ onu seviyor olabilirsin. Fakat aranızda bir şey kaldığını sanmıyorum. Hatta kimse sanmıyor. Emily bile!"
"Bana karşı artık birşey hissetmiyor olması sana karşı birşey hissedeceği anlamına gelmez Stajyer! Tekrar söylüyorum Em'den uzak dur."
İkiside boşuna kavga ediyordu. Çünkü ne Dael ne de Stajyer benim umrumda bile değildi. İkisininde canı cehenneme!
Tam onları boşverip arkama doğru dönüyordum ki Jackson elini kapının pervazına koyarak beni kaslı göğsü ile kapı arasında sıkıştırdı.
"Sana bu yaptığının ayıp olduğunu öğretmediler mi sarışın?"
Kaşlarımı çatarak onu ittirdim. "Bu seni hiç ilgilendirmez kas yığını! Fazla garip arkadaşlarının yanına doğru ikile."
"İkile mi? Hangi çağda yaşıyorsun sen güzelim? Antik çağda falan mı? Çünkü bu laflar baya eskilerde kaldı."
"Seni o laflarla buraya gömmemi istemiyorsan uza hemen gizemli ve ukala çocuk. Ayrıca beni takip etmeyide bırak."
"Bırakamam. Çünkü seni takip etmiyorum."
"Beni takip ettiğini biliyorum!"
"Hayır sarışın. Arkadaşlarımdan biri odasından memnun değil. Bu konuyu Stajyer ile konuşmaya gelmiştim. Fakat ne göreyim! Şu okulun fazla artist ve de sarışın kızı kapı dinliyor."
Ona cevap vermeyip sırtımı döndüm ve hızlı adımlarla yürümeye başladım. Çoktan bana yetişmiş ve beni iki eliyle omzumdan tutarak kendine doğru çevirmişti.
"Dael ile sevgili miydin?"
"Evet ya da hayır. Bundan sanane?"
"Sevgiliydiniz. Peki ya şimdi?"
"Şimdi ne?"
"Hayatında biri var mı?"
"Tanrı aşkına bana çıkma teklifi etmeyeceksin değil mi?"
"Neden olmasın? Hep sarışın, ukala ve güçlü bir sevgilim olsun istemişimdir. Biz çok uyumlu bir çift olabiliriz Emily. Seni herkesten daha mutlu ederim."
"Hayır."
"Ne?"
"Cevabım hayır."
"İtiraf et sarışın ilgini çekiyorum."
"Bir düşüneyim," deyip düşünür gibi yaptıktan sonra "İtiraf etmeliyim ki midemi bulandırıyorsun!" derken baş parmağımla göğsünü ittim. Jackson elimi tutup beni kendine doğru çekti. Kahverengi gözleri gözlerimin içine odaklanmışken dolgun dudakları aralandı.
