•3•

6.6K 318 340
                                    

Yazardan

Draco on beş saniye ye yakın havuzda hiçbir kıpırtı olduğunu yada baloncuğun suya çıktığını görmedi. İçi endişeyle doldu. Aynı zamanda korkuylada.

"Hermione!" diye bağırdı, sesi titredi. İlk defa ona adıyla seslendi. Hayatında il kez Hermione'nin adı Draco'nun ağzından döküldü. "Hermione, beni duyuyor musun?" Draco olduğu yerden hızlıca Hermione'ye doğru yüzdü. Hermione'nin olduğu taraf derindi Draco'nun ayağı bile yere zor basıyordu.

Suyun bidine dalıp Hermione'yi belinden yakaladığı gibi başının havuzdan çıkacak kadar suyun üstüne çıkardı. Bir eliyle belinden tutup diğer eliyle ensesinden başının dik durmasını sağlıyordu. "Hermione!" diye bağırdı tekrar endişeyle. Son derece korku doldu içi. Yüzüne doğru yaklaştı. Dudakları neredeyse onunkilere değecekti. Hermione nefes almıyordu.

Draco ani bir panikle ona sıkıca sarıldı. Havuzun kenarına doğru yüzüp onu mermere çıkardı. O da bir çırpıda havuzdan çıktı. Hermione'nin kolunda ıslanmış sargıyı çıkardığında kolundaki morluklar biraz da yeşilleşmiş olan morluklar Draco'nun gözleri önüne serilmişti. Malfoy endişeyle eserine baktı.

Hermione'nin ıslanmış süveterini üzerinden çıkardı. Yukarı çıkmış eteğini düzeltti. Gömleğinin üstten bir kaç düşmesini açıp elleriyle ona kalp masajı yaptı. Elleri Hermione'nin göğsünün üstünde ona kalp masajı yapmaya devam etti. Ona hava vermeliydi. Tereddüt etmeden eliyle dudaklarını araladı. Dudaklarıda morarmıştı.

Draco'nun dudakları Hermione'ninkileri bulduğunda hızla nefesini verdi. Bir kaç kere daha denediğinde Hermione'nin ciğerlerinden bir avuç su ağzından ve burnundan çıktı. Öksürerek doğruldu. Oturacak bile hali yoktu Draco'nun kollarına yığıldı. Bir eliyle Malfoy'un  çıplak omzundan tutundu. Gözleri kapalıydı ve kafası Draco'nun çıplak vücuduna yasladı.

Malfoy ne yapacağını bilemez halde sadece Hermione'ye baktı. Hayatta olduğu için derin bir nefes aldı. Biraz daha oturup şoku atlatmaya çalıştı. Sonra Hermione'yi hışımla kucaklayıp ilerideki uzun iskemleye yatırdı. Yarım saatten fazla onun uyanmasını bekledi. Hermione'nin yanağına yapışmış ıslak saçını kulağının arkasına koymak için biraz olsun eğildi.

Geri çekilmeye çalışan Draco, Hermione'nin onu boynundan tutmasıyla yerinden kımıldayamadı. Ona çok yakın duruyordu. Hermione'nin gözleri hafifçe titreyip aralandı.

"Draco." dedi, Hermione'nin ağzından ilahiymiş gibi çıkan ismi onun kalbine kadar indi. Hermione ellerini ondan çekip yavaşça doğruldu. Bilinci yavaşça yerine gelirken önündeki gri-mavi gözlere baktı. Malfoyun yarı çıplak bedenini gördüğünde gözbebekleri büyüdü ve vücudunu ani bir sıcaklık bastı.

"Ben, şey. Ben-" durumu nasıl açıklayacağını bilemeyen Hermione, iskemleden destek alarak ayaklandı. Başı dönüp hafifçe sendelediğinde Draco onu kolundan yakaladı. "Bu halde gidemezsin, Granger!" dedi onu yavaşça iskemleye oturmasını sağladı. Hermione kendini gözleriyle yavaşça taradığında gözleri açık düğmelerine kaydı. Hızla onları boğazını sıkacak kadar ilikledi. Draco bu duruma gülümsedi.

"Sen neye gülüyorsun öyle, ölüyordum!" diye bağırdı Hermione. Draco'nun gülmesi kahkahaya dönüşürken Hermione, Draco'nun gülüşünün mükemmel olduğunu kendine inkar edemedi. "O ben seni kurtarmadan önceydi." dedi gülümsemesi sonlanırken. Hermione zangır zangır titremeye başladı. Çok fazla üşüyordu. "Üşüyorsun." dedi Draco tamamen ıslak şortunun vücuduna yapışmasına umursamadan ayaklandı. Askıda duran pantolonunu giyip, kemerini bağladı. Spor ayakkabılarınıda giyip, askıda duran süveterini ve gömleğini alıp Hermione'nin yanına döndü. Hermione şaşkın gözlerle onu izliyordu.

Dramione / PureBlood-PrinceWhere stories live. Discover now