bu bölümü her gün profilime girip 'one and only, one and only' diye tatlı tatlı yalvaran @bipochild bebişime ithaf ediyorum<3
hatalarım varsa kusura bakmayın ve nazikçe yanaklarımı sıkın, iyi okumalarr
Baekhyun dilini dilime doluyor ve ben öğürmemek için kendimi zor tutuyordum, teknik olarak hayatım boyunca ilk kez öpüştüğüm insandı Baekhyun, yani her seferinde ilk kez öpüşüyormuşum gibi hissetmeme engel olamıyordum, bir de Baekhyun böyle sınırlarımı zorlayınca bunu birazcık garip karşılıyor, öğüresim falan geliyordu ya. Nasıl alışacaktım bu duruma hiiç bilmiyordum, Baekhyun hep beni aynı bu şekil öpecekse işim oldukça zordu. Ağzının içine kusmasam iyiydi, şimdi bir hayal ettim de- Iyy. Dilini iyicene ağzımın içine sokmadığı sürece bir sorun yoktu. Sanırım.
Baekhyun bir anda kıkırdayarak geri çekilince iğrenç düşüncelerimden hızlıca ayrıldım. Gözleri gülüşüyle birlikte hafifçe kısılmış, köpek dişleriyse tehlikeli bir biçimde meydana çıkıvermişti: off be, gülerken de amma güzeldi. Ama neye gülüyordu ki şimdi durduk yerde? Yine yanlışlıkla dilini filan ısırmışımdır kesin...
"N'oldu?" Bir miktar utanç ve fazla miktar merakla sessizce mırıldandım, kısık sesimi duymaması imkansızdı çünkü anasını satayım yüzlerimiz arasında ha üç santim ha beş santim vardı, işte tam bu yüzden ensesine doladığım terli ellerimle üzerinde durmakta zorlandığım uzun bacaklarım zangır zangır titriyordu. Üstelik bir de şu aptal his vardı içimde kaynayan, acemilik hissi, her şeyi elime yüzüme bulaştırmaktan korkuyordum nedensizce.
Ya Baekhyun benimle öpüşmekten iğrenirse, diye düşünmeden duramıyordum.
"Hiç," diyerek dudağımın kenarına sulu bir öpücük kondurarak yeniden odağımı kendisine çekti. "Sadece... çok tatlısın, karşılık vermeye çalışırken."
Tekrardan kıkırdadığında yüzümü artık hissedemiyordum, yemin ederim cayır cayır yanıyordu yüzüm, hatta yalnız yüzüm de değildi eminim, yüzümden boynuma, oradan da ayak uçlarıma kadar yanıyor olmalıydım, bu benim için gereksiz bir şekilde çok utanç verici bir andı.
Ve ergenliğinin nirvanasında olan bir gençten, yani benden, beklenildiği üzere ben de patlayıverdim.
"Kusura bakma ya senin gibi hayatımda birçok insanla öpüşüp, öpüşmek konusunda profesyonelleşemedim!" Bunu derken topuğumu sertçe yere vurmasaydım kendimi şu trip atan liseli ergen kızlara benzetmek zorunda kalmazdım lakin lanet olsun ki vurmuştum, oflamıştım da, hatta son kelimeyi söylememe izin vermeyen peltekliğim bir gol daha vurmuş suratıma, mahvetmişti beni, yalnız zırlamadığım kalmıştı tiz bir sesle.
Baekhyun büyüyen gözleriyle beni şöyle bir baştan ayağa süzdü, tabii ya, o da inanamıştı bu ergen halime. Ama ben ergenliğimin nirvanasındaydım, doğal karşılanmalıydı bu hallerim tamam mı?
"Ne alaka şimdi, Sehun? Ben öyle bir şey dahi ima etmedim."
"Bıktım senden," İnanın bu son söylediğim ne alakaydı ben de bilmiyordum, gittikçe saçmalıyordum, biri beni acilen susturmalıydı yoksa kendimi rezil etmeye devam edecektim eve döndüğümde ağlamak isteyeceğim kadar. "Git Tao ile öpüş, seversin sen aldatmayı."
Baekhyun yarı ciddi yarı sinirli ve bir de yarı eğlenen bir ifadeyle çattı güzelim kaşlarını, bana böyle bakınca istemsizce korkuyordumdan ondan.
"Ne aldatması Sehun ya, biz çıkmıyoruz bile. Velev ki çıkıyoruz, ben seni aldatmıyorum ki, yani en azından son birkaç gündür. Belki hafta da olabilir, pek emin değilim, saymadım." Oflayarak ellerini saçlarından geçirdi ve zaten dağınık olan saçlarını iyice dağıttı, birkaç tutam havada asılı kalmıştı ve komik görünüyordu fakat gülmemem gereken bir andaydık, bu yüzden biraz evvel Baekhyun'un hunharca emdiği dudaklarımı kemirmeye başladım. Bu arada söylediğine gelecek olursak çok çok doğruydu, biz çıkmıyorduk bile, ben de içten içten buna yanıyordum ya zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
one and only // sebaek
FanfictionKurabiyeler, tatlış bir Sehun, ısırıklar, korumacı Baekhyun hyung, oynaşmalar. Ve bolca kurabiye. Sehun'lu kurabiye.