DOSTLARIM

125 12 0
                                    


"Dost yanında yüksek sesle düşünebildiğin kişidir"

İçinizden geçeni olduğu gibi, hiçbir endişe duymadan söylediğiniz, sırlarınızın güvende olacağını bildiğiniz,en saçma sapan hallerinize tanık olan, hatalarınızı gördüğünde uyaran, heveslerinizi destekleyen,yokluğunda bile varlığını hissettiren insandır dost. Gece gündüz demeden kapısını çalabileceğiniz,ihtiyaç anında aklınıza ilk gelen, çağırdığınızda koşacağını bildiğiniz,ağdasını yarım bırakıp yanınıza gelendir dost.Kalbi de kapısı da size daima açık olandır dost. Ve dost bazen annenin de, kardeşinin de yerini alandır..

Sevgi, Ferda, Aslı. Benim hayatımın atardamarları. Belki de toplar demeliyim çünkü ne zaman dağılsam beni toplayan onlar oluyorlar ve şimdi, ben bu kadar mutluyken Sevgi'nin evlenmeye karar vermesine hem çok seviniyorum, hem de hiç bilmediği Almanya gibi bir diyara gitmesine kahroluyorum. Gece oturmaları, deliler gibi gülmelerimiz, saatin kaç olduğuna aldırmadan kurduğumuz gece sofraları, pencere muhabbetleri,saçmalıklarımız, üfürükten tayyare didişmelerimiz, dostluğumuz..Hepsi O'nunla birlikte o bilinmeyen diyara gidecek. O' na ne kadar üzüldüğümü belli etmemeye çalışırken, aslında çok ilgisiz göründüğümün farkında değilim ve bu gerçeği bana söylediğinde, aslında neler hissettiğimi O'na anlatmaya çalışırkenki çırpınışlarım, O'nun bavuluyla apartmandan çıkışını gördüğümde tam bir can çekişmeye dönüşüyor. Bir dostun gidişi demek, aslında geride öksüz bir dost bırakmak demek; ve ben öksüzlüğümü daha fazla hissetmemek için Sevgi' lerin evine daha bir uğrar oluyor, aynı samimiyeti ablasıyla kurmaya başlıyorum. Anlıyorum ki; iki kardeş birbirinden ne kadar farklı görünse de, bu farklılık Selma ile de sıkı bir bağ kurmamıza engel olmuyor. Sevgi ne kadar şen şakrak ve hatta biraz da çatlaksa, Selma tam tersi ağır başlı, kendi halinde sessiz, sakin; ama derine indikçe aslında ne kadar keyif veren bir insan olduğunu anlıyorum. İnce espri anlayışı Sevgi'yi aratmıyor ve zamanla sadece bakışlarımızla bile anlaşır hale geliyoruz. Artık Sevgi'nin yanında götürdüğünü sandığım gece sofraları, pencere muhabbetleri, deli gibi gülmeler Selma ile yeniden başlıyor; ve anlıyorum ki insan yavaş yavaş özleme de, ayrılığa da alışıyor. Bu alışmayı, on beş günde bir gelen metrelerce uzunluktaki mektuplar daha da kolaylaştırıyor. Bir aradayken nasıl hararetliysek, yazışırken de öyleyiz. Yaşadığımız her an satır satır yazılıyor, atladığımız herhangi bir detay unutulmadan sonraki mektupta soruluyor ve bir sonraki mektup heyecanla bekleniyor...

Çok şanslıyım. Hayatımın sonuna kadar sürecek dostluklarım, çok sevdiğim bir erkek ve yaşadığım harika bir aşk var..

Umuda TutunmakWhere stories live. Discover now