2.BÖLÜM / 5 'ACI'

384 148 6
                                    

Caner bir kaç teneffüs Ela'yı göremeyince, kendisinden köşe bucak kaçtığını anlaması hiç de zor olmadı. Ama onun bu utangaçlığı fazlasıyla hoşuna gidiyordu. Bir sonraki tenefüs tekrar onların olduğu kata indi. Tam merdivenlerden inecekken, Ela ve Ayça'nın hararetli bir tartışmaya girdiğini gördü ve bir müddet onları uzaktan seyretti.

Ayça Ela'nın yanından gidince de, Caner sessizce arkasından süzülüp: "Bir sorun mu var?" diye adeta kulağına fısıldadı. Ela, irkilerek arkasını döndüğünde yüzünde hala duran utangaç tavırla cevap verdi :

"Hayır, yok... Biz öyle konuşuyorduk..."

Caner, kaşlarını kaldırarak Ayça'yı işaret etti:

"Bence ona fazla güvenme."

Ela duyduğundan hoşnut olmayarak kaşlarını çattı:

"Niyeymiş o?"

"O kızda tuhaf bir şeyler var. Kurnaz birine benziyor, tilki gibi..."

Bunu duyduktan sonra yüzündeki kızgın ifade giderek, yerini istemsizce gülümseyen bir ifadeye bıraktı.

"Beni tavşana benzettin arkadaşımı da tilkiye...
Bakıyorum da insanları hayvanlara benzetmek gibi garip bir huyun var."

Caner bunu duyunca, doğru söze ne hacet, der gibi gülümsedi.
Genç kız bir anda ciddileşerek,  arkadaşını savundu:

"Kurnaz değildir. Diğer arkadaşlar gibi bizde arada sırada tartışıyoruz. Tamam dört dörtlük biri değil, yani herkes gibi onun da kusurları var. Ama gene de o benim arkadaşım. Gerçek biri. Zaten kusursuz insan mı var. "

Ayça, ne Ela'ya ne de Elif'e benzeyen bir kızdı. Geleceğini düşünmeden ve kimseye hesap vermeden yaşamayı severdi. Her şeye kolay kolay alınmaz ama kanına dokunan bir şey olursa da gözü kimseyi görmezdi. Sırf bu huyundan dolayı kaç kez arkadaşlarıyla kavga etmişti. Yakışıklı bulduğu erkeklerin her zaman hakkını teslim eder, eğer karşısındaki erkekten, günümüz tabiriyle, elektrik alıyorsa hiç düşünmeden gidip konuşurdu. Her ne kadar  Ela ve Elif'e bu denli uzak huyları olan Ayça, ilk bakışta kimseyle gerçek arkadaşlıklar kuramayacağının sinyallerini karşı tarafa verse de; Ela'nın Ayça'yı sevmesinin sebebi başkaydı.

Dış görünüşünün aksine Ayça arkadaşlarını seven, herhangi bir dertleri, sıkıntıları olduğunda yanlarına ilk koşan insanlardan biriydi. Kendisi fazla sevgili değiştirirken, arkadaşlarını da bu yönde etkilemez, onlara sevgili olacakları erkekler konusunda müdahale etmezdi. Ama Ela'nın, Ayça'da kendisini en fazla etkileyen yönünün, henüz orta okuldayken kendisine kötü davranan birkaç serseri kızın önüne geçip hiç düşünmeden arkadaşını savunmasının ve posta koymasının olduğunu söylemek yalan olmazdı. Arkadaşlarını savunur, onları üzenlerden hesap sorardı. Belki de bu yüzden bazen katlanılması zor şeyler söylese de her defasında pişman olduğu için arkadaşları tarafından affediliyordu.

Caner, Ayça'nın deyim yerindeyse adeta velfecri okuyan gözlerine bakıp, asla masum bir kız olamayacağını, bundan dolayı da Ela gibi bir kızın onunla neden arkadaşlık yaptığını düşünürdü. Bu arkadaşlığın uzun yıllara dayanıp dayanmadığını anlamak istiyordu. 

"Onu ne zamandan beridir tanıyorsun?" 

"Ortaokuldan beridir. Gerçekten de Ayça arkadaşlarına değer verir.  Onlara karşı bir kurnazlığı olmaz. Sen onu tanımadığın için böyle konuşuyorsun. Bir tanısan yanıldığını anlarsın."

" Birini tanımak için bazen 5 dakika bile yeter."

"Sen de mi o yalana inananlardansın. Ben öyle düşünmüyorum. Bir insanı birkaç dakikada tanıyamazsın, onunla vakit geçirmen gerekir."

KİMLİKWhere stories live. Discover now