Zor Karar 3. Bölüm

111 14 1
                                    

" Merhabalar ben Abby Lucy Hale . Ağustos adam dergisinde stajyer köşe yazarıyım. Sizinle bir röportaj yapmak istiyorum . Umarım  zamanınız vardır. Gerçi olmasada bir önemi yok çünkü kapıyı kilitledim ve anahtarıda çantamda . Almaya çalışsanızda bu en az 5 dakika sürer çünkü çantanın içi ağzına kadar dolu. Yani işimi zorlaştırıp çok değerli vaktinizi boşa harcamak yerine bana en kısa zamanda bir röportaj sözü verinde . Emily hanımı bayıltmama ve bu iğrenç kıyafetleri giyinmeme değsin ... " dediğimde napıcağını şaşırdı ilk başta . Sonra derin bir nefes verip beni baştan aşağı süzdü . Ardından kahkahayı bastı . Bu sefer ben ona şaşkınlıkla bakarken o konuşmaya çalışıyordu.

"Sen ahahahahah sen az önce bu küçücük boyunla ahahahahha Emily WATSON'u  bayılttığını ve beni buraya ahahahahaha buraya kilitlediğinimi söyledin . " dedi ve kahkahasına kaldığı yerden devam etti.

" Evet aynende öyle yaptım . Ayrıca boyuma bakmayın topuklu giydiğim için kısa gözüküyor . " dediğimde daha bi çok gülmeye başladı .

" Topuklu giyince boy uzuyor bildiğim kadarıyla. "

" Üzgünüm yanlış biliyorsunuz " dedim gayet ciddi bir tonda . Ve bunu yaparkende dudaklarımı birbirine bastırıp kafamı kederle aşağı yukarı salladım.

En sonunda gülmesi bitince sırtını koltuğuna yasladı . " Hadi itiraf et seni Jeremy gönderdi değil mi ? Bu sefer kızmiyacağım çünkü gerçekten neşem yerine geldi. "

" Ne diyorsun be Jeremy'de kim "

" Ah hadi ama o olmadan güvenlikten girmen imkansız."

" Ahh güvenlik mi ? Elbette . Onu gören şirketten kaçıyordur zaten . Adam resmen ahiret sorusu soruyor yaa . Bence siz onu sekreterliğe alın cidden bak ne yapması gerektiğini biliyor .  Ayrıca geçmek imkansız falan değil . Ağzının payını bir güzel verip girdim içeri."

"Tamam peki hadi onu geçtin . Sekreterimi asla geçemezsin. "

" Ama gördüğün gibi geçtim . Ayrıca insanların ekmeğiyle oynamayı sevmem hatta bu konuda fırıncıyı bile uyardım ama ... bence kov sen bu sekreteri . Tam bir pislik . Kadına yalvardım resmen ama tınlamadı bile . Sonra Emily hanımdan bir haber geldi yarım saat sonrasına randevu verdi. Pis sürtük . "

" Aaa tamam cidden bu kadar şaka yeter neşelendim bak . "

"Offf hala şaka diyor yaa. Neyse sen röportajı kabul ediyor musun ? "

" Bak cidden -"

"Eğer konuyu yine şakaya bağlarsan ... neyse anladın sen onu ."dedim öfkeyle .

" Sen ciddisin ." dedi ağzı 1 metre açık .

" Ay çok şükür rabbim anladı ."

" Ama nasıl yaa . Sen şimdi Emily hanımı bayılttın mı ? "

" Evet bu üstümdekiler kimin sanıyorsun ?" dediğimde gözlerini kısarak baktı bana .

" Ay merak etme onu çıplak bırakmadım . Üstünde iç çamaşırları vardı . Neyse konumuz bu değil . Kabul ediyor musun ? Etmiyor musun ? " dediğimde bir süre düşündü .

" Hepsine evet ama şartlarım var . "

"Hepsine mi ?"

" Evet güvenliği sekreter yapıdan sekreteri kovucam ve seninle röportaj yapıcam . " dediğinde havalara uçtum .

" Yes be yes . O pis sürtükten kurtulduk . "

" Hahahaha manyak mısın çatlak mı ? Senin röportaj için sevinmen gerekmiyor muydu . Ayrıca daha tamam demedim . Şartlarım var dedim . "

"Neymiş o şartlar "

" Kişisel sekreterim olucaksın . Her ihtiyacım olduğunda geliceksin ne olursa olsun . "

" Kişisel sekreter ne be ?"

" Ve de argo konuşmayacaksın . Kızlara hiç yakışmıyor . Kişisel sekreterden kastım bana yardımcı olman . Mesela yeğenimi okuldan alman gerekebilir . Yada misafirim gelicek olur gelir yemek yaparsın . Belki hastalanırım gelip iyileşene kadar başımda beklersin ."dediğinde ağzım açık kaldı.

" Oldu canım başka .  Az yede bir köle tut kendine . "diyince kaşlarını çattı .

" Kölelik değil bu !  Benim yardıma seninde benimle yapacağın röportaja ihtiyacın var . Karşılıklı birbirimize yardımcı olucaz . "

"Pekala kabul Josh bey - ıygh Josh desem bir sorun olurmu ?"

"Evet olur ."

"Bananebu senin sorunun . Ben sana Josh diyeceğim . "dediğimde gülmekle kızmak arasında gidip geldi ve sonunda güldü.

"Pekala ne dersen de . Ama şimdi şu kapıyı aç ve gidip Emily hanımı giydirip buraya gönder. Toplantıya yeterince geciktik. Ve son olarak telefon numaranı ver . İhtiyacım olduğunda arıyacağım. "

.......

V: Ne yani ona kölemi olucaksın ? dedi şok olmuş bir şekilde .

" Kölelik değil vaneeess yardım daha kaç kez söylemeliyim ."

" Hah bence sen adamın tipine tutuldun ."

" Ayyy saçmalama sadece 5 dakika gördüğüm bir adamın neresine kapılacağım ! Üstelik ben odadan çıkana kadar ağzını kapatamadı . Kesin deli olduğumu falan düşündü . Gerçi inkar etmiyorum ama " dedim . Ardından ikimizde kahkahalara boğulduk .

........

Uykumdan telefonumun sesiyle uyandım . Neee saat daha 5.30 kim bu saatte arayan densiz !

L: Alo !

J: Ahh nihayet ... Amma uykucu çıktın yaa . Hadi çabuk ol . Şirkette seni bekliyorum . dedi ve cevabımı bile beklemeden kapattı .

Yok artık bu saatte bilemi !!! Derin bir iç çektim ve ayaklandım . Başka çarem yoktu ki .

....

SAAT 6.30

Şirkete girdim ve asansöre ilerledim ama bu saatte kimse yoktu şirkette bende bayan hademelerden birinin yanına gittim .

L: Pardon bakar mısınız ?

H: Buyrun .

L:  Ben Josh beyin kişisel asistanıyım işe dün başladım . Ve sabah beni aradığında temizlik konusunda söyleniyordu . Sanırım 52. kat temizlenmemiş . Hemen temizleseniz iyi olur .

H: Öylemi çok saolun hanım efendi . dedi ve asansöre yöneldi .

H: Ah çok pardon önden buyurun .

L: Yok önemli değil bende o kata çıkıcam zaten . dedim ve kadınla birlikte asansöre bindim .

Asansörden indiğimizde yerler gerçekten pisti . Vay be iyi sallamışım . Kolay gelsin diyip Josh'ın odasına yöneldim . Kapıyı tıklatıp cevap gelmeden daldım odaya .

Ahh yine kocaman oldu gözleri . Ne tırsak birşeymiş bu adamda .

L: Günaydın Josh bey görevim nedir ?

J: Sana bir adres vericem orada bir kız çocuğu var . Adı Brenda onu alıp dışarıda kahvaltıya götürüceksin . Parasını ödemene gerek yok çünkü gideceğiniz yer bana ait . oradan sonra vakit varsa parka götüreceksin yoksa okula bırakıcaksın . Okulu saat 8.30 da başlıyor . Onu bıraktıktan sonra Tekrar aynı adrese gidip scott'ı alıcaksın ve ayni işlemleri yapıp saat 10.30'da kreşe bırakıcaksın . Oradan sonra 12'ye kadar izinlisin saat 12.30 da şirkete gel ve üzerine toplantıya uygun şeyler giy .

L: Niye ki ?

J: Sözümü kesme . Sevgili gibi davranicaz .

L: Neeee ! Anlaşmada böyle birşey yoktu . Bunu asla yapmam .

J: Zorundasın . Anlaşmada bu yoktu ama ben ne dersem yapmak vardı . İş için anlaştığım frimanın sahibi eşiyle birlikte yemeğe geliceğini söyledi . Ve benimde bir bayanla gelmemi istedi . Bu yüzden benimle geliceksin . Yoksa röportajı unut !

Görevimiz AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin