three

15.1K 1.7K 186
                                    

carpediem: seni okulda dikkatlice izlemeye başladım

carpediem: aslına bakarsan her insanın duvarlarının altında iyi ve sevecen biri olduğunu düşünürdüm

carpediem: ama sen, beni şaşırtmaya devam ediyorsun

carpediem: her geçen gün daha da şaşırıyor ve hayal kırıklığına uğruyorum

jungkook: ah, demek aynı fakültedeyiz

jungkook: çünkü beni görebileceğin, bu derece inceleyebileceğin tek yer fakülte

jungkook: her neyse, bu durumun beni incitmesi gerekiyor sana göre ama, zerre umurumda değil

jungkook: bu arada, bana aşık olduğunu itiraf etsen ikimiz de rahata ereceğiz

carpediem: bu neyi değiştirecek?

carpediem: hadi tamam, sana karşı hislerim var ama bunu aşk diyerek yüceltemezsin

carpediem: aşk farklıdır

carpediem: akla hayale sığdırılamayacak bir duygudur, ama ben senden sadece etkileniyorum

jungkook: peki, öyle olsun bayan carpediem

jungkook: beni fakültede gerçek kişiliğimle tanıyor olmak sana ne hissettirdi?

carpediem: hayal kırıklığı

carpediem: tamamiyle bu, çünkü o en ufak bir iyilik kırıntısını bile görememiş olmak üzüyor 

carpediem: küçüklüğünde bir çeşit travma falan mı geçirdin?

carpediem: yoksa bu kadar, aşağılık bir herif olmanın başka bir açıklaması olamaz

jungkook: eğer bir kez daha bana hakaret edecek olursan, engeli yer ve bütün okula ifşalanırsın 

jungkook: ve hayır, küçüklüğümde bir travma falan geçirmedim

carpediem: şaşırtıcı

jungkook: peki sen?

jungkook: sen insanlara karşı çok mu iyimser ve nazik davranıyorsun

carpediem: en azından milletle dalga geçildiğinde kıkır kıkır gülmüyorum 

jungkook: bekle, ne demek istiyorsun?

jungkook: ah, anladım

jungkook: bugünkü olayı anlatıyorsun

jungkook: hani ayağına çelme takılıp düşen kız

carpediem: zeki çocuk

jungkook: ama gülünmeyecek gibi değildi, farkında mısın?

carpediem: ben gülmemiştim

jungkook: sen bizim bölümde falan mısın?

carpediem: hayır, tabii ki

carpediem: sence o kadar fazla yürek yemiş olabilir miyim?

carpediem: amfinin kapısı açıktı, ve kapıda da gürültüden dolayı bir kesim topluluk birikmişti

carpediem: onlardan biriydim

jungkook: bu kadar fazla açıklama yapmana gerek yoktu, carpediem

jungkook: neyse, tahmin edersin ki kim olduğunu bilmediğim biriyle geçirmekten daha değerli işlerim var

jungkook: zamanımı çalıyorsun

Ardından, yazdıklarıma cevap vermedi. Böyle cevaplar alıyor olmak beni şaşırtmamalı veya üzmemeliydi, sonuçta jeon jungkook hep benim tanıyıp bildiğim çocuktu. Böylesine kibirli ve aptal biri olduğunu biliyordum ama içimdeki o aptal ses kötü her kelime duyduğunda sessizce ağlamaya devam ediyordu.

Savunmasızdım.

Eh, en azından kendi mutsuzluğumu aşık olduğum çocuğa göstermeyecek kadar gücüm vardı. Ama bunun bana en ufak bir faydası yoktu, sonuçta onun sizi acı çekerken görmemesi, acı çekmemenizi sağlamıyordu.

Olayın iyi yönü; jungkook' un bir sevgilisi falan yoktu.

Köyü yönü; aşkı ciddiye almıyordu ve sık sık başka kızlarla gecesini geçirdiğine yemin edebilirdim. Erkekleri tanıyordum.

Jungkook' u da.

Erkekler hakkında fikirlerim izlediğim filmlerden, babamdan ve abilerimden çıkartılmıştı. Abilerim de sevgili yapmamasına rağmen sık sık gecelerini başka kızlarla geçirirdi ve onlara göre bu bekar olan çoğu erkeğin yaptığı, istediği bir şeydi.

Eh, jungkook' un da o erkeklerden olabileceği bariz belliydi.

O cevap vermese bile; bugünkü son mesajımı yolladım.

carpediem: bir gün gerçekten biri tarafından o duyguların incinebilecek mi, merak ediyorum

carpediem: ve inanır mısın, o günü iple çekiyorum

Eh, benim gibi bir çirkin ördek yavrusunun onun duygularını incitebilme ihtimali, dünyaya bir daha güneş doğmama ihtimali ile eşdeğerdi.

Yani, imkansızdı.


hikayede daha çok ekşın olacak amaa ne diyoruz bebekler, '' no spoi '' 

öpüldünüz

the ugly duckling | jungkookDonde viven las historias. Descúbrelo ahora