Sope Family

♡

Hoseok binbir yorgunluk içinde anahtarı çevirdi ve kapıyı açtı.

İşini seviyordu tabi ki. Yedi yaşından beri yaptığı şeydi sonuçta bu.

Ancak işin zor olan kısmı sahip olduğu dans stüdyosunda aynı anda hem ders verip hemde bir çok saçma sapan muhasebe işiyle uğraşmaktı.

Ve bir de kalabalık bir aile...

Kapının açılması ile beş çift küçük göz ona döndü.

Seokjin ve Namjoon kısa süre sonra yaptıkları şeye geri dönerken; Taehyung, Jimin ve Jungkook koşarak sarıldı annelerine.

"Anne! Sonunda buradasın!"

Taehyung Jimin'i onayladı.

"Lütfen bizi evde tek bırakmayın!"

Hoseok 'Neden?' diye soracaktı ki evin halini görmesiyle vazgeçti.

Nedeni gayet belliydi işte. Her gün işten geldiğinde aynı karmaşa ile karşılaşıyordu.

Dağılmış bir ev, yaptığı yemeği tek başına yiyen Seokjin, kulaklığı takıp dünyayı yok sayan bir Namjoon ve evin altını üstüne getiren üç küçük...

Hoseok bir iç çekti.

"Pekala millet. Görünen o ki yine çok işim var. Anneye yol verin bakalım!"

Elindeki poşetleri tezgahın üzerine bırakıp odasına çıktı yorgun adam.

(Yazar: Eve girilince direkt salona giriliyor, mutfak da Amerikan mutfak.)

Üzerine rahat şeyler geçirip tekrar aşağıya indi.

"Seokjin neden bencil davranıyorsun?"

"Bencil mi?"

"Yaptığın yemeği her zaman kendin yiyorsun ve ben de senin yüzünden tekrar yemek yapmak zorunda kalıyorum. Hem neden kardeşlerinin evi dağıtmasına izin veriyorsun?"

"O kadar da küçük değiller anne. 10 yaşında onlar. Jungkook da 8 yaşında. Eğer gerizekalı olmasalardı evi bu kadar dağıtmazlardı zaten. Ayrıca bugün kötü bir gün geçirdim. Dan Bi beni terk etti! Üzerime gelme!"

Seokjin'in sesi giderek yükseliyordu.

"Benc-"

Hoseok bağırarak karşılık vereceksen kapı sesi onları böldü.

"Ben geldim!"

Namjoon kulaklığı çıkartıp kapıya doğru gitti. Annesinin aksine, babası geldiğinde onu her zaman kapıda karşılardı.

Namjoon babasına özenirdi...

O sırada uzaylıların varlığını tartışan üç küçük dönüp kapıya baktı. Gidip Yoongi'ye sarıldıktan sonra koltuğa geri dönüp tartışmaya devam ettiler.

Seokjin ise korkuyla kapıya bakıyordu.

Yoongi kapıyı kapatıp montunu astıktan sonra yavaş adımlarla mutfağa geldi.

"Annene neden bağırdığını öğrenmek istiyorum Min Seokjin."

(Yazar: MİN SEOKJİN MKGMDMDMD)

Genç adam korkudan cevap veremedi ve odasına doğru yol aldı.

Min Yoongi böyle bir babaydı işte. Bazen bağırması bağırmamasından daha etkiliydi.

İyi bir cevabınız yoksa eğer asla konuşmanıza izin vermez asıl o zaman bağırmaya başlardı.

👬👬👬

Birkaç saat sonra; ev toplanmış, ödevler yaptırılmış, yemek yenmiş ve mutfak temizlenmişti.

Yapılacak -neredeyse- tüm işler bitmişti. Ama Hoseok da bitmişti.

Yoongi yardım ediyordu etmesine ama... Yine da hala tüm işler onundu.

Ödevleri yaptırmayla ev işlerini yapmak bir miydi sanki?

Akşama kadar dans edip yatana kadar ev işi yapmak kolay mıydı peki? Tabi ki hayır.

Yatma saati geldiğinde Hoseok beş çocuğunu da yatmak için hazırladı.

Dişlerini fırçalattı, pijamalarını giydirdi. Jungkook korktuğu için biraz onunla yattı.

Anlamıyordu. En küçüğü 8 yaşında olan 5 çocuğun bu denli basit işlerini neden hala kendisi yapıyordu?

Oflayıp boş ve karanlık koridorda odasına doğru yürümeye başladı.

Odasına girdiğinde sadece şortla duran bir Yoongi beklemiyordu kesinlikle.

Karşısında süt beyaz teniyle duran Yoongi'ye biraz daha bakarsa şayet iyi şeyler olmayacağını düşünüp gözlerini çekti hemen.

Arkasını dönüp uyuyacakken duyduğu fısıldama tüm bedenini ürpertti.

"Etkilendiğini biliyorum."

Sesini daha da etkileyici hale getirip devam etti

"Kim bilir belki ben de senden etkilemişimdir. O yorgun halinden. Gülümsemenden, ağzının üzerindeki o minik lekenden. Aileyi idare etme gücünden..."

"Beni etkiliyorsun Hoseok. Sonun iyi olmayacak."

Yoongi fısıldadı ve minik bir ısırık bıraktı eşinin kulağına.

Hoseok mesajı almıştı. Ancak çok yorgundu.

"Bu akşam olmaz. Fazla yorgunum."

"Neden kendini bu kadar yoruyorsun  sevgilim?"

"Çünkü sizinle çok meşgulüm Yoongi."

"Hayır.Bizimle çok güzelsin Hoseok."

Bu cevap üzerine kelimeler etkisini yitirdi. İki beden, karanlık odada geniş yatağın içinde sabaha kadar birbiriyle oynadı...