~5~

16K 1K 356
                                    

" Ne olucaktı ki?"

Şuan fena pot kırmıştım.

Durumu toparlamak adına öksürdüm ve odamdan çıktım. Fazla kızarmıştım ve beni görmesini gerçekten istemiyorum. Mutfağa gidip su içtim.

" Kaç bakalım Jimin. Nereye kadar gerçeklerden kaçıcaksın merak ediyorum. "

" Gerçeklerden kaçmıyorum. Gay değilim ben!"

" Tabi evet."

Bilmiş bilmiş kafasını sallıyordu. Göz devirip mutfaktan çıktım. Şimdi de salona gelmiştim. Koltuğa oturdum ve telefonumdan oyun oynamaya başladım. Jungkook da başka koltuğa oturdu ve telefonundan oyun oynamaya başladı.

.

Ding dong...

Sonunda annemgil gelmişti. Hayır bu kadar zaman dışarda ne yaptılar bilmiyorum. Kalkıp kapıyı açtığımda içeri sinirli bir adet annem ve babam girdi. Neden bu kadar sinirliydiler ki.
Salona girdiklerinde Jungkook'u selamladılar. Bana selam bile vermediler halbuki. Üstelik bugün doğum günüm!

" Jimin bi gelsene."

" Tamam."

Babam çağırdı sanırım aldığı yeni arabanın anahtarını verecekti ya da yeni bi kredi kartı veya hayal bile edemeyeceğim bir şey...

" Bu ne evladım?"

Babam telefonunu gözüme sokarken birkaç şey görebilmiştim. Tanrım! Jungkook beni şikayet mi etmiş.

" Neden Jungkook'a bu kadar kötü davrandın. O senin artık kocan!"

" Ba-"

" Sus sesini duymak istemiyorum."

" Ama baba sen yanl-"

" Sus dedim Jimin. Cezalısın. Arabanı ve kredi kartını alıyorum senden."

" Baba bir dinl-"

" Daha fazla konuşma Jimin. "

" Ba-"

" Jimin! "

Babam öyle bir bağırmıştı ki daha önce kimseye bu denli şiddetli bağırdığını ne görmüş ne de duymuştum. Korkudan gözlerim sonuna kadar açılmışken yanımıza annem geldi.

" Tamam fazla üstüne gitme çocuğun. Jimin sende odana! "

Bu neydi şimdi? İlkokul çocuğu falan mıyım ben. Üstelik sırf Jungkook'la ilgilenmediğim için mi cezalıyım.

Sinirli bir biçimde odama girdim ve kapıyı özellikle sert biçimde çarptım. Bu benim sinirli olduğum ve haksız duruma düştüm anlamına geliyordu.
Yatağımın yanına oturdum ve sinirimin geçmesini bekledim. Ama lanet olasıca sinirim zaman geçtikçe daha fazla artıyordu, çünkü haksızlığı kaldıramıyordum.

Aradan yaklaşık 5-10 dk sonra kapım çalındı. Bu sinirle konuşamayacağım anlayınca komut vermedim. Kapı tekrar çalınınca derin bir nefes aldım.

" Gir!"

Kafam kapıya dönük olmadığı için kimin geldiğini göremedim. Muhtemelen annem beni sakinleştirmek için gelmişti. O yüzden kimin geldiğine bakma ihtiyacı hissetmedim. Arkamda duran bir şeyler hissedince yavaşça arkama döndüm.
Gelen kişi Jungkook'du. Daha çok ceza almamı istiyor sanırım.
Sinirli ama aynı zamanda boş olan bakışlarımı Jungkook'a yönelttim. O da bana bakıyordu.

" Jimin, ben üzgünüm."

Hahha sanırım dalga geçmeye geldi.

" Üzgünsün ha!"

Derin bir kahkaha bırakınca biraz geri çekildi.

" Gelende kabahat. Boşversene. Sadece üzgünüm demek için gelmiştim. Hoşçakal."

Yanımdan ayrılıp kapıya doğru giderken durdu. Kısa bir bakış attıktan sonra odamdan çıktı...


Hiç içime sinmedi ama olayları ancak bu şekilde toparlayabilirim sanırım. Bugün bir bölüm daha yazıcam. Geçen haftayı telafi edeceğim :)

I Hate I Love | JikookWhere stories live. Discover now