-18- RÜYALARIN TERSİ ÇIKAR

2K 111 26
                                    

 

multimedya: Kyle :)  

 


BÖLÜM 18: RÜYALARIN TERSİ ÇIKAR

Canım yanıyordu. Kyle'nin öptükten sonra böyle söylemesini hazmedememiştim. Sanki içime bomba atılmıştı ve her şey dağılmıştı. Her şey paramparçaydı.

Beni arkadaşı olarak gördüğünü düşünmüştüm. Onunla ilgili rüyalar gördüğüm için kendime kızmıştım. Kendime yalancı demiştim. 'Yalancı! Yüzüne karşı arkadaşsın. Sen en kötü arkadaşsın! Ona yalan söylüyorsun.' Yanıma geldiğinde kalbim hızlı attığında ona ihanet ettiğimi düşünmüştüm.

Ta ki beni öpesiye kadar...

Öptüğünde büyük bir şoka uğramıştım. O bir dakika içinde onun da bana bir şeyler hissettiğini sanmıştım. O bir dakika benim için cennetin fragmanıydı. Ama cehenneme gideceğimin bilincindeydim. Hayat, bana bir dakikalık bir hediye vermişti.

Ve ardından, hediyeyi misliyle geri almıştı.

Ağladığımda burnumun akması kaçınılmazdı. Elimdeki tüm mendiller tükendiğinde geriye sadece bir tane kalmıştı: Julien'in o gece bana verdiği mendil.

Burnumu çekip mendile uzandım. İpektendi. Kim derdi Julien'in verdiği mendille Kyle'nin kırıklarını toplayacaksın. Hayatta inanmazdım. Ama hayat buydu. Beklenmedik anlarımızda bize mutluluğu tattırır ve bunun ardından yüreğinize dayanılmaz acısı olan bir bomba bırakırdı.

Yatağımdan kalkıp banyoma geçtim. Aynada gördüğüm yüz kesinlikle bana ait değildi. Kan çanağına dönmüş gözlerle ölümden dönmüş gibi bakıyordum. Bir bakıma, aslında öyle olmuştu.

Tasla su alıp yüzümü yıkadım. Saçlarım dağılmıştı. Elbisem, kendimi yatağa attığımdan dolayı kırış kırıştı.

Odama geçtim. Hava artık kararmaya başlamıştı. Derin bir nefes alıp camın önüne yürüdüm. Daha önce bakmaya fırsatım olmamıştı. Odam bahçeye bakıyordu. Ve bahçede yürüyen Kyle'yi görmemle gözlerim tekrar doldu.

Benim gibi acı çekmiyordu. Muhtemelen çoktan unutmuştu. Yaşadığımız bir dakikanın onun için anlamı yoktu. Bu gerçekleri düşünmek kalbime bir hançer saplıyor ve çeviriyordu.

Büyük ihtimal ahıra gidiyordu. At binmeyi öğrenmek için gittiğini biliyordum. Derin bir iç çektim ve yanağımdan arsızca süzülen yaşları sildim.

Kapım tıklatıldı. "Aman Tanrım, yüzünüze ne oldu?"dedi Carina.

Gözlerimi tekrar sildim. "Bakma sen bana. Öyle canım sıkıldı."dedim. Gülümsemeye çalıştım.

"Size yeni bir elbise getireyim."dedi, dolaba yöneldi. Eline mavi, oldukça güzel bir elbise aldı.

Üstümdeki elbiseyi sıyırdı ve yenisini giydirdi. Saçlarımı fırçaladı. Aynada kendime baktım. Dış görünüş olarak -gözlerimin kızarıklığını saymazsak- eski ben olmuştum.

Güçlü ol Angelina. Bu günler de geçecek.

Merdivenlerden indim. Teyzem oturma odasında oturuyordu. Bu dönemde televizyon da yoktu, neden burada oturuyor anlamıyordum.

"Ah, Angelina, bebeğim! Yüzüne ne oldu?"diye sordu endişeli bir tonda.

"Önemli değil teyzecim, sadece biraz duygulandım, o kadar."dedim gülümsemeye çalışarak.

"Bebeğim, her şey mükemmel olacak. Endişelenme."

Umarım.

"Bu gün dans eğitimi aldınız. Nasıldı?"

ABRAKADABRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin