0.0

418 25 4
                                    

Minik patileriyle üzerime çıkan tüylü şeyi gözlerimi açmadan elimle ittirdim. Miyavlayıp bu kez patilerini yüzümde gezdirmeye başladı. Şişman bedenini kollarının altından kavradım ve doğruldum.

"Kahvaltını koymadılar, değil mi?"

Onaylarmış gibi mırıltı çıkardığında, "Ben de öyle düşünmüştüm." dedim sanki anlıyormuşum gibi. Onu yere bırakıp çıplak ayaklarımla yere bastım. İkimizde aynı hizada adımlayarak odadan çıktığımızda merdivenleri inerken önüme geçmiş ve kendini açık pembe mama kabının yanına atmıştı. 

Bezelye'ninn mamasını kabına koyarken mutfak tezgahındaki saate baktım. 10, hafta sonu olmasına rağmen annem ve babamın uyanması için oldukça geç bir saatti.

Kedim Bezelye'nin kafasını kaşıyıp çömeldiğim yerden kalktım.

"Anne! Baba!"

İkisinden de ses gelmeyince dün gece yorulmuş oldukları düşüncesiyle bir kez daha seslenmekten vazgeçtim ve antreden geçerek krem renginin hakim olduğu salonumuza girdim.

Kapalı olması gereken sürgülü kapı aralı bırakıldığından mart ayının serin ve güçsüz rüzgarlarından biri tül perdeyi hareket ettiriyordu.

Krem rengi kanepeye otururken dün gece ortadaki sehpaya koyduğum laptopumu kucağıma aldım. Annem ve babam, işleri dolayısıyla eve geç geldiklerinden gidip uyumak yerine televizyonla birlikte mutfakla salonun ışığını açıp onlar gelene kadar en sevdiğim dizi için açtığım blogumda, dizinin gelecek bölümü hakkındaki teorilerimi içeren yazıyı tamamlamıştım. Ne yazık ki yorgun bedenim daha fazla uyanık kalmama izin vermeyince annem ve babamın gelmesini beklemeden yatağa girmiştim.

Bilgisayarın ekranını kaldırıp açtığımda karşıma klavyenin üzerine konulmuş açık mavi bir zarf çıktı.

Bu zarfı oraya kendim koymadığıma yemin edebilirdim.

Ben yattıktan sonra eve biri girmişti, bu zarfın ve açık kalmış sürgülü cam kapının başka bir açıklaması olamazdı.

Laptopu kanepeye koyup elimdeki zarfla bahçeye açılan camdan kapıya doğru ilerledim.

Belki de bu sabah girmişti içeri. Üzerimdeki askılı ve altımdaki şortun açıkta bıraktığı yerleri tül perdeyle gizlemeye çalışarak kafamı dışarı çıkardım ve etrafa göz gezdirdim.

Kimse yoktu.

"Anne!"

Bir yandan merdivenlere doğru ilerliyor bir yandan da elimdeki mavi zarfı açmaya çalışıyordum. Sonunda açtığımda içinden çıkan bir resimdi. Resmin arkasını çevirip yazanları okudum.

Evine gizlice girdiğim için üzgünüm, bunu bir özür hediyesi olarak kabul et. E-postalarına baktın mı?

Merdivenleri yarılamışken durdum. Yazanları iki kez daha okumuştum. Kağıdı çevirip resme baktığımda, annem ve babama eve birinin girdiğini söylemekten neredeyse vazgeçmek üzereydim.

Kağıdın yazısız yüzüne sulu boyayla yatağına oturmuş, bilgisayarına bakan bir kız resmi vardı. Siyah mürekkepli kalemle detaylandırılmıştı. Bu basit fakat oldukça hoş görünen resimdeki kızın ben olduğunu anlamam yalnızca birkaç saniyemi almıştı.

Tırmandığım merdivenleri, önce e-postalarıma bakmak için tekrar indim. Bezelye, ben hızlıca kanepeye doğru yürürken ayaklarıma dolanıyor ve onunla oyun oynamamı istiyordu. Kanepeye oturmadan bilgisayarı elime aldım ve açma düğmesine bastım. Uyku moduna alınmıştı ve açtığım anda e-posta kutum gözler önüne seriliyordu.

Açılmamış mesajın üzerine tıklamadan önce kalbim nefes boruma sıkışmıştı sanki. Gönderenin kim olduğuna inanmak öylesine güçtü ki...

Harfleri birkaç kez içimden teker teker söyledim.

Bu gerçek olamazdı. Titreyen parmağımla mesaja tıkladım.

"Riverdale setinde, oyuncularımızla bir hafta geçirmeye ne dersiniz?

💌

Kitabın açıklama kısmında da yazıyor: Bu kitap hayran kurgu kategorisine dahil edilebilecek türden ve gerçekleşmesi imkansız bir kurgu. Lütfen "Bu imkansız, saçma vs." yorumlar yapmayın. K-Pop hayranlarının da grup üyeleri hakkında yazarken gerçeklik payını düşünerek yazdığını sanmıyorum.

Bu bölümün oy sayısı 5 olduğu an ikinciyi yayımlayacağım. Lütfen o küçük yıldızı okşamayı unutmayın🐈

Mad World (Riverdale)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin