twenty third day

3.2K 345 97
                                    

ivy: 7

october: Heyecanlı görünüyorsun.

ivy: bilmem

ivy: sen heyecanlı mısın?

october: Bilmem.

october: Muhtemelen değilim.

ivy: neden, çok hevesli görünüyordun?

october: Heyecanlı değilim, hazırım. Heyecan yaparsam bir şeyleri batırabilirim.

october: Kan istemiyorum.

october: Normal şartlarda elimi kana bulamak isterdim, senin kanını akıtmak isterdim.

october: Ama cesedin kirlensin istemiyorum.

october: Benim izimi senin kendi kanının kapatmasına bile izin veremem.

october: Sadece ben olacağım.

october: Sadece ben.

ivy: vay, bu çok sahipleniciydi

october: Konuyu başka yere çekme, Ivy.

october: Seni ben öldüreceğim, elbette bundan kredi alan kişi BEN olmalıyım.

ivy: hani yakalanmayacaktın?

october: Yakalanmayacağım. October Jareau diye biri hukuksal olarak hiç var olmadı bile, nasıl yakalanabilirim?

october: Ama başka kimse de bunun faydasını göremeyecek, çünkü sadece ben olacağım.

ivy: biraz egoist miyiz?

october: Hayır, hak ettiğimi alıyorum. Ve sen de seni öldürmeme 7 gün kalmışken kaşınıyorsun.

october: Tarihi öne çekmeyeceğim, Ivy. Yedi gününü değerlendir. Sana verdiğim vakti kullanmanı istiyorum.

ivy: daddy kinklerden fırlamış gibisin

ivy: çok emir verici

ivy: çok istek dolu

ivy: itiraf etmeliyim, çok da seksi

october: Sarhoş musun derdim ama sarhoş olsaydın bu kadar düzgün yazabileceğini sanmıyorum.

ivy: geçen yıllar içinde içki içme yeteneklerimi geliştirdim

ivy: elimden geleni yapıyorum

october: Yani sarhoşsun? Seni salak, salak kız.

ivy: sarhoşum demedim

ivy: sarhoş değilim de demedim

ivy: biraz içtim

ivy: yani birkaç bardak galiba?

ivy: ama bence sarhoş değilim

october: Sarhoşsun, Ivy. Ve saat henüz öğlenin 2'si.

ivy: it's happy hour somewhere, my dear***

october: Alıntı yapabilecek haldesin, yani pek de sarhoş değilsin.

ivy: bilmem ki

ivy: sarhoş halimle ayık halimin arasındaki farkı pek bilmiyorum

october: Sen delirmişsin.

october: Sarhoşken kaza yapan insanlar içki içmeyi BIRAKIRLAR. Sen ise gelmiş, 'içki içme yeteneklerini geliştirmek'ten bahsediyorsun.

ivy: içiyorum çünkü o siktiğimin kazasını unutmak istiyorum oct

ivy: kaza günü içmiştim çünkü çok aşıktım

ivy: şimdi içmeye devam ediyorum çünkü çok aşığım

october: Bana hâlâ aşık olduğunu ima edip durmaktan vazgeç. Sonuçta ben de bir bakıma senin hayatını mahvettim.

ivy: tatlım

ivy: ben bir mazoşistim



*** "it's happy hour somewhere, my dear." türkçe'ye "içkinin saati olmaz, canım." gibi çevriliyor. shadowhunters dizisinden, magnus bane karakterinden bir alıntı. çevirmek istemedim çünkü türkçe olarak etkisini kaybediyormuş gibi geldi, idk.

why try |gxgWhere stories live. Discover now