second hour together

4.2K 357 155
                                    

smut uyarısı, sanırım

Ivy sırtını yasladığı arabanın kapısını gözleri kapalı bir şekilde açtı. Kapı açıldığında October onu içeri ittirdi, Ivy koltuğun üzerine düştü. Ufak arabada yeterli alan yoktu ama bunu umursamayacak kadar anın etkisine kapılmışlardı.

October dudaklarını bir anlığına ayırarak geriye uzandı ve kapıyı kapattı. Ivy bundan faydalanarak hızla October'ın ceketinin düğmelerini açtı ve çıkarmasına yardım etti. Saniyeler sonra October'ın turuncu kazağı da ön koltuğu boylamıştı.

Ivy hızla hareket ederek yerlerini değiştirdi, böylece October koltukta yatıyordu ve o da üzerindeydi. Ivy'nin montu ve tişörtü de ön koltuğu bulduğunda öpüşmeye devam ediyorlardı ama dokunuşlar çok daha dağınık bir hal almıştı.

October, Ivy'nin belini kavradı ve hızlı bir hareketle altına aldı. Bu bir dominantlık savaşıydı ve ikisi de henüz yenilmeye hazır değildi. October, Ivy'nin pantolonunun düğmesini tek hamlede açıp fermuarı çekti. Ivy, October'ın işini kolaylaştırmak için kalçalarını kaldırdı ve October pantolonunu çıkarırken onu izledi. Ay ışığı arabanın içine tamamen girmiyordu ama camdan yansıyan ışık October'ın süt beyazı tenini gümüşe boyuyordu.

Ivy bir kere daha yerlerini değiştirerek October'ı altına aldı. Yavaşça ama hevesle çenesine, boynuna, köprücük kemiğine öpücükler kondururken aralarındaki kumaş parçalarını teker teker yok etti.

"Çok güzelsin." diye fısıldadı bir anlığına durup October'ın gümüş tenine bakarken.

"Kapa çeneni ve seviş benimle." dedi October onu soyarken.

İkisi de çıplaktı. Kış soğuğunu hissetmiyorlardı bile, yanıyorlardı.

Ivy, bir süre sonra kontrolü October'a bıraktı. Dominant October seksiydi, Ivy'yi alev alev yakıyordu. Her dokunuş alev alıyordu. Sanki bir uyuşturucunun etkisindelerdi, ikisi de kendinden geçmişti. Diller, dudaklar, parmaklar... Her yerde, her an, durmadan. Bu ayrı geçirdikleri yıllar içindi. Çektikleri acılar için, istedikleri ve elde edemedikleri şeyler için, birbirlerine ilk ve son kez sahip olabilmek içindi.

Arabanın ufak arka koltuğunda, birbirlerinin bedenlerine karşı sert ve acımasız bir savaş verdiler. Evet, orası bir savaş alanıydı. Silahları parmaklar, dudaklar ve diller olan bir savaş. Kazananı ya da kaybedeni olmayan bir savaş.

İkisi de sonucu boş vermişti, o anda yaşıyorlardı. Öncesi ve sonrası önemli değildi. Sadece zevkini çıkarmaya baktılar. Boyunda, göğüste, kalçada bırakılan bir morluk, bir iz, bir kanıt. Orada olduğunun kanıtı. Sahiplenmenin kanıtı.

Dokunuşlar iz bırakır. Kalbe veya bedene. Hayalet olanlar bile.

Ancak o anda, her şey gerçekti. Ivy, October'ın dokunuşları altında, ilk defa böylesine bulutların üstünde uçarken bunu hissetmişti.

Bu gerçekti. October gerçekti. Geri kalan hiçbir şey önemli değildi.

why try |gxgWhere stories live. Discover now