ÇM|3.Bölüm

2K 37 0
                                    

Bazı özel kişiler vardır. Hayatınızın odak noktaları. Ne siz onlarsız ne onlar sizsiz yapar. İşte biz buna kardeşliğin vücut bulmuş hali yani "Ka V i Bu" diyoruz "i" sadece daha kullanılır bir şekilde olduğu için öyle yapmayı tercih ettim. Ettim çünkü ben buldum zeki arkadaşınız.
Yeni birilerini istemezsiniz. Çünkü arkadaşlarınızın sizi bırakmayacağını bilirsiniz ya o yeni kişi de odak noktanız olup herşeyi yerle bir ederse diye düşünürsünüz. Benim ailem haricinde bu üç şebekten daha yakınım olamaz. Aşk mı? Aşkım hiç olamaz. Herkesten duyuyorum görüyorum aşk acı çektiren ve insanları peşinden koşturan bişey ben aşık olmak falan istemiyorum. Benim tek üzüntüm dersler olur öylede kalsın ben böyle mutluyum.

***

Kolumu sanki delmek ister gibi işaret parmağıyla beni dütren arkadaşımarkadaşım gözlerimi devirdim. Ardından ateş ışını çıkaran bakışlarımı ona yolladım. O da öldü dermişim o arkadaş furki nasıl öldürebilirim onu. O beni çiğ çiğ yerdi ki insan eti yeseydi. O bir yam yam değil.

"Hey, dikkatli ol adamım!"

"Kızım zaten okula geldiğin zamandan bu yana uyuyorsun nasıl beceriyorsun bu kadar uyuyabilmeyi anlatsana biraz?"

"Lan benim tek aşkımla da aramızda bozuyorsun ne diye uyandırıyorsun ki"

Dedim mızmızlanarak O ise sırıtarak sahte bir merakla cevap vermeyi tercih etmişti.

"Ben bi soru sormuştum."

Elimi bir ileri iki geri sallayarak bana yaklaşmasını belirttim. Cidden söyleyeceğimı zannetmiş olacak gibi yaklaştı. Sesimi sanki çok önemli bişey söylüyormuş gibi kıstım...

"Bu bir sır istersen ye kısır. Hadi koçum"

Dedim gülerek. O ise Bıkkınlıkla kafasını kaldırdı. Başıyla etrafa bakmamı belirtti. Ardından konuşmaya başladı

"Öğle arasına girdik. Herkes tıkınmakla meşgul. Öğle arasını kaçırırsan rahat rahat yemek yiyemiyorum diye mızmızlanıyorsun sonra. Bizimkiler kantinde sana da bişeyler aldık biz ye diye seni çağırmaya geldim ama bir türlü uyanamadın ki. sende bende yemeğimizden olacağız"

Dudak büzerek ona baktım. Acıkmıştım doğrusu. Bilmem kaç saattir yattığım sıradan kalkarak hafiften kırışmış olan şort eteğimi düzeltip çoktan kapının önüne varmış Furkana yetiştim. Ardından aklıma gelen şeyle aceleyle Furkana döndüm. O da ne olduğunu sorgularcasına bana bakıyordu.

"Şimdi kesin bizim yiyecekleri pay yapıyorlardır"

Bana günaydın der gibi bakınca yeni transtan çıkmış ruh halimi bir kenara bırakıp konuşmaya başladım.

"Koş furki koş. Son yemek yeyicileri durduralım."

Deyip Furkanı beklemeden koşmaya başladım birimizin önce gidip iki dünya harikasını da kurtarması gerekiyordu değil mi? Arkamdan Furkanı bağrışını umursamadan son hız koşmaya devam ettim.

"Elif dur eteğin açılacak kızım. Yeni gelen çaylaklarİn sınıfları abaza kaynıyor."

Yeni gelen çaylaklardan kastı tabi ki de yeni gelen çocuklardı. Çünkü onlar dışında okuldaki herkes biliyordu bizim kardeşliğimizi ve bizimkilerin kıskançlıklarını. Hem eteğim açılmaz bi kere bu şort etek. Çok hareket ettiğimiz ve daha rahat olduğu için şort etek giyiyoruz zaten.
Hiç durmadan son hız merdiven inerken bende bağırarak ona cevap verdim.

"Bu şort etek Furkan açılmıyor yani."

Cümlemi bitirir bitirmez kantine geldiğimi anladım kolumu kapıya yaslayarak biraz soluklandım. O sırada gözüm Fatihleri aradı ve buldu da. Onlar kendi tostlarıyla ilgileniyorlardı. Derin bir oh çekerek biraz daha bulunduğum yerde durdum. Arkamda bir kıpırtı vardı. Furkan olduğunu düşündüğüm için başta aldırmadım. Ta ki daha önce duyduğum güzel bir erkek sesini tekrar duyana kadar.

ÇOCUK MUSUN?Where stories live. Discover now