25.Bölüm\Parçam

8.2K 815 195
                                    

25.Bölüm\ Parçam
Bölüm Şarkısı\ Journey (Fon)

Oğuz'dan;

"Ne diyor bu!" diye bağırdım.

"Oğuz sakin ol, böyle bir şey mümkün değil. Sadece onu rahat bırakmamız için böyle diyor, hadi Dide'yi uyandıralım. Ağaca çık ve onu indir." diye sessizce konuştu.

Ellerim titriyordu.
"Hadi Oğuz. Dikkat et."

Ağaca tırmandığımda o şey bana gülerek bakıyordu.
Uzun dalın biraz ilerisindeydi. Yanına tırmandım.
"Bak Dide ölmedi, biliyorum. Bana iyi olduğunu söylemiştin. Onu uyandır artık."

Yanına oturdum arkamdaki dalı sımsıkı tutarak.

"Çok geç."

Kendini kaybetmiş gibi gülüyordu.

Koluna dokundum. Elime baktı.
"Dide." diye fısıldadım.

"Seni seviyorum. Beni duyduğunu biliyorum. Bak sen çok güçlü bir kızsın kendine gel ne olursun."

Kolunu çekmeye çalıştı.
Sımsıkı tuttum.
"Seni bir daha asla bırakmayacağım. Duyuyor musun beni Dide. Seni bir daha asla bırakmayacağım. Seni çok seviyorum."

Gözlerimden bir damla yaş aktı.
Tepkisizdi sadece kolunu kurtarmaya çalışıyordu.

"Oğuz, onu ilk burada öpmüştün. Onu öp şimdi. Acele et!"

Arkadan tuttuğum dalı bırakıp ellerimi saçlarından geçirip kendime çektim.
Ağlaya ağlaya öptüm onu. Çırpındı. Direndi bana.
En sonunda çırpınmayı bırakıp hareketsiz kaldı.

Yavaşça ayrılıp gözlerine baktım.

"Dide?" diye fısıldadım. Yutkundum.

Ama o birden sırıttı ve ayağıyla tekme salladı bana.
Dengemi kaybedip düşerken sımsıkı tuttuğum kolundan onu da çektim.

Çok yüksek değildi ama, darbe kuvvetli olacaktı.

Ona sarılmaya çalıştım. Darbe almasın diye uğraşmaya çalıştım.
Üzerime düştü, sonra hemen yana devrildi.
Son 24 saat içinde aldığım ikinci büyük darbe ile nefesim kesildi.
Boğazım acıdı.
Gözlerim dolu doluyken kıpırdamaya çalıştım.

Dirseğimin üzerinde doğrulup ona baktım.
Gözlerini sonuna kadar açmış gökyüzüne bakıyor nefes almaya çalışıyordu. 

"Dide!"

Öksürdü küçük küçük.
Eliyle karnına bastırdı.

"Kanıyor!" diye bağırdı.

"Dide bak bana. Kan yok. Yok hiçbir şey."

Tarık Hoca gelip onu sarsmaya çalıştı.

"Ölüyorlar!" diye bağırdı.

Oturmaya çalıştım ama sırtım çok acıyordu.
Gözlerine baktım sadece ağlıyordu.

"Oğuz!" diye bağırdı.
Sanki etinden et koparıyorlarmış gibi acıyla bağırıyordu.

"Oğuz!"

Elini tuttum.

"Şhh buradayım. Buradayım."

Saçlarını yüzünden çektim. Beline sarıldım ve başımı göğsüne yasladım titremesi geçsin diye.

"Buradayım parçam buradayım.  Gitmedim, gitmeyeceğim. Bırakmayacağım seni."

Yavaş yavaş sakinleşen bedeni gevşedi. Gözlerini kapattı.

Trabzon ÇirkiniWhere stories live. Discover now