Kyungsoo ile 2., Bebek ile 4. Ay

1.6K 163 102
                                    

"Jongin, tuvaleti kullanabilir miyim?"

Odamda yatağıma uzanmış, telefonumda araştırma yaparken Kyungsoo kafasını içeri uzatıp sormuştu. Cevap vermedim.

"Jongin?"

Bir kez daha seslendi. Kesinlikle orada yokmuş gibi davranıyordum.

"Tuvaleti kullanabilir miyim, diye sordum ama. Beni duyuyor musun?"

Ona baktım. Sadece başı görünürken kapının arkasında kalan bedeninin mesane sıkışıklığından kıvrandığına emindim.

"Kyungsoo?" dedim oldukça normal bir şekilde. O da dişlerinin arkasından "Efendim?" diyebildi zar zor.

"Sen manyak mısın?"

"Neden öyle dedin?"

"Geldin geleli 1 hafta oluyor ve her seferinde tuvaleti kullanmak için izin istiyorsun. Normal bir insan yapmaz bunu, bilemedim."

"Yani, kullanabilir miyim?"

"Kullan be kullan."

Bağırmamla birlikte hemen kayboldu kafası ve koşan ayak seslerini duydum. Bu adamın ciddi sıkıntıları vardı. Geleli 1 hafta olmuştu. Daha öncesinde yapmadığı şeyleri yapıyor; tuvaleti ve banyoyu kullanmak için, çamaşır makinesini, ütüyü, mutfağı kullanmak için izin istiyor, sabahları kapımı tıklatıp kahvaltıyı burada yapıp yapamayacağını soruyordu. Akşam yemeklerinde, neyse ki bir sıkıntı yoktu, nasılsa bana hazırlıyordu.

Yataktan kalkıp banyoya ilerledim. Kapıyı açıp pervaza yaslandığım vakit Kyungsoo hala fark etmemişti.

"Bugün alışverişe çıkabilir miyiz?" diye sordum telefonda siteleri gezerken. Göz ucuyla da Kyungsoo'ya, tepkisini ölçmek için baktım ve hızla pantolonu çekerken gördüm. Sonra da gülmek için arkamı dönüp ağzımı kapadım.

"Ne yapıyorsun sen?"

"Yahu ikimiz de erkeğiz, ne olacak?"

Ellerini yıkamaya gitti. Yanaklarının kırmızılığını seçerken arkadan şöyle bir süzdüm onu. Takım elbise dışında başka giysilerle görmek garipti ve ona bol gelen eşofmanı ve tişörtüyle, öyle eskisi gibi bedenini süzemiyordum. Kyungsoo kalbimde hala bir yara olabilir ve ben 'onu seviyorum' diyebileceğim bir noktada olmayabilirdim ama sonuçta erkeklerden hoşlanan bir erkek olarak evimde her bir detayı mükemmel olan bir varlık varken onu süzmekten de geri kalmazdım.

"Ne alışverişi diyordun?" diyerek süzmelerimi kesen Kyungsoo'ya sırıtıp telefonda baktığım kıyafetleri gösterdim.

"Bunlar birer beden büyük. Bu ay karnım daha çok büyüyebilirmiş. İhtiyacım var işte."

"O-olur." diyerek önümden geçip mutfağa yürüdü. Arkasından ilerledim.

"Dışarı çıkabileceğinden eminsin değil mi?" diye sordu. Yürümeyi kesip ona baktığımda endişeyle beni süzdüğünü gördüm.

"Neden öyle dedin?"

Demin bana yaptığı gibi sorup tek kaşımı kaldırdığımda gözleri korkuya bağladı. Kesin, yine her an ağlayabileceğim veya gülebileceğimden veyahut yüzüne yastık fırlatabileceğimden korkuyordu.

"Şe-şey... Biliyorsun? Biraz korkuyor gibiydin daha önceleri."

"Artık korkmuyorum."

Hayır, korkuyordum.

"Emin misin?"

"Evet."

Değildim.

"O zaman ben bir şeyler hazırlayayım, yanımıza alalım olur mu? Dışarda yiyemeyiz."

Peek-a-Boo || #PeeKaDiBooWhere stories live. Discover now