B/6

26.7K 2.2K 866
                                    

Jisun bir anda gözlerini açıp yatakta doğrulduğunda elini hemen boynuna götürdü. Jungkook'un onu ısırdığını hatırlıyordu fakat herhangi bir acı hissetmiyordu. Gözlerini kapatıp elini terden alnına yapışmış olan saçlarına götürüp geriye doğru taradı. Odada kimse yoktu. Dışarıda yağmur yağıyordu ve hava kararmış gibiydi. Sahi bu eve geldiği günden bu yana hep yağmur yağıyordu.

Gündüzler gecelere göre daha hızlı geçtiğinden burada kaç gün geçirdiğini sayamamıştı. Belki de uyuduğunda gelip geçen gündüzler vardı. En tuhafıysa acıkmıyor oluşuydu. Geldiğinden bu yana su bile içmemişti.

Yataktan kalkıp pencereye doğru ilerledi ve aşağıya doğru baktı. Yukarıdan etraf aydınlık gözükse de aşağısı saf karanlıktı. Bu ev ve çevresi kesinlikle ve kesinlikle normal değildi. Gerçi içindeki varlıklar en mantıksızıydı..

Odadan çıkıp salona indi. Merdivenler henüz bitmiş değildi. Bir kat daha aşağı inen merdiven vardı. Bakışları saati bulduğunda henüz 19:40 olduğunu gördü. Gece yarısına kalmadan aşağı kata bakabilirdi.

Karanlık yere giden merdivenlerden cesaretli bir şekilde inmeye başladı. Fakat bu, otomatik ışıkların bir anda yandığı ana kadar sürdü. Açıkçası biraz korksa da etrafın aydınlık olması onu rahatlatmıştı.

Gergin bir ortama geçiş yapıyor gibiydi. Dar koridoru geçince önüne çıkan kapıyla durmak zorunda kaldı. Kapının üzerinde el izinden başka bir şey yoktu. Kilit bu el izi olmalıydı. Ama kimin? El izinin tam ortasında sıfır rakamı vardı. Kapıyı bu izi taşıyanların açabileceğini düşünmüştü.

Jisun kararsız bir şekilde sol elini ize konumlandırdı ama herhangi bir şey olmamıştı. Kesinlikle sıfır simgesinin bulunduğu el açabilirdi bu kapıyı.
Otomatik olan ışık kapanıp her yer karanlığa teslim olduğunda Jisun'un kalbi teklemişti. Oraya daha sonra bakmaya karar verip geldiği yerden geri dönmüştü.

Yukarıya çıktığında duyduğu sesle bakışlarını saatten tarafı çevirdi. Gece yarısı olmuştu. Saat nasıl bu kadar hızlı ilerleyebiliyordu? Tıpkı eve ilk geldiği gün gibi hissetmişti. Gelen ayak sesleri yüzünden tedirgin olmuştu. Elini hemen boynuna götürüp kazağını çekebildiğince yukarı çekmiş, saçlarını iki yandan ayırmıştı. Isırılmak istemiyordu.

Jungkook görünüşüne girdiğinde karma karışık olan duygular yüzünden terlemiş olan ellerini birbirine kenetledi. Heyecan, korku, tedirginlik gibi duygular bedeninde fink atıyordu. Jungkook'sa hiçbir şeyi umursamıyordu. Bir şey söylemeden oturduğu koltukta öylece karşıya bakıyordu. Jisun aklına gelen simgeyle Jungkook'un sol eline bakmıştı ama avuç içini görememişti.

Nasıl bakacaktı eline?

Tuhaf bakışları üzerinde hisseden Jungkook ağır bir şekilde kendisini dikizleyen genç kızdan tarafı döndü. Direkt gözlerine bakan bedenin aklından geçenleri duyabiliyordu. Göz temasıyla düşünceleri duyabilme gücüne sahip vampirlerdi.

Jungkook, umursamaz bir şekilde önüne dönüp sol elinin avuç içini gösterdikten kısa bir süre sonra elini tekrardan koluyla gövdesi arasına sıkıştırmıştı.

Şaşkın olduğu her halinden belli olan Jisun meraklı ifadesiyle "Neden gösterdin elini?" Diye sorduğunda umursamayan bir ses tonuyle cevap almıştı: "Aradığın şeyin bende olmadığını gör diye."

"Nasıl yani? Sen, ne düşündüğümü nasıl bilebilirsin?"

Sağ dudak kenarı yukarı havalanan Jungkook başını geri atıp öylece beklemişti.

"Eğer biz vampirlerle göz teması kurarsan, düşüncelerini duyabiliriz."

Jisun bir şey söylemek için sudaklarını araladı fakat konuşmadan geri kapattı. Diyecek bir şey bulamamıştı. Ne tür bir varlıktı bunlar anlamlandıramıyordu. Sihir gibi bir şeydi.

Evde hâlâ ses seda yoktu. Diğerleri odalarından henüz çıkmamıştı. Salonda etrafına bakınırken gözüne çarpan fotoğraf yüzünden duraksadı. Yavaşça fotoğrafa doğru ilerlerken Jungkook onu izliyordu.

Fotoğraftaki genç, beyaz uzun saçlıydı ve arkadaşı Taehyung'a fena halde benziyordu. Başında gümüş bir taç, tacın ortasında kırmızı bir taş vardı.

Jungkook'dan tarafı döndüğünde kendisine baktığını görmüştü

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Jungkook'dan tarafı döndüğünde kendisine baktığını görmüştü. İzlenmek, hele de bir vampir tarafından izlenmek açıkçası fazla tedirgin hissettiriyordu..

"Kim bu?"

Jungkook duvardaki fotoğrafta saniyelik göz gezdirmiş ardından ayakta dikilmiş kendisinden cevap bekleyen Jisun'dan tarafı çevirmişti gözlerini.

"Tanımıyorum."

Jungkook'un hissiz bir şekilde verdiği cevap Jisun'un tek kaşını yukarı kaldırmasına neden olmuştu. Tam tersiymiş gibi bir hali vardı. Bakışlarını tekrardan fotoğrafa çevirip dudaklarını birbirine bastırdı. Arkadaşı Taehyung'a gerçekten benziyordu.

"Peki, ya şu her yerde fotoğrafı olan küçük çocuk? O kim?"

"Bilmiyorum!"

Jungkook'un sert çıkışıyla irkilen beden nedensizce kendini kötü hissetmişti. Ellerini birleştirip kendisine çatık kaşlarıyla bakan Jungkook'u başını aşağı yukarı sallayarak onaylamış, dudaklarını aralamıştı.

"Ben odama çıkıyorum."

Umursamayan bakışlarını Jisun'dan ayıran Jungkook, gözlerini kapatırken arkasını dönen genç kız merdivenlere doğru ilerlemişti. Aklında dönen birkaç tane soru vardı.

Arkadaşı Taehyung'a benzeyen kişinin kim olduğu?

Resimdeki Jung Hoseok adındaki çocuğun kim olduğu?

Sıfır simgesinin kimde olduğu ve kilitli kapının ardında ne olduğu?

Saatin bu kadar hızlı geçmesinin, acıkmamasının ve sürekli neden yağmur yağdığını da merak ediyordu. Fakat bunlara henüz verecek mantıklı bir cevabı yoktu.

Odasına girdiğinde kapıyı kapatıp üzerine yaslandı. Derin bir nefes alıp kapıdan ayrıldıktan sonra yatağa doğru ilerlemiş, yanına vardığında ise uzanıp yorganı üzerine çekmişti. Merak ettiği bir şey daha vardı.

Neden sürekli yorgun düşüp uykusu geliyordu..?

•••

- Jimse.

Blood ᴶᴶᴷWhere stories live. Discover now