32 -Olsun-

995 74 19
                                    

Eren, yüzündeki ciddi ifadeyi takınarak Berk'e gözlerini çevirdi. Mavi gözleri, arkadaşının yeşil gözleriyle buluşunca ona imayla baktı. Berk, Eren'in ne söyleyeceğini anlamış gibi başını iki yana salladı ve tekrardan arkadaşının gözlerine baktı. 

"Gerçekten," dedi yürümeyi bıraktıkları zaman. "Ne zamana kadar sizden resim yapmamı sakladığımı soracaksın?" Eren sahte bir şekilde düşünüyormuş gibi yapıp arkadaşına tekrar baktı. "Bilmiyorum, bir ay bile sürebilir." Berk ağzından derin bir nefes verip adımlarını hızlandırdığında Eren peşine takıldı. 

"Ulan var ya insanın sevgilisiyle aynı apartmanda oturması kadar güzel bir şey yok," dedi sırıtarak. Berk arkadaşının bu düşüncesine omuz silkerek cevap verdiğinde Eren kaşlarını çattı ve başını yana çevirdi. "Sen ne anlarsın zaten?" diye mırıldandığında Berk sırıttı ve apartmana bir an önce ulaşmak için ikisi birden adımlarını hızlandırdı. 

Kısa süre diliminde apartman gözlerinin önüne gelince bahçede konuşan Dolunay ve Kıvanç görüş alanlarına girdi. Eren, sinirlendiğini belli edercesine kaşlarını çattığında Berk onun saçma sapan davranmasını engellemek için ters bir bakış fırlattı. "İlk önce ne olup bittiğini öğrensen?" 

"Sanırım haklısın." Berk, Eren'den duyduğu bu cümle karşısında şaşırdığında apartmana biraz daha yaklaştılar. Dolunay ve Kıvanç onları görmese bile Berk ve Eren rahatlıkla görüyorlardı. Eren konuşmalardan pek bir şey duyamadığı için sessizce üç adım daha attı ve bahçe duvarının arkasına saklandı. Arkadaşı onu hayretle izlerken bakışlarını Dolunay ve Kıvanç'a çevirdi.

"Ben seni unutamıyorum Dolunay. Ne kadar istesem de o güzel gözlerin aklıma geldikçe beceremiyorum." Kıvanç'ın kurduğu aşk dolu sözler karşısında Eren, ellerini yumruk yapıp sıkmaya başladı. Eklemleri beyazlarken o an Eren'e öfke patlaması yaşatacak bir olay oldu ve Kıvanç dudaklarını Dolunay'ın dudaklarıyla buluşturdu. Eren, yumruk yaptığı sol elini hiddetle önündeki duvara geçirirken arkasını döndü ve koşmaya başladı. Berk, olanlar karşısında afallarken hızla dostunun peşine takıldı. 

...

"Lan nasıl karşılık verir o ite?" Berk derin bir nefes alarak arkadaşına baktı. Şu an denizin karşısındaki bankta oturuyorlardı. Eğer Berk Eren'i buraya getirmek için ikna etmeseydi daha kırıcı durumlar yaşanabilirdi.

"Karşılık verdiğini hangi gözünle gördün oğlum?" Eren arkadaşına kısa bir bakış attıktan sonra suratını avuçlarının arasına aldı.

"İtmedi, karşı gelmedi Berk," dedi boğuk çıkan sesiyle. Berk, gözlerini birkaç saniyeliğine kapatıp olanları gözden geçirmeye başladığında kafasını olumsuz anlamda salladı. Eren'e ne diyeceğini bilmiyordu, nasıl teselli edeceğini düşünemiyordu. 

"Belki sen gittikten sonra itti?" dedi bir umutla. Eren, alayla gülümseyip gözlerini denizden ayırıp Berk'e çevirdi. "O an itmediyse ben gittikten sonra itmesinin ne anlamı var kardeşim?" dediğinde Berk kafasını hafifçe salladı. 

"Şimdi arıyorum, eğer hiçbir şey yokmuş gibi davranırsa ayrılacağım," dedi buz gibi çıkan sesiyle. Berk bir an ne cevap vereceği konusunda afallasa da omuz silkti. Yapacak bir şey düşünemiyordu. Eren, elini cebine atıp telefonunu çıkarttı ve Dolunay'ın numarasını tuşladı. Açmadan önce hoparlöre verdi olacakları Berk'in de duyabilmesi için. 

"Alo, Dolunay nasılsın?" dedi telefon açıldığında sesini oldukça normal çıkartmaya çalışarak. 

"İyiyim Eren, sen?" dediğinde Eren'in bakışları ciddileşti. Gözlerini Berk'ten bir saniye bile ayırmadan dudaklarını kıpırdattı. Olup bitenleri Dolunay ne olursa olsun anlatmazsa Eren ayrılacaktı, kararını vermişti. 

"İyiyim bende, ne yapıyorsun, evde misin?" Telefonun ucunda bir an sessizlik oluştuğunda Eren'in gözleri dolmaya başladı. Berk'in yeşil gözleri endişeyle parlarken Dolunay'ın sesi Eren ve Berk'in kulaklarına ilişti. 

"Senin telefonunla uyandım bende. Eve gelir gelmez uyudum, çok yorgundum da." Eren'in gözyaşları yanaklarından usul usul süzülmeye başlarken yutkundu. Sanki boğazına bir yumru oturmuş ve gitmek bilmiyordu. 

"Dolunay, ayrılalım," dedi titreyen sesiyle. Karşı taraftan ses gelmedi. eren telefonu hızla kapatıp sertçe bankın üzerine koydu ve ağlamaya başladı. Gözyaşları sanki ondan bağımsız hareket ediyordu. Hayatında hiç ağlamamıştı. Bir kızın için ağlayacağını da düşünmemişti. 

"Oğlum, yemin ederim birisi gelip bir kıza aşık olacaksın, ardından ayrılınca köpek gibi ağlayacaksın deseydi siktir git orospu çocuğu derdim." Berk, arkadaşının bu cümlesi karşısında başını olumsuz anlamda salladı. 

"Ayrılınca bile esprili kişiliğini koruyorsun ya,  ne diyeyim sana?" dediğinde Eren gözyaşları eşliğinde Berk'e döndü. Dışarıya her ne kadar kötü görünmek istemese de acısını artık gizleyemez hale gelmişti. 

"Berk, sol yanıma bir yük bindi sanki. Çok acıyor."

Bir bölümün daha sonuna gelmiş bulunmaktayız. DolEr'ciler, üzülerek sizden özür diliyorum mslkvfmsdflk  Okul açılmadan önce uzun bir bölüm atacağım, sağlıcakla kalın. 

Sevgili Manyak |Tamamlandı.| (DÜZENLEME)Where stories live. Discover now