İlk karşılaşma

12 0 0
                                    


Finn'den:


             Biyoloji dersinin ortasındaydık ve ben defterime bir şeyler karalamak ile meşguldüm.Bu hafta sonu bir dizi için seçmelere katılacaktım.Bunun heyecanı fazlasıyla üstümdeydi.Kafamı kaldırdığımda bütün sınıfın bana baktığını fark ettim.

"Sanırım beni dinlemiyorsunuz Bay Wolfhard?!"

"Oh...hayır sadece birkaç not alıyordum."

"Sanırım oradan yanlış notları alıyorsunuz.Dikkatinizin dağınık olduğunu seziyorum Bay Wolfhard.Lütfen ön tarafa Millie'nin yanına geçin."

                   Ah harika!Kitaplarımı aldım ve ön tarafa doğru yürüdüm.Yanı boş olan kızın yanına oturdum.Sonra tekrar önüme döndüm.O sırada Bayan Large bize partnerimizle çalışmka için bir mikroskop ve test verdi.Mikroskop ile bazı bakterileri incelip not alacaktık.

"Hey!İstersen önce sen yap?"

              Kız bir şey demeden mikroskopa yöneldi ve not aldı.Sıra bana gelmişti.Bu işlemi yaparken bir soru yönelttim.

"Adın Millie olmalı değil mi?"

"Evet.Sen?"

"Finn."

"Dondurma markası gibi."

"İltifat mı yoksa hakaret mi olarak almalıyım?"

"Hangi taraftan bakıyorsan işte."

                   Tam o sırada bana döndü ve mikroskupu tekrardan bana uzattı.O sırada gözlerine bakma şansı yakaladım.İnanılmazdı!Hayatımda birçok kez kahverengi gözlü insan görmüştüm ama hiç bu kadar yoğununu görmemiştim.Gözleri kahve kokusunu andırıyordu.Zilin çalmasıyla irkildim.Millie ise hemen ayaklandı ve test kağıdını Bayan Large'ın masasına bırakıp hızlıca ortalıktan kayboldu.

                                                                                                        *

                Bu akşam okulda Calpurnia grubuyla bir konser verecektik.Son hazırlıkları da yaptıktan sonra sahneye çıktık. "Where is my mind?"  şarkısıyla başladık.Ara sıra sevilen parçalardan da çaldık.Şarkıları söylerken gözlerimi hep kapattığımdan etrafa bakamamıştım.Ve açtığım da ise o kahveler ile karşılaştım.Şarkının son sözlerini söylerken teşekkür edip küçük bir mola istedim.Millie demek gelmişti ve bizi dinlemişti.Acaba ne düşünüyordu.İstemsizce yanına doğru yürüdüm.

"Hey naber?"

"Biyoloji sınıfındaki çocuksun değil mi?Finn?"

"Evet."

"Bir grubun olduğunu bilmiyordum."

"Pek sıklıkla söylemeyiz aslında.Nasılız peki...ne düşünüyorsun?"

"Aslında fena değil ama sesin bazı şarkılara uymuyor ve gitarla araya farklı bir melodi verilebilir."

"Tavsiyen için sağol."

                          Dürüst bir kızdı.Çoğu kişi genelde güzel diyip lafı geçiştirirdi.Ama Millie yardım etmeye çalışmıştı.

                                                                                                *

                           İki gün sonra biyoloji sınıfına girdiğimde Millie sırasına oturmuş kitap okuyordu.Çantamı yere bıraktım.

"Selam."

"Özgür bir köylü mü olmak isterdin yoksa sahtekar bir kral mı?"

                      Aniden sorduğu soruyla afalladım.

"Iııı..."

"Cevap veremiyorsun değil mi?Çünkü hiçbirinin anlamını gerçekten bilmiyorsun."

"Sadece değişik bir soru..."

"Değişik soruları sevmez misin?"

"Bilmem.Hiç düşünmedim."

"Düşün o zaman.Bazen iyi geliyorlar."

"Denerim."

                              Millie tamamıyla çılgın bir kızdı.Bunu o tapılası kahve gözlerinde ve sorduğu sorulardan hatta giyim tarzından bile anlayabiliyordum.Farklı olması hoşuma gitmişti.Çünkü herkes birilerine benzemeye çalışıyordu.Millie ise sadece kendiydi.

                                                                                                  *

                                          Sonunda hafta sonu gelmişti.Çok heyecanlıydım ve kendimi toparlamaya çalışıyordum.Arabada giderken bir anneme bir de ellerime bakıp duruyordum.Sabah kahvaltımı şimdi mideden dışarı çıkarabilirdim ama bunun olası isteyeceğim son şeydi sanırım.

"Tatlım sen iyi misin?"

"Heyecanlıyım."

"Sakinleşmelisin.Sana güveniyorum canım..."

                    Anneme gülümsedim.Birkaç dakika sonra seçmelerin yapılacağı yere gelmiştik.Binanın kapısını açtım ve orada sekreter gibi duran kadının yanına gittim.

"Şey ben Stranger Things seçmeleri için gelmiştim.Nereye gitmem gerek?"

"Bir üstte soldan ikinci kapı."

"Teşekkürler."

                                 Merdivenlere doğru yöneldim ve bir kat çıktım.Bir sürü kişi sıradaydı.Bazı kişiler oradaki sandalyelere oturuyordu.Telaşlanıp heyecana kapıldım.Ben de bir köşeye geçip sıramı bekledim.O sırada onu fark ettim.Buradaydı.Peki ama neden?

Fillie-weirdWhere stories live. Discover now