finale 🌺

686 86 6
                                    

Bölüm şarkısı:
Ed Sheeran - Give Me Love

Şimsek çakması gibi çarpan kalpleri kimse durduramazdı öyle kolay kolay. Karşılıklı hislerin verdiği o anlatılmaz heyecan herkes için ayrı bir sevinç, ayrı bir mutluluk ifade ediyordu.
Sevmek güzeldi, sevilmek daha da güzeldi.

Jungkook sahip olduğu şeyi daha bir türlü kabul edememişti. Jimin onu öperken, elini tutup buz pistinden ayrılırken o sadece durumu idrak etmeye çalışıyordu.
Etrafa baygın bakışlar atıyor, ikiliyi tebrik edenleri duymuyordu, herkese tek tek teşekkür etmek Jimin'e kalmıştı bu nedenle.
Kullandıkları soyunma odasına vardıklarında Jungkook'un beynindeki düşünmesini engelleyen pamukşeker yavaş yavaş erimiş, durumu idrak edebilmesini sağlamıştı.

Jimin onu öpmüştü.

Dudaklarından.

Herkesin içinde.

İçerideki diğer yarışmacılara selam verip oturmuşlardı. Çoğu onlara sırıtıyordu, arkadaki Alman biri de elleri ile yüzünü kapatmış, küçük bir kız gibi feels geçiriyordu. Minik, sarışın, mavi gözlü bir şeydi.
"Çok tatlıydınız! Bir de benim için öpüşseniz ne olur?"
Odadaki diğer yarışmacılar onun bu haline gülmüşlerdi, Jimin de kıpkırmızı kesilmiş Jungkook'un yanaklarını tebessüm ederek avuçlamış ve hafifçe öpmüştü.
"Oldu mu?" diye sordu sarışın çocuğa, cevabı ise tatlı bir sırıtış olmuştu.
"Evet!"

Aradan geçen yarım saat boyunca Jungkook kenarda sessizce oturmuş, Jimin'in diğerleriyle yaptığı konuşmaları dinlemişti. Sanki az önce iki defa arka arkaya onu öpen yanındaki küçük boylu melek değilmiş gibi onunla ilgilenmemesine incinmişti. Dinlediği konuşmalar hafif flört içeriyordu ve bu Jungkook'u dibine kadar kıskançlıkla doldurmuştu. Sabırsızca jüri bireylerinin artık sonuçları söylemesini bekliyordu, aksi takdirde sevdiği adama yavşayanları öldürürdü çünkü.

Kısa bir zaman sonra sonunda herkes soyunma odasından çıkıp buz sahasının etrafına toplanmıştı. Heyecanla bekleyen yarışmacılar yan yana sıralandı, aralarında diğer soyunma odalarından gelenler de vardı, sonra açıklandı sonuçlar.

Şu küçük Alman çocuk ve partneri üçüncü olmuştu. Sevinerek ödüllerini almaya gittiklerinde herkes onları çokça alkışlamıştı.
Sonra ikinci açıklanıyordu, herkes içten içe dua ederken, açıklanan takım kızlardan İzlandalı bir ikiliydi. Sevinip birbirlerine sarılmışlardı, daha küçük kalanın hatta gözleri dolmuştu.
Herkes bekliyordu artık birinciyi, el ele verilmişti, ekipler koçları tarafından kazanmazlarsa üzülmemeleri için teselli ediliyordu. Ve sonra herkes heyecanla beklerken kazananlar açıklandı.
Birinciler Jimin ve Jungkook'tu, ve açıkçası buna kimse şaşırmamıştı. Çok iyilerdi, birbirlerini mükemmel bir şekilde tamamlıyorlardı.
Jimin sevinçten kahkaha atarak kollarını boynuna dolayınca anca anlamıştı Jungkook gerçi, kim düşünürdü ki Kore'den gelen ikilinin kazanacağını?

Kucaklaştılar, Jungkook Jimin'i havaya kaldırarak uçurdu.
"Başardık!" diye bağırıyorlardı sevinçle, sonra el ele gidip almışlardı ödüllerini.

Onları alkışlayanlar sahaya güller atıyorlardı, büyük alkış tufanının yatışması baya da sürmüştü açıkçası.
Sonra edindikleri arkadaşlar sarıldı onlara, daha önce hiç görmedikleri insanlar gelip tebrik etti.
Ve böylece bir gün daha geçip gitmişti.
Sarıldılar herkese, bir daha görüşemeyecekleri için numaralarını aldılar arkadaşlarının.

Akşam otele döndüklerinde beraber kaldıkları odaya geçtiler sonra sessizce.
Ve şimdi de bu küçük odada yalnız olacaklardı.

Kafayı yemesin de, ne yapsındı Jungkook?
Sonuçta bugün onu iki defa öpen sevdiği ile bir odada kalıp, aynı yatağı paylaşacaktı.

Kapıyı kapatan Jimin, büyük kanepeye oturmuş, karşısındakinin yanına oturmasını bekliyordu. Jungkook yavaşça oturdu, Jimin'in eşsiz kokusunu alınca gözlerini kapadı.
Kısa sessizliği bölen Jimin olmuştu, Jungkook onun aksine hiçbir şey yapamıyordu çünkü.
"Kookie?" diye sordu, yaşça büyük olan.
"Hm?" diye cevap verdi, yaşça küçük olan.
"Benimle buraya geldiğin için teşekkür ederim. Büyük hayallerimden birini gerçekleştirdiğin için de."
Bunları duyan Jungkook tebessüm edip başını eğmişti.
"Bir şey değil."

Aradan geçen dakikalarda ikisi de ne diyeceklerini bilmiyorlardı. İkisi de sessizce oturmuş, yatağa bakıyorlardı ama sessizlik baya rahatsız edici olmaya başlamıştı.
"Seni bugün neden öptüm, biliyor musun?" diye sordu Jimin sonra.
Sessizce kafasını sağa sola salladı Jungkook.
"Bilmiyorum." dedi sonra.
Tebessüm etti Jimin.
"Bana karşı hissettiklerin ne, Kookie?" diye sorduğunda Jungkook hızla gözlerini açtı ve Jimin'e döndü.
Allaşmış yanakları ile çok tatlı görünüyordu.
"B-ben b-birş-şey... yok! A-aşk değil, b-biz şey ark-kadaş-"
Çaresiz ve anlamsız kekelemesini bölen Jimin'in kıkırdayışı olmuştu.
Onun da yanakları renklenmiş, utanmıştı.
Sonra Jungkook aniden bir karar verdi, madem Jimin onu öpmüştü, ona karşı hisleri yok olamazdı, değil mi?
Derin bir nefes aldı, gözlerini kapatıp tekrar nefes aldı.
"Aslında ben seni seviyorum." diye mırıldandı sonra Jungkook sessizce. O bile kendini duyamamıştı ama sıktığı ellerine geçirilen eller ile Jimin'in onu duyduğunu anladı.

"Ben..."
Jimin kıpkırmızı kesildi bir an, ne diyeceğini bilemedi. Bütün cesareti tuzla buz olmuştu sanki.
"Şey, ben de sanırım seni seviyorum." diye fısıldadı sonra, yüzünde kocaman bir gülümseyişle.
Kocaman gözlerle ona bakan Jungkook sordu masum bir sesle.
"Sadece sanırım mı?"
Bu büyük olanı kıkırdatmıştı.
"Hayır, sanırım değil, gerçekten seviyorum."
Bunun üzerine Jungkook da gülümseyebilmişti.
"O halde beni tekrar öpebilir misin?"
Gülerek başını salladı Jimin, bu tatlılığa asla karşı gelemezdi.

Sonra daha fazla konuşmayarak karşısındakinin eşsiz dudaklarına kapandı.

Dışarıdan odanın içine ışıklarını salan ay güneşini bulduğu için biraz daha fazla parladı o gece.

Aşıklar şehri Paris'te, iki küçük aşık yürek buldu birbirini.

Aşk paylaşıldı, paylaşılarak daha da büyüdü.

Böylelikle bir aşk hikayesi daha buldu sonunu.

Son dediğime bakmayın, onların hikayesi sonsuzdu.

Yalnızca bu cümle ile, onları anlatabilecek kelimeler son buldu.

***

Hoşça kalın, kendinize iyi bakın.
Her zaman sevin, sevilin.
Sizi sevenleri bırakmayın.
Ve merak ettikleriniz varsa sorabilirsiniz.
S

elamlar,
-hentai

the lonely moon 🌺 jikookWo Geschichten leben. Entdecke jetzt