-Ne zaman söylemeyi düşünüyordun?
İsabelle isyan edercesine abisinin karşısına geçmiş kollarını göğsünde birleştirmiş abisine kızıyordu. Magnus'lar evlerine geç gitmiş onlar gider gitmez Alec'le de geç olduğundan uyumuşlardı. Sabah olduğunda Jace ve İsabelle, Alec'in tepesine dikilmişler onu uyandırıp konuşmaya başlamışlardı. Sıra Jace'e geçmişti.
-İsabelle anlatmasa hiçbir şeyden haberimiz olmayacak.
Şimdi de hayıflanma sırası İsabelle'e gelmişti.
-Evet aynen öyle Jace haklı bize hiçbir şeyi anlatmıyorsun
Alec'in başı ağırsa da sesini çıkarmamışdı. Sadece biraz sonra gideceklerin umuştu. Konuşsa daha beter olacağını farkındaydı.
-Dostum biz kardeşiz beraber büyüdük insan söyler değil mi?
-Evet ben de kız kardeşinim insan söyler.
-Tamam tamam sadece her şey kesinleşince söylemek istemiştim.
-Dostum daha da kesinleşemezdi. Lydia... O ne olacak?
-Bilmiyorum... Ben... başım çatlatacak gibi...
İsabelle gidip abisinin yanına oturdu. Diğer tarafına da Jace oturdu.
-Dostum, şimdi siz sevgili misiniz?
-Galiba, bilmiyorum.
-Jace daha kötü yapıyorsun. Hadi biz çıkalım.
Alec oturduğu yatakta kendini geriye bırakıp yatağına uzandı. Aklına gelen fikirle gülümsedi.
Alexander
Nerdesin?Magnus
Günaydın AlexanderAlexander
Günaydın Magnus nerdesin?Magnus
EvdeyimAlexander
Evin konumunu at.Magnus
Ne yapacaksın?Alexander
Seni özledim. Yanına geliyorum.Magnus
Ne?Alexander
At hadi.Magnus
Konum gönderildiAlexander hazırlanıp dışarıya çıktığını haber verip evden çıkıp arabasına bindi. Magnus'un attığı konuma doğru sürmeye başladı.
Magnus sakinlesmeye çalışıyordu. Alec'in bir cümlesinde bu hale geliyordu. Yüzüne son kez su atıp havluyla yüzünü kuruladı. Makyajını düzeltip gülümsedi. Telefonuna mesaj geldiğinde ani hareketle arkasına döndüğü için dengesini kaybetse de yine de telefonu alıp gelen mesaja baktı.
Alexander
Geldim. Pencereden tırmansam fazla mı ilgi çeker?Magnus
Alexander şaka mı yapıyorsun? Tabiki ilgi çeker dağ evinde yaşamıyoruz.Alexander
İyi kapıyı aç o zamanMagnus sakinlesmeye çalışarak aşağıya indi. Eli ayağı titriyordu. Magnus kapıyı açtığında tüm çekiciliğiyle Alexander Lightwood'u gördü. Yine siyahlar içindeydi ama bir insana da ancak bu kadar siyah yakışabilirdi. Magnus Alec'i izlerken nefesinin kesildiğini hissetmişti.
-Beni içeri almayacak mısın?
Etkileyici sesiyle sordu. Magnus transtan çıkıp kapıyı daha da açıp kapının önünden çekildi.
-Evde bizden başkası var mı?
-Hayır daha önce çıktılar niye sordun?
Alec kapıyı kapatıp Magnus'un dudaklarına yapıştı. Bütün özlemiyle ve tutkusuyla Magnus'un karamel tadındaki dudaklarını öptü. Magnus'un alt dudağını dudaklarının arasına alıp sert bir şekilde öpmeye devam etti. Dudaklarının arasındaki dudağı sertçe ısırdığında Magnus acı ve zevkle inledi. İçinden onu bu hale sokan Alec'e saydırmak istiyordu. Alec Magnus'un inlemesini duyunca sırıtmış ve Magnus'u duvarla kendi arasında sıkıştırmıştı. Magnus çoktan nefes almayı unutmuştu. Alec nefes almak için dudaklarını Magnus'un dudaklarından ayırdı. İkisi de nefes nefeseydi. Alec yeşile çalan gözlerini Magnus'un kahvenin koyu tonu olan gözlerinden ayırmıyordu.
-Gerçekten beni özlemiş gibisin.
Dedi Magnus gülümseyerek.
-Evet özledim.
Aynı şekilde Alec de gülümsüyordu. Kim bilir ne kadar zaman o halde kalmışlardı. Onlar için zaman durmuş Dünya'da sadece onlar kalmıştı.
♥️♥️♥️♥️♥️
Bölümü ancak şimdi yazabildim. Biliyorum biraz geç oldu ama bir kitap okuyordum. Bitirmeden de yazmaya başlayamadım. Bitirdiğimde de yazmaya başladım zaten. Bu bölümde Magnus ve Alec'in öpüşmesini biraz daha detaylı anlattım. Yanlışlarım varsa özür dilerim. Yorumlarınız ve oylarınız beni çok mutlu ediyor. Hepinizi çok seviyorum. Buraya tatlılıklar bırakıp gidiyorum. ♥️♥️
Onları özledim. 😢🤗😍
Kim bilir burayı İngilizce, Türkçe fark etmeden kaç kere izlemişimdir. 😍😍😍😍
YOU ARE READING
Malec
FanfictionMerhabalar bir çok Malec hikayesi okudum sonra dedim neden ben de bir tane yazmayayım. Gün geçtikçe aklımda kurgusu detayları belirginleşti. Tabi Türklerde benden başka Malec hayranı olması beni çok mutlu etti doğrusu çünkü bu konuda biraz katı olan...