•Siyah ve Beyaz

49 6 13
                                    

2. bölüm;

Zihnimdeki karanlığa ters düşen güneş ışığı gözlerimi açmaya zorluyordu. Birilerinin varlığını yanımda hissediyordum ama yanımda olmayabilirlerdi de. Tam anlamıyla bilincim aydınlığa kavuşmamıştı. Başım acayip bir acı içerisindeydi. Acıyı hissediyor olmam ölmemiş olduğumun müjdecisiydi.

Gözlerimi yavaşça araladım, birkaç dakika görüşümün netleşmiş olmasını bekledim. Sırtımda ki -kanatlarımın olduğu kısımda- sızıya rağmen yattığım yerden doğruldum. Sonunda! Beni bulup enstütiye getirmiş olmalıydılar! Kurtulmuştum!

Odada gözlerimi gezdirdim. Benim odama benziyordu ama belkide hala kafamın karışık olmasından mı bilmiyorum ama odamdaki eşyalar siyah renk yerine.. pembeydi.! Pembe! Ben pembeden nefret ederdim!

Bulunduğum odanın kapısı açıldığında bakışlarım hızla oraya döndü. Gördüğüm yüzler.. bilincim kapanırken tanrıdan beni anne ve babamın yanına yollamasını istemiştim ama ölmediğime göre.. annem ve babam tam karşımda nasıl dururdu?! ölen hiç kimse şimdiye kadar geri dönememişti. Onlarda dönemezdi! 15 yıl sonra bu yüzleri tekrar görmek.. neredeyse silenecek sulietlerini yeniden yapılandırmıştı.

Kadın bana doğru adım attığında gözlerim irileşti, tanrım lütfen.. lütfen bunu bana yapma!

"K-Kimsiniz siz?! Nerdeyim?!" belkide hayatımda ilk kez kekelemiştim. Tüm dengem bozulmuştu.

"Annabelle iyi misin? annen ve babana bunu sormak için ne kadar şiddetli çarptın başını?" kadın yatağımın yanına oturduğunda rahatlatıcı kokusu burnuma dolmuştu. Annem gibi kokuyordu.. bir dakika annem ve babam mı?

"N-Ne çarpması?" ah yine yapmıştım işte! Yine kekelemiştim!

"Seni Carl getirdi. Başın dönmüş o da yetişememiş ve başını yere vurunca da bayılmışsın-" kadının sözünü kesen adamın kapının pervazına yaslanmayı bırakıp yanımıza gelmesi oldu.

"En azından o bize öyle söyledi." şüpheci bakışları yüzümün her santimini karışlıyordu.

Carl da kimdi? burda ne haltlar döndüğünü bilmiyordum ve anlayamıyordum da! Sanki bambaşka bir benden bahsediyor gibiydiler.

"Benim Azazel'i görmem lazım. Asa.. Asa! o şeytanı kaybettim! onu bulmalıyım!" ayağa kalktığımda sırtımdaki yara yine kendini belli etmişti. İlk anki gibi olmasada yinede acı veriyordu.

Kadın telaşla kolumu nazikçe tutup beni durdurdu.

"Ne saçmalıyorsun? ne asası? ne şeytanı? Annabelle sen melek güçlerinde pek iyi değilsin. Ne yaptığını sanıyorsun?" Asanın çalındığından haberleri yok muydu? en güçlü melek grubunun komutanı olarak melek güçlerimde iyi değil miymişim?

Kendimi 20 yıldır komadaymışımda tüm yaşadığımı sandıklarımın kendi uydurmamış gibi hissetmiştim. Kendi varlığımdan bile şüphe ettirmişti bu davranışları.

"Siz benim annem ve babam değilsiniz?! Neler olduğunu bilmiyorum ama biriniz bana nasıl onlar gibi göründüğünüzü söyleyeceksiniz! Nerdeyim ben?! neler oluyor?!" adam az önceki endişeli bakışlarının kat kat fazlasını tekrar bana yönelttiğinde bu sefer benim için endişelendiği belliydi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 30, 2018 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

İTAATSİZWhere stories live. Discover now