Final 0.1

4.7K 412 307
                                    

"O maçı hemen yarın yapıyoruz!" dedi Wade, Koç Müller'e sinirle bir adım atarken. Şu an istediği tek şey şu adamın suratına kocaman bir tekme atmaktı. *almanca dersinde kim? sleepyziam*

"Hey aslında düşündüm de--"

"Kes sesini!" Wade bu sefer Barry'nin üzerine yürüdü. Tanrıdan dilediği tek şey şu an buradaki insanlardan bir tanesinin bile olsa, suratını dağıtmaktı. Gerçekten. "Bu seni ilgilendiren bir şey değil! Bu beni de ilgilendirmiyor, veya bizi. Tamamen Peter'la ilgili. Buraya kadar geldik çünkü Bayan Adler bize 'Peter için' yapmamız gerektiğini söyledi. Aptal kupanız veya turnuvanız umrumda değil! Peter'un buna hakkı var."

"Wade, oynamak istemiyorsan çıkabilirsin." dedi Koç Müller sert bir ses tonuyla. Genelde ciddi kalmazdı, sinirlenince belki, ama şu an gerçekten kızmış görünüyordu.

"Ben de oynamıyorum." dedi Michelle oturduğu masadan atlayıp aşağıya inerken. Buradaki herkes bir avuç salaktı. Beyinleri yerine önlerindeki şeyle düşünüyorlardı, evet kesinlikle öyle yapıyor olmalıydılar.

"Bende.." Pietro elindeki topu yere bıraktı.

"Sanırım.. Peter yoksa biz de yokuz." dedi Loki gülerek.

"Ve ponpon kızlarda yok." dedi Gwen saçlarını savurarak. Ponpon kızlar önemliydi bir kere. Onlarsız başaramazlardı.

"Sanırım tek başınıza kaldınız Bay Müller.." dedi Bayan Adler gülerek. Öğrencileriyle gurur duyuyordu.

"Ah pekala.." dedi karşı takımın kaptanı. "Yarın oynuyoruz. Bay Stark için?"

"Yaşasın be!" dedi Wade adamın üzerine atlayarak. Hemen omuzlarına tırmanıp tonton kel kafasına kocaman bir öpücük bıraktı. Koç dediğin böyle olmalı, kıskan Bay Müller.

×××

"Pekala.. Oldu- tamam." Steve Peter'a döndü. "İyi mi? Bahçeyi görüyor musun?"

Peter yavaşça başını salladı.

"Hakemlik yapmam gerekiyor Bay Stark," dedi Steve gülümseyerek. "Gitmem gerek."

"Hey," Peter doğrulmaya çalıştı. "Bu adil olmaz."

"Neden?"

"Sen rüşvet alırsın, haksızlık bu."

Steve gülerek onun doğrulmasına yardın etti. "Benden daha iyi hakem bulamadıklarını söylediler."

"Ah, durumları o kadar umutsuzmuş demek.." Peter dayanamayıp tekrar geri yattı. Bırakın oturmayı, nefes almak bile yorucuydu artık. "Gidebilirsin o zaman."

Steve Peter'ın durumunu son kez kontrol ettikten sonra odadan çıktı. Çıkarken kapının önündeki adama bakmamaya özen gösterdi. Tony'i görmek istemiyordu. Tony o haldeyken, onu görmeye dayanamıyordu işte..

Gerçi.. Tony'de kimseyi görmek istemiyordu zaten. Peter'ı bile..Çünkü.. yorulmuştu. Tüm bu her şeyden. Korkmaktan, endişelenmekten, umut etmekten, gülümsemekten.. Sevmekten bile. Anlayamazsınız, çabalamayın. Birinin ölümünü beklemediniz hiç, yalnız kalacağınız o lanet an için saniyeleri saymadınız.

i'll be good | peterparker + tonystarkWhere stories live. Discover now