ORMANDAKİ ŞATO

SİYAH KURT

Uyandığığımda cenk çoktan şatoya gitti . Ben berk e artık bu ormanda ne olduğunu anlamalıyız dedim. O bana hak verdi ama önce kamp alanını güvende tutmalıyız dedim . Yemeğimiz bitiyordu yemek bulmalıydık neyseki etrafta meyve ağaçları vardı berkle yemek bulmak için ormana gittik . Ormanda biraz meyve topladıktan sonra kamp alanına doğru yol aldık yolda sislerin arasında bir kurt gördük. Kurt büyük siyah ve güçlüydü. Ve birilerini kovalar gibiydi o kurt çok tanıdıktı o sanki benim kurtumdu. Hiç düşünmeden yanına gittim kurtla göz göze geldik sanki onun zihnini okuyordum sonunda seni buldum deyip üzerine çıktım. Beni bir iki salladı ama sonra durdu ve artık bana alışkındı . Kurtla berkin yanına gittim berk bundan tam iki gün önce hiç bir şeyin yoktu bak şimdi kurtun var ne şanslısın dedi bende gülüp geçtim ve hadi kampa gidelim dedim kampa vardığımızda kızlar kampa bir baraka kurmuş ve etrafını çitlerle çevirmişlerdi selin ve merve kurtu görünce bayıldılar uyandıklarında berke . Bir kurt gördük çok korkunçtu deyip ayağa kalktılar lakin kurdu tekrar görünce bayıldılar . Ben berk e hadi o ŞATO ya gitmeliyiz yolda giderken bi anda zayra hırlamaya başladı evet kurdumun adı zayra güzel isim değilmi neyse bende etrafa bakıyordum çalılıkların arasında kıpırdanmalar vardı bende o kıpırdanmalar izliyordum bi anda etrafımızı yüzüne asit dökülmüş yaratıklar sardı bize saldırıcakken bi anda hepsinin anlından ok çıktı . Ben ve berk ağaçtaki kapşönlü okçu ya bakıyorduk ve kapşönünü çıkarınca karşımızda uzun kulaklı ,uzun beyaz saçlı bir kız duruyordu. Bize şanslı sınız onlar muhafızlardı ama çabuk olmazsak gardiyanlar gelebilir dedi . Benim ise aklımda gardiyan kim ,sen kimsin, ne işin var  ,muhafız kim, kim yolladı, şaçını kim kesti gibi sorular vardı. O bana eğer şimdi yola çıkarsak köye varacağımızı söyledi bende ona kim olduğunu sorum ve nereye gittiğimizi. O da bana elf olduğunu ve bizi kayıp kanyondaki köye götürdüğünü söyledi