2

1.8K 154 32
                                    


‘’Yapamam çünkü çoktan bir başkasını seviyorum. Üzgünüm Sehun-ah ancak hiçbir zaman sana o gözle bakmadım. Bundan sonra da bakamam. Sevgini kabul edemem ’’

Duyduğu kelimeler yüzünden kalbi paramparça oldu Sehun’un. Hiç bir şey söyleyemedi. Tüm kelimeler boğazına dizilmiş gibiydi defalarca yutkundu ama hala oradaydılar. Yıllarca sevdiği kişi bir başkasını seviyordu. Ne bekliyordu ki zaten Jongin hiçbir zaman Sehun'u sevmemişti. Sadece Sehun bunu kabullenmek istememişti.

Ne zamandan beri birini seviyor? Diye düşündü.  Sürekli çevresinde olmasına rağmen neden öncesinde hiç fark etmemişti. O kişi Jongin’i hak ediyor muydu? En önemlisi Kim Jongin'in kalbine sahip olan şanslı kişi kimdi? Sorular yankılanıp durdu zihninde. Gözlerinin dolduğunu hissetti. Daha fazla orada duramayacağını anladığında koşarak oradan uzaklaştı.

Koşarak okuldan çıktı nereye gittiğine dair hiçbir fikri yoktu. Düşünebilecek durumda değildi, beyninde sadece az önce ki olayın görüntüleri yayınlanıyordu. Göz yaşları gözünden çisil çisil yağarken koşmaya devam etti. Bir süre sonra göz yaşlarına yağmurda eşlik etmeye başladı. Gökyüzü de onun için ağlıyor gibiydi. Gökyüzünden düşen damlalar, gözyaşlarını gizlemesine yardımcı oluyordu, bunun için minnettardı.

Ne kadar süre koştuğuna dair bir fikri yoktu. Bacakları artık onu tutmayacak kıvama gelmişti. Ciğerleri yanıyordu. Durdu ve çevresine bakındı. Han nehrinin yakınlarındaydı, küçük adımlarla oturabileceği bir yer bulana kadar yürüdü ve gördüğü ilk banka ıslak olmasını umursamadan oturdu. Dizlerini kendine çekti ve başını ellerini arasına alıp ağlamaya devam etti. Nerede hata yaptığını sorguluyordu,  onda eksik olan şeyin ne olduğunu.

Yağmur tüm şiddetiyle yağmaya devam ediyordu tüm vücudu ıslanmıştı üşümeye başlamıştı ama umursamadı. Biliyordu ki önümüzde ki birkaç hafta hastalıklarla mücadele edecekti ama önemli değildi çünkü hiçbir hastalık kalbinde ki kadar büyük olamazdı. Hiçbir hastalık kalbinde ki kadar acıtamazdı.

Bir süre sonra yağmur damlaları vücuduna temas etmemeye başladı. Yağmurun yağdığını yere çarptığı anda ki çıkardığı hışırtıdan anlayabiliyordu. Yavaşça başını dizinden kaldırıp ne olduğuna baktı. O sırada yanına oturan bedeni gördü. Geldiğini hissetmemişti bile. ‘’Oh Luhan, senin burada ne işin var?’’

Luhan çantasından ki hırkayı çıkarırken sordu. Luhan hırkayı Sehun’a uzattı, ‘’Çok fazla ıslanmışsın, hasta olacaksın. Gömleğini çıkarıp bunu giy.’’ Sehun’un sorusunu es geçti. 

Sehun yavaşça başını iki yana salladı, ‘’Gerek yok, bir şey olmaz.’’

‘’Israr etme, Sehun. Hasta olacaksın.’’ Sehun’un yapmadığını yapıp Sehun’un gömleğinin düğmelerini açmaya yöneldi. Yavaşça düğmeleri çözüp hırkayı üzerine geçirdi. ‘’Böyle daha iyi.’’

‘’T-teşekkür ederim.’’ Kekeledi Sehun. Sonra da devam etti, ‘’Ama senin burada ne işin var?’’

Gülümsedi Luhan, ‘’Yağmurlu günlerde Han Nehrinde dolaşmayı severim. Beni rahatlatıyor. Sen neden buradasın? Neden ağlıyorsun, bir şey mi oldu?’’

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 01, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÇOCUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin