○53○

7.1K 443 297
                                    

Tepkilerinizi satır arasında görmemten mutluluk duyarım.

Genç kız rahatsız hastane yatağında yatmış, beyaz tavanı incelerken aklında tek bir isim olması yüreğini hoplatıyordu: Semih.

Ayların ruhunda bıraktığı iz artık geçmişti. Semih ile tanıştıklarında, Dorukan'a yazmayı bıraktıktan sonra sadece kalbi artık başkası için atmaya başlamıştı. Bu aslında sevginin muazzam gücüydü. İnancı bu yanaydı ve sevgiye doğru çekildiği için gram pişmanlığı yoktu.

Odanın kapısı yavaşça açıldı. Genç kız gelen kişiyi görmek için kafasını yavaşça kaldırdı. Odaya giren orta yaşlardaki bir kadın, ağlamaktan kıpkırmızı olmuş mavi gözlerinin tanıdıklığı canını yakmıştı. Kim olduğunu biliyordu genç kız.

Ezgi, yattığı yerden doğrulmaya çalışırken kadın telaşla yanına adımlayıp koluna dokundu. "Kendini yorma, kızım."

Ezgi şaşkınlıkla karşısındaki kadına baktı. Bu denli şefkat dolu olması ruhunu okşamıştı. "Ben..." diyecek oldu lakin kadın lafını kesti.

"Sadece dinle kızım. Biliyorsundur belki ama yinede söyleyeyim. Ben Dorukan ve Batıkan'ın annesiyim." Şaşkınlıkla kaşları havaya kalktı genç kızın. "Sana bunu vermemi istedi. Ben sonra tekrar geleceğim."

Kadın elindeki mektubu usulca genç kıza uzattı. Ezgi önce mektuba sonra kadına baktı. Gözleri dolu dolu olan kadının ellerinden mektubu almasıyla koşar adımlarla odayı terk eden kadın, ardında şok içinde bir Ezgi bırakmıştı.

Mektubu merakla açtı.

Merhaba, Ezgi.

Şimdi sana her şeyi anlatacağım ama öncellikle şunu demek istiyorum: Özür dilerim.

Ben Dorukan. Batıkan'ın ikiziyim. Kafan karıştı biliyorum şimdi herşeyi döküyorum: Sen Batıkan ile tanıştıktan bir hafta sonra vefat etti. Kimse kabullenemedi onun gidişini. Sana da diyemedim gitti diye. Dilim varmadı. Senin bir parçan olan kişi hayata gözlerini kapattığında inan bana bu kabullenilmesi zor bir durum.

İkinizde çocuk ruhluydunuz. Bir hafta boyunca adınızı tahmin ederek birbirinizi tanımaya çalıştınız. Sanırım bu huyunuz sayesinde seninle oymuşum gibi rahat konuştum.

Bir haftanın sonunda sen komaya girdiğinde Batıkan da fenalaştı. Sanki kaderiniz bir gibiydi...

Sen kurtuldun. Yanlış anlama seni suçlamıyorum. Ama Batıkan o girdiği hastaneden çıkamadı.

Sen ise ondan kalan güzel bir hediyeydin. Seni seviyordu. Benim romantik ikizim ilk görüşte aşka inanır ve sanada öyle bağlıydı.

Bende onun bana emaneti diye diyemedim sana. Karşıma çıktığında belli etmedim ve oymuş gibi davrandım. Bu bana o kadar iyi geldi ki... Kardeşim yanımda sandım ama maalesef psikolojik bir travmaymış. Seni engelledim uzak kal diye ve ben o iki ay psikolojik tedavi gördüm.

İkizimle doğdumuzda ikimizde rahatsızdık. O kalp ben ise akciğer kanserinden dolayı belli bir zamanımız vardı. O beni erken bırakıp gitti. Şimdi sıra bende.

Sen kardeşimin sevgisisin, Ezgi. Benim ise yarattığım enkaz. Sen bizsin. O enkazı ise yeniden hayata bağlamak istedim. Kalbim artık senin. Ve seni seven Semih için atsın, olur mu? İkinizide öyle güzel seviyorsunuz ki mutlu olun.

Şu zamana kadar bunu kendime sakladığım için senden özür dilerim. Suçu kimseye atamam lakin kullandığım ilaçların duygularımı sömürdüğünü biliyorum.

Kendine iyi bak. Seni sevenleri sev, güzel kalpli kız. Ve anneme iyi bak olur mu? Bir evladını daha kaybetti. O bunu kaldırırmış gibi gözükür ama içten içe yer kendini. Arada bir uğra, lütfen.

Ve aylarca duymak için kendini feda ettiğin o iki kelimeyi söylüyorum. Hem de tüm kalbimle. Seni seviyorum.

Genç kızın sicim gibi akan göz yaşları elindeki kağıttaki mürekkepleri akıtırken derin bir nefes aldı ve kağıt parçasına sımsıkı sarıldı.

Veda edercesine sarıldı.

Son kez görecekmiş gibi.

Ve son kez kaybettiğinin bilincinde.

Ve finale son bir bölüm.

Hazır mıyız?

Tahmin var mı? Sizce neler olabilir?

ENGELDonde viven las historias. Descúbrelo ahora