ANLADILAR

2.5K 119 0
                                    

Sabah uyandım elimi yüzümü yıkadım ve üstümü değiştirdim.  Salona inmeye başladım.  Salondan sesler gekmeye başladı bu babamdı. Biriyle telefonla konuşuyordu. "Gece... bir melez buldum. 16 yıl önce... 16 yıl önce olanlardan sonra emin olamadım.  O çok güçlü ve ikimizin günlerinden çoğuna sahip. Benden bile güçlü olduğunu düşünmeye başladım. Lutfen bir hata yapmadığımızı söyle.  Benimle birlikte olduktan sonra hamile mi kaldın? Eğer öyle o bir hata onu öldürmeliyiz tüm denfeyi bozacak.  O büyük bir hata." Dedi. Gece annemin adaydı. Beni yıllar önce bırakan kadının.  Melez kulaklarımı kullandım telefonda konuşan kişinin sesine odaklandım. "Evet Aras. Hamile kalmıştım.  Ve sen beni terk etmiştin. Onu doğurdum ve o büyüyünce onu öldürmek istedim. Ama yapamadım. Sonra ortadan kayboldum. Onun güçlerini dizginleyemiyordum. Tek başıma çocuk büyütemiyordum Aras! Artık sıra sende. Onu sen büyüyeceksin."  Dedi ve kapattı. Annem ve babam beni o kadar çok seviyorlarki (!) Beni öldürmek istiyorlar. Ağlamaya başlamıştım.  Gözyaşlarımı sildim ve salona girdim. "Günaydın. Şey ımmm benim okul işimi ayaralayacaktın. Ayarlayabildin mi?" Dedim. Biran yüzüme uzunca baktı ve "Evet. Bugün baslayacaksın. Forma giymek zorunda değilsin. " dedi. Zoraki bir şekilde gülümsedim ve "Teşekkür ederim." Dedim. "Karnın aç mı? " diye sordu. Kafa salladım.  "Kan?"dedi sorarcasına "Olur. " dedim. "Avlanmaya gitsek iyi olur." Dedi. Kafamı salladım.  "Hadi çıkalım. " dedi. "Diğerleri gelecek mi?" Diye sordum. "Neden onlara sormuyorsun? " dedi gülümseyerek.  Gülümsedim ve melez hızıyla tüm odaları dolaşıp herkesi çağırdım. Bir odaya girmemiştim.  O oda büyük ihtimalle Kerem'in odasıydı. Kapıyı çaldım ama ses gelmedi. Bende direk kapıyı açtım.  Bir kız üstüne büyük bir gömlek giymişti ve yatakta bacak bacak üstüne atmış oturuyordu. "Kerem nerde?" Dedim. "Banyoda. Birazdan çıkar.  Söyleyeceğin bir şey varsa iletebilirim." Dedi . Kızı çaktırmadan kolladım. Bir vampirdi. "Avlanmaya gideceğimizi söyle acele etsin." Dedim ve odadan çıktım. Babamın yanına gittim ve "Haber verdim." Dedim o konuşmaya başladı bu sefer "1-2 saat sonra çıkarız. " dedi kafa salladım.  "Havuza girsem sorun olur mu?" Diye sordum. "Artık burası seninde evin. Sormana gerek yok."dedim gülümsedim ve odama çıktım. Bikinimi giydim ve üstüme bir t-shirt geçirdim. Yanıma havlumu aldım ve odadan çıktım. Havuza doğru yürüdüm. Ayağım ile suyun sıcaklığına baktım.  Fazlasıyla soğuktu. Bu yüzden ateş gücümle havuzu ısıtmaya başladım. Havuza yavaş yavaş girmeyi seviyordum bu deniz içinde geçerliydi. İtilmekten de nefret ederdim. Üstümdeki t-shirtü çıkarttım ve havlumun üstüne koydum. Yavaş yavaş havuzun içine girdim. Nefesini uzun süre tutabiliyordum çünkü su ve hava elementini kontrol edebiliyordum. havuzun zemininde bağdaş kurdum ve  büyü ile doğduğum günden itibaren olan anılarımı izlemeye başladım.  Babasız büyümüş, annesi tarafından yarım bırakılmış bir çocuktum ben. Daha fazla dayanamayacağımı düşündüm bu anılara. Kendimi bıraktım ve suyun beni kaldırmasına izin verdim. Yukarıya çıktığımda Islak bir Kerem ile karşılaştım. "Aras senin gerçek baban?" Dedi sorarcasına. "Bunu nereden çıkarttın?" Dedim. Tedirgin olmuştum.  "Çok fazla özel gücüm var bunlsrdan biride görünmezlik. Enei havuzda gördüm içerde çok fazla durmuştun. Bende seni çıkartmak amaçlı suya daldım.  Çünkü sana seslendiğimde beni duymamıştın. Havuza daldığımda görüntüler görmeye başladım. Merak ettim ve görünmez olup senin yanına gelip görüntülerin bir kısmını izledim. Nefesin yetmedi ve bende havuzdan çıktım. Görüntüleri gördüm.  Babanın adını ve soyadını öğrendiğin zamanı. Resimlerine baktığın zamanı gördüm.  " dedi. "Ona neden bir yabancı gibi davranıyorsun? O senin baban. Onu ilk defa görüyorsun ve ona yabancı davranıyorsun.  Neden?" Diye sordu. "Beni istemiyor. Anlıyor musun?  Beni bıraktı.  Annemi bıraktı.  Annemde beni bıraktı.  Kimsem yok. Bana halam sahip çıktı. Kimsem yok çünkü istenmeyen çocuğum. Babamın gözünde değersizim. Ben onun çocuğu olmama rağmen , başkalarına babalık yapıyor. Başka biri olsa kaldıramazdı ve kendini öldürürdü!" Diye bağırarak sitem ettim. "Peki sen niye kendini öldürmedin?" Diye sordu. "Denemedim mi sanıyorsun? Defalarca denedim. Hiçbiri öldürmedi. En ölümcülü bile işe yaramadı. Bugün öğrendi her şeyi.  Telefonla konuşmasını dinledim. Gece'yi aradı. Annemi... Ve onların çocuğu olup olmadığını sordu. Var dedi. Ama beni çok seven babam (!) beni istemediğini söyledi.  Annem ise bana zaten uzun süre baktığını ve artık benimle uğraşmak istemediğini kesin bir dilde belirtti. Ne yapayım ha! Ömrüm boyunca sesini ilk defa bu hafta duyduğum babamın beni istemediğine mi üzüleyim yoksa annemin beni bir paçavra gibi kalbinden söküp atmasına mı?  Ki önceden kalbinde miydim? Onuda bilmiyorum." Dedim. "Şimdide acısını çıkartmaya geldim." Dedim sonlarında gülerek. "Evet yaşadıkların kolay değil bikiyorum ama babamın canını yakmana izin vermem o yüzden burdan git. Hemen!" Dedi. Güldüm. Kahkahaya dönüştü. "BABANA zarar vereceğimi kim söyledi? " dedim babana kelimesine vurgu yaparak. "İnsanlar hep babalarının ardında bıraktıkları düşmanlar tarafından acı çekerler.  Emin olabilirsin ki ben bu acıyı çok çektim.  Üstelik yanımda ne babam vardı ne de annem. Ben buna rağmen babamın düşmanlarını öldürdüm.  Çünkü babamın zarar görmesindense kendim acı çekerim. Binlerce defa zihnime girdiler ve bana acı çektirdiler. Bu fiziksel bir acı değildi. Duygusal bir acıydı. Ama BABA dediğin insanın yerine acı çekecek kadar onun çocuğu değilsin. İşte bu yüzden gideceğim.  Sadece kalp atışlarımın ilk defa duyulduğu bu evi görmek istedim. Çünkü benim kalp atışlarım lanetten farksızdı. Eğer babam ileride benim onun gerçek çocuğu olduğumu kabullenirse diye diyorum o gün anlayacaksın onun çocuğu değilde diğerleri gibi onun çocuğu gibi büyütülerek sadece hizmetkârlarından biri olduğunu. " dedim. Tamam... tamam... kabul ediyorum. Fazla ileriye gittim ama beni olduğum gibi değilde göründüğüm gibi olduğumu düşünsün istedim. Buds kendimi koruduğunu duvarlardan biriydi. "Yanılıyorsun. Seni hiç istemedi. Benim yanındaydı. Benimleydi. Ben onun gerçek çocuğuyum.  Seninle değilken benimleydi. Ve şunu kafanın içine sok onun tek çocuğu benim." Dedi. "Ozaman babanın günahlarının acısını çekmeye meraklısın." Dedim anlamamıştı. Gözlerini kıstı ve dikkantlice bana baktı. "Karşındakini hafife almamasın." Dedi. "Karşımda biri mi var ki?" Dedim. Omuzlarına bastırarak dizleirninin üstüne çökmesini sağladım. "Ki bu karşımda olduğunu düşündüğün kişi karşımda eyiliyorsa o kişi benim için havda uçuşan tozlardan farksızdır. Onlarında sonu zaten yerdir. Yere düşerler hep aynı şuan gözümden düşecek kadar güçsüz oldugunu öğrendiğim gibi." Dedim ve devam ettim "Sen benim karşımda olamayacak kadar güçsüzsün." Dedim be omzuna iki kere vurarak "O yüzden kendini toparla." Dedim ve göz kırptım.

MELEZ:AcıDonde viven las historias. Descúbrelo ahora