Dokuz: O gece çocuklar gibi şendik

7.2K 622 343
                                    

Medya: Cigarettes After Sex - Apocalypse (bu şarkıdan vazgeçemiyorum)

Selamlar, burayı özlemişim. Belki siz de özlemişsinizdir diye hiç uzatmadan buraya bölümü bırakıyor ve kaçıyorum. Bölüm sonunda buluşalım tekrar

Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın lütfen^^

Kontrol etmeden atıyorum, yanlışım varsa affola🌹 keyifli okumalar!

***

Bazı anlar vardır, bitmesini hiç istemezsiniz. Zaman dursun, Dünya Güneş'in etrafında dönmeyi bıraksın ve siz hep o anda kalasınız istersiniz. İşte şu an, tam da Park Jimin kollarımın arasındayken gözlerimi yeni bir güne açmışken; o, başını boynuma gömmüş bir şekilde uyurken zaman dursun ve ben hep o anda kalayım istedim.

Onunla sonsuza kadar vakit öldürebilirdim. Sonsuza kadar onu seyredip yine sonsuza kadar onu dinleyebilirdim. Öperdim sonsuza kadar iki dudağından. Okşardım yumuşak saçlarını sonsuz sabahlar boyunca. Zaman dursaydı ve sonsuza kadar hareket etmeseydi, ben hep onu severdim , çok severdim.

Verdiği nefesler boynumu gıdıklıyor, oradan kendine yol bulup oksijenim oluyor ve ciğerlerime doluyordu. Geçtiği her yere çiçekler döşüyordu. Uğradığı her durakta yeni bir bahçe inşa ediyordu. Boynuma temas eden dudaklarıysa çoktan kendi krallığını ilan etmişti bile. Dudaklarını olduğu yerden çekse bile, uzunca bir süre hissedecektim varlığını orada, emindim.

Kolumu sanki mümkünmüş gibi iyice sardığımda huysuzca mırıldanmış, bulunduğu konuma iyice sokulmuştu. Dudaklarımdan bir kıkırtı dökülürken içimde tarif edemediğim bir mutluluk vardı. Ona sahip olmak böyle mi hissettiriyordu yoksa?

Yüzünü boynumdan uzaklaştırdığımda huysuz mırıltıları artmış kendini benden çekerek yanıma uzanarak uyumasına devam etmişti. Güzelliği karşısında büyülenirken kendime engel olamamış ve eğilerek tıpkı dün geceki gibi yüzünün her bir ayrıntısını öpmeye başlamıştım. Bu eylemi de sonsuza kadar gerçekleştirebilirdim.

"Hyung." demişti yüzündeki hafif tebessümle kendini geri çekmeye çalışırken. Hâlâ uyukluyordu. Onu umursamayıp işime devam ettiğimde "Hyung!" demişti tekrar. Bu sefer gözleri tam olarak açılmıştı.

"Ne var?" demiştim yaptığım şeye ara vermeden. Nasıl verebilirdim ki? Dudaklarım varmışken bir kere teninin tadına, ben nasıl uzak kalabilirdim ki?

"Uyandırdın beni, sevgilim."

İki dudağının arasından peydah olan kelime kulaklarımı doldurmuş, bedenimin kaskatı kesilmesini sağlamıştı. Yüzünü öpme işlemim kesintiye uğrarken şaşkınlıktan ne yapacağımı şaşırmıştım. Sevgilim, demişti o, değil mi?

"Öyle mi yaptım?" dedim fısıltıdan farksız bir sesle. Yüzlerimiz birbirine oldukça yakındı. Dudakları uzansam öpebileceğim bir mesafedeydi. Dünden sonra o cesareti bulmam gerekirdi belki ama hayır, yine de cesaret edemiyordum.

"Öyle yaptın tabi." demişti büyüyen gülümsemesiyle. Gözlerim gülümsemesine kayarken hipnoz olmuş gibiydim. Kulaklarım hâlâ duyduğu kelimenin gerçekliğini tartıyordu. Ve tam da o an Park Jimin çevik bir hareketle yerlerimizi değiştirmiş, beni altına alarak üzerime oturmuştu.

"Beni kızdırdın sevgilim." demişti yüzüme  eğilerek. Bilerek yapıyordu işte. Böyle yaparak beni mahvediyordu ve bunu bilerek yapıyordu. "Ufak bir cezayı hak ettin."

Dudağımın hemen üzerine fısıldadığı kelimelerden sonra her an ve her saniye öpmek için ölüp ölüp dirildiğim dolgun dudakları benim ince dudaklarıma örtünmüş ve nazik hareketlerle okşamaya başlamıştı dudaklarımı. Ellerim anında ensesindeki yerini alırken eğer, diyordum. Eğer çekeceğim cezalar böyle olacaksa sonsuza kadar cezalandırılabilirim.

Friends // Yoonmin ✓Where stories live. Discover now