8- biriktirilmiş güzel anılar, tatlı şarap kıkırtıları

17.6K 1.5K 1.6K
                                    

Medyada Yoongi'nin suitinin bir çeşit örneği var. Böyle bir şey hayal edebilirsiniz. 💜

*
Yoongi ile evime gittiğimizde ev sahibi bir arkadaşını aradığını ve ustaların yarın gelip çabucak çatıyı onarmaya başlayacaklarını söyledi. Her yağmurlu havada çatının su sızdırdığını söyleyip, tamir ettirilmesini istememe rağmen illa evi su basınca mı tamir ettirilmesi gerekiyordu yani? Eşyalarım su içinde yüzüyordu ve orada bir saniye daha kalırsam sinirden ağlayabileceğimden korkarak hemen birkaç parça kıyafeti sırt çantama doldurmuş ve Yoongi'nin suitine geçmiştik. Ardından ikimizinde guruldayan midelerini susturmak için Yoongi yemek hazırlamıştı. Afiyetle yediğimiz yemek sonrası - ben ne kadar bulaşıklara yardım etmek istediğimi söylediysem de- Yoongi beni yanından kovmuş ve etrafı falan gezebileceğimi söylemişti.

Yoongi'nin suiti otelin beşinci katındaydı. Han Nehri'nin bir kısmını buradan görebiliyorduk ve bu harika bir şeydi. Suit geniş bir salondan oluşuyordu. Bu salonda cama yakın yerde lcd ekran televizyon, geniş kahverengi bir koltuk ve ayak ucunda masa bulunuyordu. Oturma odası bölümü diyebileceğim bu kısımdan sonra küçük bir mutfak vardı ve mutfak ile oturma odası birleşikti. Mutfak tezgahı fazla yer kaplamadığı için, boş kalan kısma dört kişilik daire şeklinde bir yemek masası konulmuştu. Salondan başka bir odaya açılan kısım ise Yoongi'nin yatak odası oluyordu.

"Odanı karıştıracağım." Yatak odasına adımlarken, mutfakta yemek artıklarını temizleyen Yoongi'nin duyması için bağırmıştım. Birkaç saniye sonra da cevap geldi. "Fazla dağıtma."

Yüzümdeki gülümseme büyürken, aralık kapıdan içeriye girdim ve odasındaydım. Sevinçten neredeyse zıplayacaktım. Aslında öyle ahım şahım bir oda değildi. Beni perdeleri açık pencereler ve bir yatak karşıladı. Yatağın iki tarafına yerleştirilmiş kahverengi komidinler; yatağın çaprazında ufak, beyaz bir koltuk vardı. Koltuğun yanında, yatağın da karşısında duvara dayatılmış, iki katlı siyah bir kitaplık vardı.

Bakışlarımla kitapları tararken aynı zamanda gözlerimin önüne gelen harfleri okuyordum. Geneli dünya klasikleri dolu olan kitaplıkta parmaklarım geniş yüzeyle temas ettiğinde gözlerim büyüdü. "Aman Allahım! Aman Allahım! Yoongi, yoksa bu..." Dosto'nun Yeraltından Notları ile Kafka'nın biyografisi arasında sıkışıp kalmış albümü çıkarırken söyleniyordum. Albüm ellerimin arasında neredeyse parlarken heyecanla konuşmaya devam ettim. "Yoongi bu...Fotoğraf albümü!" Gri derisi üzerine not düşülen tarihleri okudum. Bu yıllar Yoongi ve benim üniversitede okuduğumuz yıllardı.

Büyük bir heyecanla odadan çıkıp oturma odasına girdim. Yoongi bulaşıkları bitirmiş ellerini kuruluyordu. İçeri girdiğimi fark edince gülümseyerek başını bana çevirdi. Gözleri yavaşça elimdeki albümü bulurken ben de koltuğa oturuyordum. "Bak ne buldum?" albümü dizlerimin üzerine koymadan önce havaya kaldırarak Yoongi'ye gösterdim. "Fotoğraf albümü!"

"Ah, nereden çıktı o?" Yoongi şaşkınlıkla bana adımladı. "Kaybettiğimi düşünüyordum."

"Kitaplıklaydı." Yanıma oturunca başımı ona çevirdim. "Kızdın mı bana?"

"Neden? Albümü bulduğun için mi? Hayır."

Gülümsemem daha çok büyürken albümün kapağında avuç içimi gezdirdim. Çok fazla heyecanlanmıştım. Üniversite yıllarında Yoongi ile birçok etkinliğe katılmış, farklı bölümlerde olmamıza rağmen çokça yanyana kalmıştık. Şimdi o anların her birini bu albümde bulabileceğime inanıyordum.

Kapağı yavaşça açarken, Yoongi boğazını temizledi. "Bir şeyler mi içsek?"

"Şarap! Şarap istiyorum, kırmızı şarap."

anaokulu // yoonmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin