HEDİYE

2.4K 185 17
                                    

Bölüm sonu notunu es geçmeyin lütfen! :D Bu bölüm Hatice, Aslıhan ve Irmak'tan, bir "hediye" olarak düşünün skjshs -incee-

Orta sehpaya ayaklarımı uzattığımda fazlasıyla yorulduğumuzu hissettim. Aslı’nın bıyık altı gülüşünü gördüğümde yüzüne dik dik baktım ama sırıtışı yüzünde daha da genişledi. “Ne gülüyorsun be?” en sonunda dayanamamıştım.

Şuh kahkahası sona erdiğinde konuştu, “Hatice, Şaziye anneanne burada olsa o sehpayı senin g-” cümlesi yastığın altında boğuklaşıp sesi kısıldı çünkü ona yastık fırlattım.  Aslı inlerken içim acıdı,Irmak bağırıp yorgunlukla pembeleşmiş yanaklarıyla mutfaktan çıkarken belini tutuyordu. Haklıydı kız tabii, evin içine sıçmıştık ve şimdi birden toplamamız, düzenlememiz ve partiye hazır hale getirmemiz gerekiyordu.

“Ya yeni topladık şuraları, Hatçe bari sen yapma!” ayağıyla yerde şişmiş haldeki birkaç balonu bize doğru fırlattı. Aslı bir yandan onaylayıp bir şeyler mırıldanıyor bir yandan da başını tutuyordu. Tamam, kabul. Elim ağırdı. Azıcık ayar bulması gerekiyordu ki o da bende yoktu. Kappe kader.

“Acıdı mı?” kıyamayıp başına bir öpücük bıraktım ama bu sarı cadıydı, yastığı aynı sertlikle geri iade ettiğinde sırıttım, Irmak homurdanırken çocuk gibi davranmamızla ilgili bir şeyler söylüyordu ama ne önemi vardı ki? O ağır abla takılan kız Ocak 2014ünde bu grupla duvarlarını indirmiş, içinden nasıl geliyorsa öyle davranıyordu zaten. O günlerin üzerinden çok geçmiş, hepimiz birleşmiştik ve şimdi kendi ikinci ailemize sahiptik. Biz birbirimizin yanındayken ağır başlı olmak zorunda değildik, ya da sevimli, sakin ya da neyse işte. Neysek oyduk. Beyza, Aslıhan, Irmak, Yaren, Ceren ve ben. Hatice. CHA.

Biz bize her zaman yetendik.

Tamam çoğu zaman random gülüşler ve yüksek oktavdaki sesimizle çirkinliğin dibini vuruyorduk ama olsun, puCCa nın dediği gibi, Allah da bizi böyle yaratmış, yapacak bir şey yok yani.

Yaren’in tepesinde bağladığı tülbent tavşan kulağı gibi dururken kıkırdadım. O düşüncelerimden bir haber “Beyza limonlu sever diyorum, kime diyorum!” dedi. Aslı ve Irmak aklımdan geçenleri okumuş gibi gülmeye başladıklarında bu sefer kahkaha attım. “Yok abi, siz koparmışsınız kayışları!” Yaren sinirle söylenirken etrafı süzdüm.

Her birimiz bol pijama altları ve salaş topuzlarla bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete diyerek bir bok  yemeye kalktık da haydi hayırlısı. Umarım kıçında patlamaz kızım Hatice,  fikir senden çıktı Beyza ilk seni doğrayacak dedim içimden.

Daha pastayı da almamıştık. Hay sıçayım bu beceriksizliğe.

“Alooo?” Yaren dikkatimizi çektiğinde hak verdim. Evet, bugün Beyzamızın doğum günüydü ve hiçbirimiz kutlamamıştık. Tabii ki benim yüzümden! :D

Ehehe, çok cadıyım çok.  Kız bir haftadır doğum günüme şu kadar gün, bu kadar saat kaldı diyordu da, bana mısın demiyorduk. Yaren bizden umudu kesip Ceren’e bir şeyler derken aklım dün geceye kaydı.

CHAdan kim varsa “Beyzanın doğum gününü kutlarsanız tükürürüm babanızın şarap çanağına!” dedim. E bir de büyüğüm ya ben bunlardan şimdi –büyüklüğe bak anasını satayım, bir yaş. Neyse, onların gözünde ablayım ben abla (!). En azından o imajı veriyorum lan, bu da bir şey şşşh- , tamam dediler.

Azıcık da işin içine cadılığımı ve despotluğumu kattım tabii. Çünkü Beyza’nın tripleri böyle dillere destandır!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 04, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Anneanneler ÇetesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin