Bölüm 2 (İdol)

308 13 2
                                    

Yine sıradan bir gündü. 1 hafta sonra sınavların başlayacak ve şimdiden çalışmaya başlıyorsun. Çalışma masanda çalışırken kafanı kaldırıyorsun ve yapışkanlı kağıtlarını yapıştırdığın duvara bakıp gülümsüyorsun çünkü orada Robert Downey Jr. yapıştırmaların var. Çok seviyorsun onu ve zırhlarını.

Robert Downey Jr ile tanışmak. En büyük hayalin buydu. Onu düşünedururken sınavlarına çalışmaya devam edersin.
Bir süre sonra yorulmuştun. Kafanı dağıtmak için odandaki televizyonu açtın ve haberlere bakmaya başladın. Gündemi takip etmeyi seviyordun. Kanalları hızlı hızlı geçerken gözüne bir şey takıldı. Hemen o kanala geçersin ve gördüğün şey karşısında şok olursun.

Flaş haber. "Robert Downey Jr Türkiye'ye geliyor!" 'Tony Stark olarak yıllarca ekranlarda gördüğümüz yakışlı oyuncu Türkiye'yi gezecek. Detaylar için bizi bekleyin."

Ekrana bir kaç dakika baktıktan sonra yaşadığın şoktan çıkarak çığlık atmaya başlıyorsun. Ayağa kalkarak kendinden geçmiş gibi dans etmeye başlıyorsun. Tam dansının ortasında annen kapıyı pat diye açarak;

"S/A sessiz ol biraz kuzum, çok geliyor sesin."

Annen açtığın televizyondaki habere bakınca yüksek sesli çığlıklarını sebebini anladı. Sana küçük bir tebessüm atarak gitti.

Kapını geri kapatıp hemen telefonuna sarıldım. Kankan Sude'yi arayarak haberleri açmasını söyledin.

"Sudeee! Gördün dimi haberi? Resmen sevinçten havalara uçuyorum. Bu çok güzel. Onunla aynı havayı soluyacağım. Aynı şeyleri göreceğim. Ayh bayılıyorum galiba."

"Kızım bi' dur sakinleş, nefes al. Ben de şuan şoktayım. Dilim tutuldu ne diyeceğimi bilmiyorum."

İkinizin de ağzı kulaklarındaydı. Biraz daha lafladıktan sonra telefonu kapattınız. Sen hala gülümsüyordun. İçin içine sığmıyordu.

Sınavlarına çalışmayı bitirdiğinde hava alma ihtiyacı hissetmiştin. Kıyafet dolabına giderek ilkbahara uygun giysiler giyip hazırlandın. Annene haber ederek dışarı çıkıyorsun.

İlkbaharın getirdiği o yumuşak havayı içine çekerek evinize yakın olan büyük bir parka doğru yürüyorsun. Bu güzel havada sana eşlik edebilecek en güzel şey müzik! Sanki o olmayınca kendini eşi ölmüş filler gibi hissediyorsun; mutsuz ve bir o kadar da yalnız. O yüzden her daim yanında olan kulaklığını alıp takıyorsun. Dışarıdan gelebilecek uyarıcıları duymak için kulaklığın tek kulağını takmadın. Bu önlemi her zaman alırdın.

Robert'ı düşünerek yürümeye başladın. Onunla tanışsaydın nasıl olurdu? Şuan karmaşık duygular içerisindeydin. Çünkü senin gibi her Downey hayranı onunla tanışmak için can atıyordu! O kadar milyon kişinin içinde seninle tanışıp konuşacak mıydı? Bu sana çok uzak bir hayaldi. Ama bir kere 'merhaba' dese bile bu sana yeterdi.

Düşüncelerinle kavga ederken önüne çokta dikkat etmiyordun. Parktaki son dönemeci dönerken birisine çarptın. Şapkası olduğu için yüzünü pek göremedin.

"Pardon hanımefendi."

Bu ses sana birisini andırıyordu. Ama üstünde pek durmadın.

"Önemli değil."

Adam ellerini ceketinin ceplerine sokup yürümeye devam etti. Arkasından biraz daha bakıp kaşlarını çattın. O erkeksi kokusu sana çarptığı burnuna gelmişti. Bu çok hoş bir kokuydu. Bu yaşına kadar hiçbir erkekle sevgili olmamıştın. O yüzden bu durumu biraz garipsedin. Bu koku sana bir şeyleri anımsatıyordu. Kafan düşünmekten allak bullak olmuştu. Önüne dönüp yürümeye başladın.

Parkta bir tur daha atıp eve yürümeye başladın. Telefonun sessizde ve hep cebinde olduğu için gelen bildirimleri görmemiştin. Eve girip hemen telefonuna sarıldın. Medyada bir söylenti dolaşıyordu. Robert Downey Jr.'ın çoktan Türkiye'ye geldiğiyle ilgili. Arkadaşın sana sürekli bununla ilgili şeyler atıyordu. Yeni bir şok dalgası seni vurdu.
Acaba o parkta ki adam?...

Aaa hey selam değerli okuyucularım. 15948473 yıl sonra bölüm ay ben. Evet bir ara ilhamsızlık beni vurdu. Ama sahada olmaya devam etmeye çalışacağım.

tony stark one shots■Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin