2.1

2.7K 269 46
                                    

Peter aşağıya baktı. Aşağıda karınca gibi görünen insanlar, kameralarının ışıklarını yukarı doğrultmuş kendisini çekiyorlardı.

Ya atlasaydı? Hiçbirinin umrunda olacağını sanmıyordu. Arkasındaki rüzgarın kesildiğini hissettiğinde, birden arkasında güçlü bir gövenin olduğunu sezip arkasına döndü.

Peter gülümsedi. "Böyle olacağını hayal etmemişim."

"Evet, ben de. Sonsuza kadar beni öldürmeye çalışırsın diye hayal ediyordum."

Peter gülümsedi. Gözlerinden süzülen son yaşları da sildikten sonra burnunu çekti ve gökdelenin fazla geniş olmayan
tepesine oturdu.

"Burası hiç rahat bir yer gibi değil."

Wade konuşurken, Peter hâla göz yaşlarını silmek ve burnunu çekmekle uğraşıyordu.

Wade onu fark edince bakışlarını gökdelen ve gökdelenin manzarasından çekip, Peter'a çevirdi. "Neden ağlıyorsun sen?"

"Bilmiyorum. Kendimi çok yalnız hissediyorum."

"Bak şimdi doğru konuştun." Peter anlamsızca Wade'e bakınca, Wade toparlamaya çalıştı, elini Peter'ın omzuna koyup

"Y-yani, kendini yalnız hissettiğini biliyorum. Hani hep, hiçbir şeyin umrunda olmadığını falan söylüyordun ya,"

Peter, Wade'in sözünü keserek, "Yalandı."
dedi.

Wade maskesinin altından gülümsedi,
yumuşak bir sesle "Biliyorum." dedi.

"Bazen herkesin sevilmeye ihtiyacı vardır. Kim olursa olsun, sadece sevilmek isteriz."

Peter ayağa kalktı. "Gidelim."

"Siktir ya, nasıl ineceğiz burdan?"

"Bana tutun." Peter kendinden emin bir şekilde Wade'e baktı. Wade, "Beni taşıyabilir misin?"

"Sadece tutun dedim Wade, kucağıma bin demedim. Ağı karşıdaki binaya fırlatacağım, gözden kaybolup yavaş yavaş aşağı ineceğiz."

"Plan da yapamış.." Wade kıkırdayınca Peter ona ters ters baktı.

Wade "Tamaam, tamam." Wade, Peter'a hafifçe sarıldı. Wade kendi hâline gülerken Peter da hâllerine kıkırdadı.

Ve ağı karşı binaya fırlattıktan sonra, kimsenin fark etmediği şekilde olmamaları gereken yerden kayboldular.

bir dahaki bölüm final.

dream :: spideypoolWhere stories live. Discover now